GERİCİLERE KARŞI, EBRAR VE MELİSA KAZANDI!

0
blank

Şike skandalları patladığından beri spor karşılaması izlemiyorum. Yarısı bile yalan olsa TV başına oturup keyif yapmayı engelliyor. Uzaklaşınca, milli karşılaşmalardan da uzaklaşıyorsunuz… Uzun zamandan beri milli maç da izlememiştim.

Bunca yıldan sonra Türkiye-Sırbistan voleybol finali için TV karşısına oturduğumda karşılaşmayı sonuna kadar izleyemeyeceğimi düşünecek kadar heyecanlandım. Ama izlemem gerektiğini düşündüm ve sonuna kadar oturdum; töreni de izledim!

İyi ki izlemişim… Bu karşılaşmanın “milli” de olsa sadece bir voleybol maçı olmadığı daha karşılaşma devam ederken ortaya çıktı.

Türk milli takımı göğsünde ay-yıldız taşıyordu ve Türk bayrağının güzelliği formalara tam olarak yansımıştı. Ama turnuvanın en değerli sporcusu Küba doğumlu bir kadın oldu. 1999 doğumlu Melisa Vargas, şansını pek çok ülkede denedikten sonra Türkiye’de ve Türk milli takımında yıldızlaştı. Dikkat ettim, kutlamalar boyunca biraz soğuktu. Fotoğraflara bakarsanız bazılarında olmadığını göreceksiniz. Fırsat buldukça kadrajın dışına kaçtı galiba… En makul insanlar bile O’nu “gerçek bir Türk” olarak nitelemekten vazgeçmiyor! Zaten bir de İtalyan baş antrenör var. Bizden olmak için ille de “Türk” olmak gerekiyor! Kübalı bir Latin olarak kutlanması daha güzel olurdu ama nedense ona “Türk” demek Türklüğümüze daha çok yakıştırılıyor. Gelmiş, yurttaş olmuş ama ille de Türk de olması gerekiyor!

Başarı ay-yıldız altında elde edilmiş olsa bile bu kadar “milliyetçilik” biraz fazla kaçtı… Başarının sırrı “Türk” olmaktan ziyade, çalışmakta ve formayı hak edene vermekte aranmalı… Türk halkı henüz bunu öğrenememiş; gördük!

Böyle bir şampiyonada finale kadar gelmeleri bile sporcularımızın başarıları ile sevinmek için yeterliydi ama iyi ki finali de kazanıp şampiyon oldular. Bu da GEREKİYORDU!

blank
Gerçekte Sırpları değil, milliyetçilikten gözleri kararmış olanları ve dini bağnazlıktan akıllarını yitirmişleri yendiler!
————————————————–

Ebrar Karakurt için yazılıp söylenenler, bu genç kadınlar üzerinden dini algı yaratmaya çalışanlar olduğuna göre onlara en güzel yanıt finali de başarı ile tamamlamak olacaktı. Türkiye Kadın Voleybol Milli Takımı Avrupa şampiyonu olamaması için “salavat zinciri” oluşturmaya çalışanların dualarının boşuna olduğu kanıtlandı. İyi ve güzel oldu!

Bilmiyorum; bu başarıyı duaları ile bile engellemeyi başaramayanlar başarısızlıklarının nedenini arayacaklar mı? Boşa giden dualar neyi gösteriyor acaba? Tanrılarının bu işlerle uğraşmadığını öğrenmelerine azacık da olsa katkıda bulunmuşlarsa Türkiye Kadın Voleybol Takımı oyuncuları, Türkiye’nin geleceğinde rol oynayacak büyük bir iş başardılar demektir.

Bu kadınlar, farklı uluslardan insanların bir arada güzel işler yapabileceklerini gösterdiler. Dini hurafelerin hiçbir işe yaramadığı da ortaya çıktı. Sonuçta Türkiye-Sırbistan karşılaşması, dini ve milli ön yargıların tam anlamı ile sorgulandığı bir karşılaşma oldu. Hem dini ön yargıların boş olduğu kanıtlandı; hem de Türklerin üstün ırk oldukları sanrısı yaşayanların hayalleri yıkıldı.

Çalışkanlık kazandı. Dostluk ve yardımlaşma kazandı. Çağdaşlık kazandı.

Tebrik edilmesi gereken tek bir ekip var aslında: FİLENİN SULTANLARI… Onlar kazandı; onları sevenler ve onların temsil ettiği değerlere inananlar rahat bir nefes aldı!

Tartışmalar devam ediyor. Etsin! Kadın voleybolcuların sadece voleybol oynamadıkları, aslında önyargılarımızı ve bunların işe yaramadıklarını yüzümüze yüzümüze vurdukları, her gece TV ekranlarında ve sosyal medya platformlarında yapılan bu tartışmalarla yeniden ve yeniden kanıtlanıyor. Bu tartışmaları izledikçe Türkiye’ye dair umutlarımız artıyor; karşılamayı izlemeye hazırlandığım andaki gibi heyecanlanıyorum. Tartışmalar gibi yaşam da devam ediyor. Gericilerin kazanması mümkün değil… Öyle olmasaydı, kimse onlara “gerici” demezdi zaten!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz