GERİ ADIM YOK: “HEP BERABER YÜRÜYECEĞİZ”

0
blank

“Durun bakalım neler olacak?” diye kaytarmaya çalışmayalım… 

Seçim sonuçları çok şey söylüyor: “Federasyoncular ve iki devletçiler” diye ayrım yapmaya kalkışanlara da bakmayın; kamplaşma bellidir: Türkiye’nin acentesi gibi hareket etmeye “evet” diyenler ile “hayır” diyenler…

İkinci turun sonucunu ise şimdiden söyleyebiliriz: Akıncı kazanacaktır. Daha ilk turdan, ellerinde makul seçenekler varken Türkiye ile kapışmayı gözü kara bir şekilde sürdüreceği belli olan Akıncı’ya yönelen seçmenlere daha da katılanlar olacaktır. Erhürman, Özersay ve Denktaş’ın aldığı oyların çok önemli bir bölümü daha Akıncı’ya kayacaktır. Sandığa gitmeyen önemli bir kesim var; bunlara yönelik ciddi baskılar olacaktır ama sonuç alınabileceğini sanmıyorum. 

GERİ ADIMI KİM ATACAK?

Bu çatışma henüz daha bitmedi; şiddetlenerek devam edecektir. 

Akıncı’nın akşamki ‘zafer konuşması’ bunun işaretleri ile doluydu. Artık kendini çok önemli bir “lider” olarak görüyor: “Bizi size anlatmaya çalıştılar. Bu halkın arasında olan bir lideri bir türlü anlamak ve görmek istemediler. Her halde bu akşam gördüler ve anladılar.”

Bu ‘lider’ halkı arkasında toplamaya çalışacağını da ilan etti: “Önümüzdeki pazardan sonra çok daha katılımcı bir süreç bizi bekliyor. Halkımızın takdiri, halkımızın vereceği destekle 19 Ekim sabahından itibaren görevimizi devam ettireceğiz. Bu defa geçmişe göre çok önemli bir fark var. Geçmiş dönemde, seçtik hade Akıncı yürü. Bu defa öyle değil. Bu defa el ele omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. STÖ’lerle, siyasal örgütlerler, yerel örgütlerle, kadın örgütleri ile gençlik örgütleri ile yürüyeceğiz. Bu defa çok katılımcı bir süreç bizi bekliyor. 19 Ekim sabahından itibaren bunun mekanizmalarını oluşturmaya başlayacağız. Bu katılımcı sürecin kültürünü kafamızda yavaş yavaş oluşturduk. Önümüzdeki süreç yalnız yürünecek bir süreç değil. Hep beraber yürüyeceğiz.”

Bu yürüyüşün nereye karşı olacağı, seçim kampanyasından bellidir. 

Türkiye’deki iktidarın da ‘geri adım atacak bir yapıda’ olmadığı da açıktır. Çatışma derinleşecektir.

RADİKALLEŞME ARTACAK

Derinleşen çatışma, şimdi makul bir duruş sergilemeye çalışan pek çok kişi ve kuruluşu daha yutmuş olacak; radikalleşme artacaktır.

Tufan Erhürman direnç gösterebilir ama CTP’deki radikal eğilimler güç kazanacaktır. Halktan oy alarak yeniden seçilmenin peşinde koşan milletvekilleri veya milletvekili olma potansiyeli taşıyan CTP yöneticileri, bu gidişata ayak uyduramaya çalışacaklar.

Özersay ve Denktaş belki de sahneden çekilecekler ama çekilmezlerse seslerini daha gür çıkarmak ihtiyacı hissedecek ve onlar bile daha radikal tavırlar alacaklardır. 

UBP de güç kazandı. Üstelik bu gücünün kaynağının ne olduğunu çok iyi anladı: Türkiye’nin desteği… Siyaset sahnesinde boy göstermek isteyen milliyetçi aydınların tek adresi olarak UBP güç kazanmaya ve radikalleşmeye devam edecek.

Rahatlıkla söyleyebiliriz ki merkez çöktü ve yakın bir gelecekte de toparlanamayacak.

DAHA AZ ŞEYİMİZ VAR

Geçen hafta yaptığımız değerlendirme sırasında Cem Kar, 19’undan sonra ne olacağını sormuştu. “Neyimiz varsa, daha azı olacak” demiştim. 

Artık daha az toleransımız olacak.

Daha az hoşgörü; daha az demokrasi.

Daha az hukuk; daha az adalet…

Daha küçük ekonomi; daha az müşteri… Devlete daha fazla yüklenecek; bize daha iyi bakmasını isteyeceğiz.

Yürünecek uzun bir yolumuz da var… “Hep birlikte yürüyeceğiz” elbette… Kıyamete kadar!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz