Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Ağustos ayının ilk yarısında gerçekleşmesi planlanan baş başa görüşmesinin, gayrı resmî ve bütün konuların serbestçe görüşülebilmesi için gündemi açık olacağı haber verildi.
Fileleftheros “Yüz Yüze görüşmede Her Şeyi Konuşacaklar… İki Liderin 15 Ağustos’tan Önceki Randevusu Bundan Sonrası Açısından Belirleyici Olacak” başlıklı manşet haberinde liderler görüşmesinden, hem Kıbrıs sorunundaki çıkmazı kaldırmak ve müzakerelerin başlamasına dönük yeni bir çaba doğması perspektifi, hem de gayrı resmî beşli konferans için ön şartlar olup olmadığının ortaya çıkacağını yazdı.
Habere göre Rum Sözcü Prodromos Prodromu dünkü açıklamasında, Ağustos ortalarından önce gerçekleşmesi beklenen Akıncı-Anastasiadis görüşmesinde, müzakerelerin yeniden başlaması, bunun paralelinde de Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine son vermesi yönünde çaba harcanacağını söyledi.
Prodromu, Akıncı-Anastasiadis görüşmesine dair somut bir şey var mı sorusuna karşılık “Sayın Akıncı’nın tarafıyla uzlaşı sağlandı. Başkan ile Kıbrıslı Türk liderin Ağustos ayı ortasından önce görüşecek” yanıtını verdi.
Prodromos Prodromu şöyle devam etti:
“Başkanın arzusu, müzakerelerin yeniden başlamasına ulaşabilmemiz için serbestçe konuşabilmeleri, bütün konuların üzerinden geçilmesidir. Bunun da Türkiye’nin meydan okumaları veya yasadışı müdahaleleri olmadan, uygun bir ortamda olması gerekir. Crans Montana’da vardığımız noktadan başlayarak, 6 parametreye de atıf yapılan Guterres Çerçevesi’nin sağlayabileceği kesin yardımla, AB ilke ve kurallarının da geçerli olacağı ve güvenlik meselelerini de dikkate alacak genel kapsamlı bir anlaşmaya varmamız lazım”
Liderler görüşmesinde BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un da hazır bulunup bulunmayacağı sorusuna karşılık Prodromu, bunun henüz netleşmediğini belirterek “Önemli olan irade olmasıdır. Şu anda Kıbrıs Türk tarafında da irade var. Görüşmenin Kıbrıs sorununun gerçek meselelerini kapsamasını, oyalama veya geciktirme unsuru olabilecek başka konular karıştırılmamasını umarım” dedi.
“Taraflardan biri meydan okurken, hak ihlalinde bulunur ve gerilim yaratırken müzakere olamayacağı” genel geçer mantığına işaret eden Prodromu, bu ön şartın liderler görüşmesi mi yoksa müzakerelerin başlamasıyla mı ilgili olduğu soruya karşılık “özlü olması gereken müzakereler uygun ortam gerektirir. Gayrı resmî görüşmede, müzakerelerin yeniden başlaması ve bu tahrikkar faaliyetlerin durması için paralel çaba harcanacak” dedi.
Prodromu, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, müzakerelerin koptuğu yerden başlamaması gerektiğine ilişkin soruyu yanıtında, çeşitli istikametlerden sürekli açıklamalar işitildiğini söyledi. “Bizim tarafın isteği, kaydedilen ilerlemenin değerlendirilmesi, tekrar baştan başlamamamız ve elbette müzakerelerin BM çerçevesinden çıkartılması için yapıldığını işittiğimiz yeltenmelerden kaçınılması için müzakerelerin (Crans Montana’da) ulaştığı noktadan başlamasıdır” ifadelerini kullandı.
HRİSTODULİDİS VE ANGELİDİS
Aynı gazeteye göre, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, 20 Temmuz Barış Harekâtı yıldönümü nedeniyle dün akşam Rum Başkanlık Sarayı’nda düzenlenen anma etkinliğinde yaptığı konuşmada liderlerin görüşmesine de değindi. Hristodulidis, Anastasiadis’in, “gerek Lute’la, gerek Lute olmadan, Cumhurbaşkanı Akıncı ile özlü müzakerelerin yeniden başlamasının gündeme getirilmesi ümidiyle, gayrı resmi, prosedürel, Crans Montana’daki oluşumla, ön hazırlığı iyi yapılmış bir konferans yapılması şartlarını görüşmek istediğini” söyledi.
Hristodulidis “müzakerelerin yeniden başlaması, elbette Türkiye’nin Kıbrıs’ın karasuları ve MEB/kıta sahanlığı içerisindeki yasadışı faaliyetlerine ve yeni emrivakiler yaratma projelerine son vererek, uygun ortam yaratılmasına aktif katkı koyacağı anlamına gelir. Bir AB üyesi devlette garantilere ve yabancı askere mahal yoktur. Sadece insan haklarının, uluslar arası hukukun ve yeniden birleşmiş devletin ait olmaya devam edeceği AB’nin ilke ve değerlerinin uygulanmasına yer vardır” dedi.
Rum Savunma Bakanı Savvas Angelidis de “sürekli istikrar, barış içerisinde beraberlik şartlarını yaratacak bir çözüm istiyoruz. Bunun başarılması için, çözümün, vatanımızı, modası geçmiş garanti sisteminden, müdahale haklarından ve yabancı askerlerden kurtarması gerekir. Garantilere ve müdahale haklarına son verilmesi, ilk günden itibaren işgal askerlerinin sayısında dikey düşüş olması ve Ada’daki varlıklarına kesin son verilmesini gündeme getirecek maddeler ön şarttır” ifadelerini kullandı.
AKEL Polit Büro üyesi Hristos Hristofidis ise “Crans Montana standardında bir gayrı resmi konferans perspektifi bugün çıkmazdan çıkış için bir ışık huzmesi sağlıyor” dedi. Cumhurbaşkanı Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in en kısa zamanda BM Genel Sekreteri’nden, prosedürel olarak nasıl ilerleneceğinin görüşüleceği böyle bir konferans çağırmasını istemesi gerektiğini belirtti.
Hristofidis, çözüm zeminine kesin gözüyle bakılması gerektiğini de savundu ve “Özersay ve Türk yetkililerin, bu konferansta ‘iki devlet ve konfederasyon ihtimalini açık bırakarak’ uzlaşacağımız çözüm şekli görüşülmeli açıklamaları verimsizdir. Bu tür yaklaşımlar benimsenirse vatanımız için sonuçları felaket olur” iddiasında bulundu.
Anastaiadis’in “kesin ve ikna edici bir şekilde Rum tarafının sadece iki bölgeli iki toplumlu federasyonu görüştüğünü ve müzakerelere sadece Crans Montana’da kalınan yerden, Guterres Çerçevesi temelinde başlamaya hazır olduğunu açıkça ortaya koyması gerektiğini” de savundu.
ABD, GÜVENLİK KONSEYİ’NDE MÜZAKERELERE SON TARİH KONUSUNU GÜNDEME GETİRDİ
Politis, Kıbrıs müzakerelerine geri dönülerek Doğu Akdeniz’deki gerilimin azaltılmaya çalışılması ışığı altında BM Güvenlik Konseyi’nde, BM Barış Gücü raporuna dair, Rum tarafı açısından ipi geren bir görüşme yapılmakta olduğunu yazdı. Rum tarafının, yasanın uygulanması ve kaçak göç konularında yeni işbirliği mekanizmalarıyla ilgili ifadeleri azaltmak maksatlı yoğun çaba harcadığı vurgulandı.
Haberi “Güvenlik Konseyi’nde ve İşgal Bölgelerinde Takvim İsteniyor… Güvenlik Konseyi’nde ABD Tarafından Yeni Bir Prosedüre Son Tarih Konusu Gündeme Getirildi” başlığıyla manşete çeken gazeteye göre, ABD, görüşme sırasında müzakerelerin yeniden başlamasının ivediliği konusunu ve sona eriş tarihi getirilmesi gereğine gönderme yaparak, daha öncekilerden çok daha vurgulu şekilde gündeme getirdi.
Gazete aynı (müzakere sürecine sona eriş tarihi) talebin dün TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay tarafından da dile getirildiğine dikkat çekti.
GARBER: “YANLIŞ ANLAMA BURADA YATIYOR”
Gazete devamla, Alithia’da dün yayımlanan söyleşisinde, Kıbrıs denizlerindeki doğal kaynakların adilane paylaşılması ve itidal çağrılarını yineleyen ABD’nin Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi Judith Garber’ın “Kıbrıs Cumhuriyeti belirli bir bölgeyi kendi MEB’i olarak talep ediyor” ifadesini de kullandığına dikkat çekti.
Habere göre, Garber, “talep edilen bölge ifadesi, Kıbrıs (bölgeyi) talep ediyor mu yoksa Kıbrıs’ın MEB’idir mi demek oluyor” sorusuna karşılık “yanlış anlama burada yatıyor” cevabını vermiş.
“GEL İKİMİZ SERBESTÇE KONUŞALIM”
Alithia da manşete çektiği haberini “Gel İkimiz Serbestçe Konuşalım… Başkan Anastasiadis’ten Akıncı’ya, Beklenen Görüşmeleri Konusunda Mesaj” başlığını attı.
Gazete, Anastasiadis’in Cumhurbaşkanı Akıncı ile yapacağı görüşmenin Ağustos ortasından önce olmasını, serbestçe konuşmalarını, oyalama veya geciktirme unsuru olan başka konular karıştırılmadan, Kıbrıs sorununun gerçek meselelerinin ve bütün konuların üzerinden geçmelerini ve bu şekilde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini durdurulmasını isteyeceğini yazdı.
Haravgi, liderler görüşmesini manşete çektiği haberine “Liderlerin Yüz Yüze Görüşmesinde Her Şey Açık” başlığını attı.