Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın; Kıbrıs Türkü’nün eşit ortaklığını tanımayan, 1963 yılında Kıbrıs Türklerini ortaklık devletinden çıkaran, 1963 yılından 1974 yılına kadar 11 yıl boyunca Kıbrıs Türkü’ne bizzat Rum Yönetimi tarafından uygulanan mezalimi unutturmaya çalışanlara en güzel cevap olduğunu belirtti..
Oktay, Kıbrıs meselesinin çözümünün her halükarda eşitlik temelinde gerçekleşeceğini de vurguladı.
20 Temmuz Barış Harekatı’nın 46. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Oktay, yakın tarihin en şanlı özgürlük ve diriliş destanlarından birisi olan Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 46. yıldönümünde bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Oktay, Kıbrıs Türk halkının bayramını kutlayarak, “Kıbrıs Türkü’nün istiklali daim; istikbali parlak olsun. Bu tarihi günün yıldönümünde sizlere Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ve milletimizin gönülden sevgi ve selamlarını iletiyorum” dedi. 46 yıl önce bugün Barış Harekâtı başlayana kadar bu topraklarda, Kıbrıs Türkleri’nın mermilerin hedefi olduğunu; sokaklarda zulmün hüküm sürdüğünü, Kıbrıs’ın birçok noktasında Türklere karşı insanlık dışı sindirme çabalarının hâkim olduğunu anımsatan Oktay şöyle devam etti: “Bu çabalar bugün de Kıbrıs Türklerine yönelik ambargolarla sürdürülmektedir. Kıbrıs Türkü, mücahitlerimizin yıllar süren haklı direnişi ve Mehmetçiğimizin kahramanlığıyla, tüm dünyaya Kıbrıslı Türklerin özgürlüğünden asla ödün vermeyeceğini göstermiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı ile kahraman Mehmetçiğimiz Kıbrıslı kardeşlerimizin imdadına hem havadan hem de denizden yetişmiştir. Gazilerimizin aktardığı anılar vesilesiyle gelin o günü bir daha hatırlayalım; Hava indirme birliğinden bir gazimiz, Gazi Sabri Taş harekâtı şöyle anlatıyor; ‘Paraşüt birliği olarak ilk indirmeyi yapacaktık. Uçaktan tam atlayacakken aşağı baktığımızda alevlerin içine atladığımızı gördük. Ekin tarlalarını yakmışlardı. Harekâtın ilk şehitlerini orada verdik. Ardından Küçük Kaymaklı tarafına geçtik. Köyde yaşayanlar Türk askeri gelmiş çok şükür diye koşup bize sarılıyorlardı.
Deniz çıkarma birliğinden bir gazimiz ise Servet Eskiyurt, denizdeyken üzerlerine mermi yağdığını görünce rotanın ‘şehadet’ olduğunu anlamıştı. ‘Çıkarma yaptığımız yerde 10 gün boyunca yiyecek ve su bulamadık. Aç ve susuz geçen günlerden sonra Dargeçit Bölgesine asılan Türk bayrağı bize tüm bitkinliğimizi unutturan bir moral kaynağı olmuştu’ diyor. Harekât, işte böyle gözü kara Mücahitlerimizin, Mehmetçiklerimizin bir an bile düşünmeden ateşin içine atladığı, mermi yağan sulara daldığı bir mücadeleydi…” Fuat Oktay, Barış Harekâtı’nda Kıbrıs Türkü’nün varlığı, hakları ve hürriyeti için cesaretle savaşan ve bu uğurda gözlerini kırpmadan can veren tüm Mehmetçik ve Mücahitleri rahmetle andı. Kıbrıslı Türklerin özgürlük mücadelesine öncülük eden Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı da şükranla yâd eden Oktay, Kuzey Kıbrıs’ta yazılan diriliş destanının hayattaki canlı tanıkları olan gazilere de sağlıklı uzun ömürler diledi.
Oktay şöyle devam etti: “O günden bu güne, zulüm ve baskı ne kadar büyük olursa olsun, inandığınız yoldan asla dönmeyeceğinizi dosta düşmana kanıtladınız. Kıbrıs Türkü’nün hürriyet şiarını hala anlamak istemeyenler bir kez daha duysun: Mücahitlerin yılmaz direnişleriyle açtıkları yol, Kıbrıslı Türklerin kendi kaderini tayin yolu, siyasi eşitlik ve hürriyet yoludur. Kıbrıs Türk halkı, yaşanan tüm zorluklara rağmen toplumsal varlığını en güçlü şekilde korumanın yanı sıra, kendi Devletini kurmuş ve ona dirayetle sahip çıkmıştır; çıkmaya da devam etmektedir. Bizim gönül birliği içerisinde her yıl kutladığımız Barış ve Özgürlük Bayramı, Kıbrıs Türkünün eşit ortaklığını tanımayan; 1963 yılında Kıbrıs Türklerini ortaklık devletinden çıkaran, 1963 yılından 1974 yılına kadar 11 yıl boyunca Kıbrıs Türküne bizzat Rum Yönetimi tarafından uygulanan mezalimi unutturmaya çalışanlara en güzel cevaptır. Barış Harekâtı ile Ada’nın sadece kuzeyine değil, güneyine de barış Türk askeri sayesinde gelmiştir. Kıbrıs meselesinin çözümü her halükarda eşitlik temelinde gerçekleşecektir. Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 2004 yılında Avrupa Birliği’ne kabul edilirken, çözüm istermiş gibi görünerek tüm dünyayı nasıl kandırdığını, üye olur olmaz da AB’nin sizlere verdiği sözleri tutmasını nasıl engellediğini hepiniz biliyorsunuz… Rum-Yunan ikilisinin Türkiye’nin kıta sahanlığı haklarını ve Kıbrıs Türkü’nün meşru hak ve çıkarlarını görmezden gelerek bölgeyi kendi çıkarları çizgisinde şekillendirme çabaları beyhudedir. Rumlar, kendi ürettikleri çözümsüzlüğün bedelini de Kıbrıs Türküne ödetmek istemektedir. Rum-Yunan ikilisinin Avrupa Birliği’ni suiistimali ve AB zirvesinde talep ettikleri yaptırımlar ile Akdeniz Gaz Forumu ve kurulan üçlü işbirliği mekanizmaları bunun son örnekleridir.
Ne geçmişte yapılan haksızlıkları, zulümleri unutmak ne de bugün oynanmaya çalışılan oyunları görmezden gelmek mümkün değil…” Oktay konuşmasında, Namık Kemal’in “Vatan” şarkısında ifade ettiği; “ECDÂDIMIZIN HEYBETİ MA’RÛF-I CİHÂNDIR, FITRAT DEĞİŞİR SANMA! BU KAN YİNE O KANDIR” sözlerini anımsatarak, “Yani ecdadımızın heybetini bütün cihan bilir ve damarlarımızdaki akan kan da aynı kandır” dedi.
Kıbrıs Türkü’nün geçmişte eşitlik ve hürriyet uğruna canını feda etmekten çekinmediğini belirten Oktay, şöyle devam etti: “Uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimiz çerçevesinde, geçmişte yaşanan derin acıların tekrarlanmasına asla müsaade edemeyiz. Türkiye, her alanda Kıbrıs Türkü’nün en büyük destekçisi olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bunu herkes böyle bilsin.
Değerli Kıbrıs Türkü kardeşlerim, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik insanlık ve hukuk dışı kısıtlamaların tamamen ortadan kaldırılması, milli davamızdır. Bunun için KKTC’nin uluslararası toplumda hak ettiği yeri alması amacıyla gerekli girişimleri sürdürüyoruz. Kıbrıs meselesinin öncelikli olarak ‘siyasi eşitlik’, aksi takdirde ‘egemen eşitlik’ temelinde çözülmesinden yanayız.
Aynı zamanda hidrokarbon kaynaklarının hakkaniyetli biçimde paylaşılması ve Kıbrıs’ın barış ve istikrar adası olması için geçmişten bu yana çaba sarfediyoruz. Daha önce birçok vesileyle vurguladığım gibi, Kıbrıs’ta mevcut statükonun sürdürülmesine yönelik çabaları asla kabul etmeyeceğiz. Bunun en temel göstergesi Kapalı Maraş’a yeniden hayat vermek yönünde başlattığımız çalışmalardır. Uzun zamandır atıl durarak içimizi sızlatan bu bölgenin mahallelerinde, sokaklarında, sahillerinde yeniden aileleri; sevinç ve güven içinde koşuşturan Kıbrıs’ın çocuklarını görmeyi arzu ediyoruz. Bu konuda çalışmalarımız KKTC Hükümeti ile istişare içinde sürüyor.
Kıbrıs Rum Yönetiminin bu konuda uluslararası toplumu yanıltmak amacıyla asılsız iddialarla yürüttüğü propaganda faaliyetlerine de hukuk çerçevesinde gerekli cevapları vermeye devam edeceğiz.” Oktay, Bölgede ve özellikle Doğu Akdeniz’de yaşanan tüm krizlerde iş birliği yollarını genişletme, yapıcı diplomasiyi işletme gayreti içerisinde olduklarını belirterek, Türkiye’nin dostluğunun kıymetini bilenlerin bu mekanizmaları etkin şekilde değerlendirdiğini söyledi. “Israrla ülkemize karşı oyun kurmaya çalışanlar ise kaybedenler arasında yerlerini alıyorlar” diyen Oktay, Artık Türkiye’nin içinde yer almadığı hiçbir senaryonun gerçekleşme ihtimalinin olmadığının görüldüğünü kaydetti. Oktay, “Suriye’de, Kuzey Irak’ta ve Libya’da kendimizin ve dostlarımızın güvenliği için irademizi net şekilde ortaya koyuyoruz. Kardeş Azerbaycan’ın topraklarına ve egemenlik haklarına kast eden her türlü saldırının kararlılıkla karşısındayız. Bizim mücadelemiz, bölgemizi herkes için daha müreffeh hale getirmek yönündedir” ifadelerini kullandı.
Oktay, “Bedeli gözü yaşlı insanların ahı; gönlü yaslı mazlumların feryadı olan hiçbir düzenin dünyaya hayır getirmeyeceğini” ifade ederek, şöyle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanımızın Dünya 5’ten büyüktür çıkışı ile sürdürdüğümüz daha adil bir dünya düzeni çağrımızı 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nda KKTC’den bir kez daha yineliyorum; Bölgede etkinlik gösteren tüm tarafları Türkiye’nin adalet ve meşruiyet temelinde uzattığı barış ve iş birliği eline karşılık vermeye davet ediyorum. Bu çağrımıza ilelebet yanıt bekleyeceğimizi de kimse düşünmesin.” Oktay, KKTC’nin tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla mücadelede en başarılı örneklerden birisi olduğuna işaret ederek, “Bundan sonrası için de hem günlük hayatta hem de çalışma hayatında temizlik, maske, mesafe ilkesine dikkat ederek salgından korunacağınıza inanıyorum” dedi. Ancak zorunlu karantina sürecinin pek çok ülkede olduğu gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisini de derinden etkilediğini ifade eden Oktay, şu uyarılarda bulundu:
“Normalleşmeyle birlikte özellikle turizm sektörünün yeniden kapılarını açması, üretim ve tedarik süreçlerinin canlanması KKTC ekonomisinde bir toparlanmaya vesile olacaktır. Hem salgının açtığı yaraların hızla kapanması hem de projelerin, teşviklerin devamlılığını sağlamak için 2020 Yılı İktisadi Ve Mali İşbirliği Anlaşması’nı imzaladık. Mali işbirliği paketinin yanı sıra salgınla mücadelede de sizlerin yanında olduk. Tıbbi yardım gönderdiğimiz 137 ülkeden önce sizlerin ihtiyaçlarının karşılanmasına öncelik verdik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’ini kendimizden farklı görmedik. Salgın döneminde sizlerden sağlık hizmetine ihtiyaç duyanlar olduğunda bağrımıza bastık. Bu kapsamda, Sağlık Bakanlığımız ve Kızılay tarafından aşı, ilaç, test kiti, test cihazı, maske, dezenfektan, koruyucu giysi ve gıda paketi destekleri sağlandı; diğer taraftan başta solunum cihazı olmak üzere medikal malzemelerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sevkini kolaylaştırdık.
Tüm çabalarımız daha gelişmiş ve kendi kendine yeten bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içindir. Ekonomik bakımdan güçlü olan bir ülkenin, siyasi alanda da etkinliğini artıracağı bir gerçektir. Yeni normal, KKTC için fırsatlar, yeni iş birliği ve açılım imkânları sunuyor. Geçtiğimiz yıl 20 Temmuz’da açılışı gerçekleşen ODTÜ Kalkanlı Teknoloji vadisinden müjdeli haberler gelmeye başladı. Türkiye ve KKTC arasındaki işbirliği ile dünyada bir ilke imza atarak haberleşme sistemleri alanında özgün metamalzeme tabanlı antenler tasarlanmış olup testleri yapılmıştır. Türkiye’nin de destekleriyle KKTC’nin, geleceğe bugünden daha umutla bakacağına inanıyorum.” Fuat Oktay, Kıbrıs Barış Harekâtı ruhunun, üstad Necip Fazıl’ın “KURTULUR DİL, TARİH, AHLAK VE İMAN GÖRÜRLER NASILMIŞ NEYMİŞ KAHRAMAN YER VE GÖK SU VERMEM DEDİĞİ ZAMAN HER TARLAYI SULAR ARKIMIZ BİZİM…” mısralarında hayat bulduğunu ifade etti. Kıbrıs’ın, ancak birlik ve beraberliğini muhafaza ederek yükseltebileceği bir milli dava olduğunun bilincinde olduklarını ifade eden Oktay, “Kardeşlik bağlarımız ve Türkiye’nin garantör statüsünün getirdiği yükümlülükler doğrultusunda, Kıbrıs Türk halkına milli, ahdi ve tarihi bağlarla gönülden bağlıyız ve bu bağlar daima canlılığını koruyacaktır” diye konuştu.
Bu bağların, sonradan oluşmuş sun’i bağlar olmadığını vurgulayan Oktay, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türkü, 1071’de Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt ruhunun ve büyük Türk Milletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu duygularla sözlerimi tamamlarken, Kıbrıs Türk Halkı’nın ve milletimizin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı bir kez daha kutluyorum. Hepinizi tekrar sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Allah’a emanet olun.”