Başkanlık sistemine geçişi ve milletvekillerinin bakan olmaması gerektiği görüşünü her zaman savunduğunu belirten Ertuğruloğlu, sürdürülebilir karar politikaları yaratacak sistemin Başkanlık sistemi olduğunu, bu anlamda da kabineye atanmasının, düşüncesini beslediğini anlattı.

Siyasi hayatı boyunca Kıbrıs konusundaki duruşu nedeniyle çok eleştirildiğini kaydeden Ertuğruloğlu, bugün savunulan politikanın da kendi savunduğu politikalarla tamamen aynı olduğunu belirtti.

Kendisini ulusal davaya adadığını ve hiçbir kişisel beklentisi olmadığını ifade eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs konusunda gelinen noktanın doğru olduğunu ve asla geri adım atılmaması gerektiğini kaydetti.

Federasyonla ilgili söylemler artık midemizi bulandırıyor diyen Ertuğruloğlu, federasyonla ilgili söylemleri federasyon tezinin artık bittiğini, bu dönemde KKTC devletinin varlığı ve egemen eşitliği temelinde bir politika hedefinde ciddi bir görev ifa edeceğini söyledi…

Ertuğruloğlu, tek çare federasyondur söyleminin Kıbrıs Türkünün aciz bir durumda olduğu anlamına geldiğini ifade ederek, Rum tarafının çözüm istemeyen tavrına işaret etti…

Gelinen aşamada Kıbrıs Türküne en büyük kötülüğü yapanın BM olduğunun her zaman hatırlanması gerektiğini belirten Ertuğruloğlu, BM’nin ve dünyanın Kıbrıs Türklerine yaptığı haksızlıklara değindi…

Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk toplumunun tek istediğinin doğru yönetilmek olduğunu anlatarak, dış politikada ise olmazsa olmaz olarak ortaya konulan ilkelerle ilgili ise o kadar duyarlı olmadığını vurguladı…

Eğer bir anlaşma olacaksa KKTC’nin varlığı ve egemen eşitliği temelinde olacağını belirten Ertuğruloğlu, devlet karşıtlığı ile bu işin yürütülmeyeceğini, devletin varlığını geçici olarak gören varsa bu devletin makamlarına talip olmaması gerektiğini belirtti…