Bazıları gözümüze bir avuç kum serpmekte bayağı ustalaşmışlar anlaşılan… Daha üç gün önce Çatalköy sokaklarında ateşlenen kalaşnikofları unutturmanın yolunu, yeni bir milliyetçilik dalgasını ateşlemekte arıyorlar. Türkiye’nin muhalif gazetecilerinden Ayşenur Aslan’ın, Türk Mukavemet Teşkilatı ile ilgili olarak iddalı olmadan ve hatta tereddütlü olarak ifade ettiklerini gündemin birinci sırasına taşımaya çalışıyorlar.
YANLIŞLAR VE DOĞRULAR
Aslan, suikaste kurban giden Halil Falyalı’nın kendini TMT üyesi olarak tanıttığını söyledi ki ben böyle bir şey duymadım; sanırım yanlıştır. Aslan TMT’yi suikastler ile anılan bir örgüt olarak tanımladı ki TMT’nin “suikascı bir örgüt” olarak anılması haksızlık olsa bile tümüyle yanlış değildir. Aslan, TMT için “illegal” ve “yarı resmi” sıfatlarını da kullandı ki bunların bir sakıncası olduğunu sanmıyorum. Türk Mukavemet Teşkilatı, İngiliz döneminde illegal olarak kuruldu ve Kıbrıs Türk halkı içindeki faaliyetlerini “yarı resmi” olarak sürdürdü.
Ayşenur Aslan, oldukça tecrübeli de olsa nihayetinde bir gazetecidir. Gazeteciler her şeyi bilir ama hiçbir şeyi tam olarak bilmezler… Her gün yeni konular ortaya çıkar ve bu konular hakkında hem kendileri konuşur; hem de muhataplarını konuşturmaya çalışırlar. Bazen doğru söylerler, bazen yanlış! Yanlışları doğrularından fazla olanlar, bir süre sonra mesleği terk etmek zorunda kalırlar.
Şahsen de tanıma olanağı bulmuştum; Ayşenur Aslan doğruları yanlışlarından çok fazla olan bir gazetecidir. Bu nedenle onlarca yıldır mesleğini başarı ile sürdürmektedir.
Aslan’ın TMT hakkında kullandığı ifadeler, bir düğmeye basılmış gibi tepkilere neden oldu. Türkiye Cumhurbaşkanı Yardmcısı Fuat Oktay, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsü Ömer Çelik ve daha niceleri Ayşenur Aslan’a sövgüler düzerken, TMT hakkında bilmeden atıp tutmaya başladılar. Onların atıp-tutmaları genel milliyetçi söylemlerle süslendiği için kimsenin kendilerine karşı çıkamayacağını düşünüyor olmalılar…
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar da kervana katıldı tabii… Yakında başkaları da yola düşerse şaşmayacağız!
GÖZ BOYAMA GAYRETİ
Bu gayretin amacı nedir yani?
Kuzey Kıbrıs’ın bir mafya cenneti, bir uyuşturucu dağıtma merkezi olduğuna dair iddialar ve bu iddiaların kanıtlar gibi ayaklarımıza dolanan tehditler, silahlı saldırılar ve cinayetler açıklanmayı beklerken Oktay ve Çavuşoğlu bize tarih dersi mi verecekler? Amaçları bizi tarihi bilgilerle donatmak mı?
Bu kervana katılanların amacı, Falyalı cinayeti nedeniyle dikkatlerin KKTC’deki kanundışılıklar üzerinde toplanmasını engellemektir. Gayretlerinin amacı, emirlerindeki medya araçlarına gündem tedarik etmek ve Falyalı ile ilgili haberleri gölgede bırakmaktır.
İletişim bilimlerinde buna “gündem belirleme” derler… Zaten Türkiye’de bu işlerin merkezinde İletişim Başkanlığı denen ve başında bir iletişim profesörünün bulunduğu birim vardır. Gündem belirlemenin ne demek olduğunu, gündemi belirleyenlerden daha iyi bilmekte ve emirlerine aldıkları basın-yayın organlarını bu amaçla birer araç olarak kullanmaya çalışmaktadırlar.
GERİ DE TEPER AMA…
At, binicisine göre kişnermiş… Her silah da kullanıcısına göre etkili olur…
Medya da öyledir! Medyayı kötücül amaçlarla kullanmaya kalkışırsanız başarınız asla uzun ömrlü olamaz. Medyanın hedefinde insan vardır ve insanlar en az sizin kadar akıl ve izan sahibidir. Medyayı, insanları ahmak yerine koyacak şekilde kullanamazsınız. Bunu fark ettikleri anda size haddinizi bildireceklerdir.
Bugün için Türkiye ve KKTC’deki iktidar sahiplerinden beklenen Falyalı cinayetini her yönü ile açıklığa kavuşturmak; katilleri adalete teslim ederken adanın temizlenmesini sağlayacak önlemleri almaktır.
Onlar işlerini bir kenara bırakmışlar ve göz boyacılığına soyunmuşlarsa elbette bunun da bir karşılığı olacaktır.