ESNAF DERTLİ: “DEVLET YARDIM ETMİYOR, CEBİMİZDEKİ ALINIYOR”

KIBRIS'IN GÖZDESİ GİRNE LİMANI'NDA ESNAF, DÜKKANLARINI KAPATMAK SEÇENEĞİ İLE KARŞI KARŞIYA. DEVLET İSE ZORLUK ÜSTÜNE ZORLUK ÇIKARIYOR.

0
blank

Pandemi sürecinin ekonomiye yönelik negatif etkisi giderek artarken, KKTC ekonomisinin bel kemiği esnaf ve hizmet sektöründe ‘yaprak dökümü’ yaşanıyor.

Özellikle turistlerin ve yüksek öğrenim için gelen öğrencilerin etkin olduğu bölgelerdeki esnaf, gelecek hakkında umutsuz. Lefkoşa Surlariçi ve Arasta esnafı gibi Girne Antik Limanı ve çevresindeki esnaf da isyanını açık açık sosyal medyada paylaşıyor.

Esnafın ortak derdi devletin elinin çeplerinde olması. 

Devlet hem yardım etmiyor, hem de cebimizden alıyor”

Pandemi süreciyle insan trafiğinin ve paralelinde de ekonomik daralma yaşayan esnaf içinde Girne Antik Limanı’ndaki işletmelerin hali dramatik bir boyuta varmış durumda.

blank
DEVLET İŞİ: Ayakta durmaya çalışırken devletin haraçları ve cezaları ile karşılaşması esnaf için “öldürücü darbe” oluyor.

Yerli insanın limana gitmeyişi, turistin de olmayışı nedeniyle bölgedeki esnaf, kendi yarattıkları etkinliklerle lokasyonlarına müşteri çekme derdine düştü. Esnafın tek derdi, toplayacağı parayla geçinmek değil, çalışanını ödemek ve giderlerini karşılamak. ‘Roof partileri’ ve periyodik canlı müzik etkinlikleri, bir nebze de olsa gençleri limana çekmeyi başarabildi. Yıllardan sonra limanın pek de alışık olmadığı alternatif modelleri üretmek zorunda kalan esnafa bu kez de devlet engel oluyor. Döviz endeksli yüksek kira bedeli yanında, çelen çeklerini ödeyemeyecek duruma gelen, çalışanlarının maaşlarını ödemekte zorlanan işletmeler, ayrıca işgaliye ücreti, belediye vergisi gibi ödemelerle de başbaşa…

İçine düştüğü girdabtan kurtulmak isteyen işletmeler, Kalkınma Bankası kredilerine başvursa da trajikomik bir şekilde “Borcu yok yazısı” istemleri ile karşılaşarak ayrı bir şok yaşıyorlar.

Limana hiçbir yatırım yapmayan, yerli insanın bölgeye ziyareti için teşvik uygulamalarını hayata geçirmeyen devletin, gidecek sayılı müşteriyi de engelleyecek 

son uygulaması ile isyan ettirdi.

Girne Kaymakamı’nın talimatı ve ‘Limanda ses kirliliği’ gerekçesi ile bazı işletmelere uyarı cezaları kesildi. İşletme sahipleri bu girişime sosyal medyadan tepki gösterince siyasetin ve medyanın ilgisi de bölgeye yöneldi.

Nefes borumuzu kesiyorsunuz”

Limanda yaklaşık 35 yıldır işletme sahibi olan Salih Günhan, “Önce bir karar vermek lazım. Burası turistik bir merkez midir, değil midir? Yerli halkı, öğrenciyi buraya çekmek gerekir mi gerekmez mi? Bunu netleştirmek lazım. Bir kere şunu bilelim. Liman eski yıllarda olduğu gibi sadece mum ışığında yemek yenilecek bir yer değildir. Turistlerin, gençlerin, öğrencilerin de talep ve beklentileri vardır” dedi.

Antik limanda açık havada müziğin yasal mevzuat sorununa takıldığına işaret eden Günhan, limanla ilgili bir çok yasal mevzuatın güncellenip, günün koşullarına uygun hale getirilmesi gerektiğini söyledi.

Limanda işletmelerin çalışabilmesi için şu anda yerli halka, öğrencilere ve gençlere yönelmesinin şart olduğuna vurgu yapan Günhan, açık havada gençlere yönelik müzik için ilgili makamların da desteğine ihtiyaç duyduklarını söyledi. Salih Günhan, “Rahatsızlık verdiğimiz söyleniyor. Biz gerekli ölçümleri yaptık ve yapıyoruz. İlgili makamlar da bunu biliyor. Kaldı ki biz her gün değil, haftada 1 veya 2 gün, akşamları bu etkinlikleri düzenleyerek bir nefes almaya çalışıyoruz” dedi.

Günhan, “Benim turist ve öğrenci dışında ticaret alanım yok. Yat turlarımı kaldırdım. Kiralık araç şirketim randımanlı çalışmıyor. Restoranlarımın ikisinde yemek bölümlerini kapattım. Ayakta kalmak, iflas etmemek için müzik etkinlikleri, mevcut şartlarda tek çıkış yolumuzdur. Benim nefes borumu kapatıyorsunuz. Yerli halkı, gençleri öğrenciyi çekecek faaliyetlere engel olursanız, nasıl ayakta kalacağız onu da söyleyin” diye ekledi.

Girne Kaymakamı Sinan Güneş’ten konuya işletmeler açısından da bakmasını isteyen Günhan, Turizm ve Çevre Bakanı Kutlu Evren’den de daha etkin girişim beklediklerini vurguladı.

Kabahat sizin ama faturayı bize kesiyorsunuz!”

Hizmet Sektörünün yaşadığı sıkıntılarla ilgili RES-BİR de kapsamlı bir açıklama yaptı. 

“Attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değmedi” başlıklı bildiride şunlar kaydedildi:

“Neredeyse halkımızın %100’ü ,İş dünyasının %99’u size, ülkemizi, Pandemi hastanesiz ve Karantinasız, halkımıza ve yabancı yatırımcılara güven vermeyen bir şekilde açmayın diye yalvardı.

Güvenin olmadığı yere yatırımcı da, turist de, öğrenci de, gelmez diye sizleri uyardı.

Ama siz, yıllardır bir çok ailenin dağılmasına, bir çok ocağın sönmesine vesile olmuş bir sektörün patronlarını dinleyerek, hareket edip, tüm ülke insanımızın ve geriye kalan tüm sektörlerin geleceğini çok büyük tehlikeye attınız .

Bütün bunlar apaçık ortadayken ,aldığınız kararlarda bu sektöre müşteri taşıması için özel jetlerin seferlerine ve taşıyacağı kişi sayısına sınırlama getirmeyip ,insanlar arasında da sosyal devlete yakışmayan ayrımcılık yapıyorsunuz.

Şimdi sağlıkla ilgili sorunlar artmaya başlayınca da, 2 ay boyunca kendi kaderine terk ettiğiniz

Ne kredisinde…

Ne elektirik giderinde…

Ne de Devlete olan yükümlülüklerine…

Hiçbir destek vermediğiniz yeme, içme ve eğlence sektörüne kısıtlamalar uygulama kararları alarak faturayı bu sektöre kesiyorsunuz.

Kabahat sizin ama faturayı bize kesiyorsunuz!

Şimdi biz de, yeme, içme ve eğlence sektörü yasal örgütü, RES-BİR olarak, size sormak isteriz;

1-Yarısını hatta daha azını kullanmamızı EMİR ettiğiniz işletmelerimizin kirasının yarısını, siz mi ödeyeceksiniz?

2- Yarısını, hatta daha azını kullanmamızı EMİR ettiğiniz işletmelerimiz için aldığımız kredilerin yarısını, siz mi ödeyeceksiniz?

3-Yarısını, hatta daha azını kullanmamızı EMİR ettiğiniz işletmelerimizin çalışanlarının yarı maaş ve sosyal yatırımlarını, siz mi yapacaksınız?

4-Yarısını, hatta daha azını kullanmamızı EMİR ettiğiniz işletmelerimizin Elektirik faturasının yarısını, siz mi ödeyeceksiniz?

5-Yarısını, hatta daha azını kullanmamızı EMİR ettiğiniz işletmelerimizden elde ettiğimiz gelirle geçindirdiğimiz ailelerimizin yarı masraflarını, siz mi ödeyeceksiniz?

BU SORULARIMIZA CEVAPLARINIZI İVEDİ BEKLİYORUZ!

Ülkemiz tabii ki dünyaya açılmalıydı. Ama önce pandemi Hastanesi yapılmalı, bu olağanüstü dönem için ve Coronasız bir ülke için de olağanüstü önlemler alınmalıydı.

Bu olağnüstü önlemlerden bir tanesi de, kesinlikle ülkemize karantinasız girişlere müsade etmemekti .

Herkes PCR test sonuçları çıkıncaya kadar polis gözetiminde karantina otellerinde bekletilmeli, tüm masrafları da tahsil edilmeliydi.

Sonucu Pozitif çıkanlar da ilk uçakla ülkelerine gönderilmeliydi.

SİZ ÜZERİNİZE DÜŞEN YÜKÜMLÜKLERİNİZİ YAPIYORMUSUNUZ…

VE BİZDEN, İFLAS ETMEK PAHASINA FEDAKARLIK BEKLİYORSUNUZ!”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz