Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Umut Ersoy, “Umutsuzluğun ve yılgınlığın pompalandığı yerde halkı mücadeleye çağırdıklarını” söyledi.

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Umut Ersoy, katıldığı bir televizyon programında gündemi değerlendirdi.

Ersoy, “Bu ülkede iktidar hükümetler değildir o yüzden biz de hükümete talip değiliz, hükümet olsak dahi iktidar olamayacağımızı biliriz” diyerek, “‘Hükümet olunca her şeyi değiştireceğim’ anlayışını doğru bulmadıklarını belirtti. Ersoy, “Eğitimde, sağlıkta, enerjide farklı sermaye gruplarının söz sahibi olduğunu ve hükümetlerin ya da Meclisin daha çok bu iktidar odaklarının isteklerini yerine getirdiği” görüşünü savundu.

Seçimlere girmenin ve orada olmanın önemine işaret eden Ersoy, “Bu yapı üzerinden yürüyen bir iktidar var ama siz bu iktidar yapısını karşı ve onların temsilcilerinin önüne her koşulda çıkabilmeli, halkın çıkarına olan siyaset alternatiflerini halka sunabilmelisiniz” dedi. Ersoy, ara seçime ilişkin olarak ise, Bağımsızlık Yolu olarak mücadelenin hayatın her alanında verilmesi gerektiğini ve sokakta eylem yapmakla seçime girmeyi birbirinden ayırmadıklarını söyledi, henüz parti meclisinin ara seçim gündemiyle toplanmadığını açıkladı.

“Emekçi halkın çeşitli mekanizmalar aracılığıyla örgütsüz bırakıldığını” savunan Ersoy, halkın özne olabilmesi için siyasete katılması gerektiğini söyledi. Siyasetin ‘yönetmek’ anlamına geldiğini belirten Ersoy, “Biz, ‘üretenler yönetsin diyoruz’” ifadelerini kullanarak, bu yüzden emeğe dayalı siyaset yapmaya çalıştıklarını akardı. Ersoy, “Emeği eksene alan siyasete, halkı da yanımıza çağırıp bizimle örgütlenmeye ve emek üzerinden siyaseti büyütmeye çağırıyoruz. Bağımsızlık Yolu olarak, bu kadar umutsuzluğun ve yılgınlığın pompalandığı yerde sürekli emekçileri örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz” dedi.

Ersoy, “Sendikalaşma mücadelesi verilmediği ve özel sektöre kendi hakları için mücadele edebilme, kendi sorunlarını kendi çözebilme fırsatı verilmediği sürece bir hareketlenme olmayacak” diyerek, özel sektörde on kişi ve üzeri çalışanı olan iş yerlerinin sendikasız işçi çalıştırmasının yasaklanması gibi net bir talepleri olduğunu kaydetti. Ersoy, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi gerektiği görüşünü  dile getirdi.

Enerjinin temel bir insan hakkı olduğunu belirten Ersoy, kamusal enerji üretiminin ve kamusal santrallere yatırımın önemine de vurgu yaptı.