UBP’nin devletin itibarını getirdiği en son duruma bakıp gerçekten Eroğlu’ndan özür dilemek lazım.

Diyeceksiniz ki kendinden sonra genel başkan olanların neredeyse tümünü Eroğlu siyasete soktu, kabinesine bakan olarak aldı.

Onu da düşündüm ama fikrimi değiştirmiyorum. Ondan sonrakilere bakınca incir çekirdeğini doldurmayacak konularda çok acımasızca eleştirdiğimizden dolayı yine de Derviş Eroğlu’ndan özür dilemek lazım. Varın siz düşünün gelinen noktayı. Umarım dededen, babadan manevi miras olarak taşıdıkları parti aidiyetleri ile bunu UBP’liler de düşünür. Gidiş hiç de iyi değildir. Karşı karşıya kaldığımız durum, dem vurulduğu üzere kötü yönetimin ötesine geçmiştir. Kötülüklerin yönetimidir. Arada fark vardır.

Eroğlu’ndan sonraki genel başkanlar, UBP’nin kurduğu ile övündükleri KKTC’nin itibarını, kuruluşunda ve sonrasında ona mesafeli olanların neredeyse savunmasına muhtaç duruma soktukları trajikomik bir görüntü ortaya çıktı.

Kimin aklına gelirdi!

Büyük bir başarıdır!

Bir sonraki seçimde bunu da başarı hanesine yazsınlar.

Diğer bir başarı(!) da dünyanın hiçbir yerinde bir iktidar bir muhalefete bu kadar yardımcı(!) olmasına rağmen pazar günü sandığa gidilecek olsa aynı sonucun çıkacak olmasıdır.

Söylenecek daha çok lakırdı var ama uzatmaya gerek yok!