Esenler Medipol Üniversitesi Hastanesi’nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Diyetisyen Dr. Canel Öner, her 10 erkekten 3’ünün diyet yaptığına dikkati çekerek, “Orandan da anlaşılacağı gibi kadınlar daha çok kilo kontrolüne düşkün oluyor. Çünkü görsellik ve güzellik algısı kadınları etkileyebiliyor ya da çevresinden özellikle de eşinden gelen bir olumsuz yorum bile kadınları etkileyip diyet yapma isteği oluşturabiliyor. Erkekler ise daha çok kilo artışına bağlı hareket kısıtlılığı ya da bir takım sağlık problemleri oluştuğunda (uyku apnesi, insülin direnci gibi) diyet yapmaya eğilimli oluyorlar.” ifadelerini kullandı.
“CİNSİYETE GÖRE BELLİ MİKTARDA KALORİ ALINMALI”
Herkesin fiziksel aktivitesine, boyuna, kilosuna, cinsiyetine göre belli bir miktarda kalori alması gerektiğini belirten Öner, şunları kaydetti:
“Bu kibrit kutusu peynir ya da bir kilo et mevzusu değil, kalori ihtiyacını alabilmektir. Bunu da belli miktarlarda besinleri alarak sağlarız. Kilo kontrolü için miktar esasına göre besinleri tüketmemiz gerekiyor. Mesela erkeklerin kas oranları kadınlardan genel olarak fazla olduğundan kalori ihtiyacı da daha fazladır. Diyetlerinin kalorisi kadınlara göre daha yüksektir.
Kalori ihtiyacına paralel olarak erkeklerin protein ihtiyacı daha fazla olduğu için diyetin protein miktarı kadınlara göre daha çok. Genel olarak kilo ile artış gösterdiği için diyetin su miktarı da kadınlara göre daha fazla. Günlük almamız gereken kalorinin yüzde 55-60’ı karbonhidratlardan gelmeli. Erkeklerin enerji ihtiyacı genel olarak fazla olduğu için diyetin karbonhidrat miktarı da artar.”
“DİYET, ERKEK KADIN FARK ETMEKSİZİN KİŞİYE ÖZEL PLANLANMALI”
Öner, diyetin erkek ya da kadın fark etmeksizin kişiye özel planlanması gerektiğini aktararak, “Erkeklerin kesin şunu tüketmesi lazım ya da şu muhakkak diyette olmamalı, akşam 18.00’dan sonra bir şey tüketilmemeli, bir haftada 5 kilo yağdan verdiren diyet, bir ayda kasları çıkaran gibi hazır diyetler, sıfır tuzsuz ve yağsız hızlı göbek eriten diyetler artık klişeleşti. Listedeki besinler azaltılmamalı, artırılmamalı ve zamanında tüketilmeli. Öğlen ve akşam öğünü yer değiştirilebilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Erkeklerin kadınlar kadar duygusal olmaması nedeniyle diyette daha çok başarı kaydettiklerini belirten Öner, şu ifadeleri kullandı:
“Bu, erkekler dört dörtlük diyet uyguluyor ya da kilo aldıklarında üzülmüyorlar anlamında değil. Ama kilo veremedikleri hafta veya kilo aldıklarında bunun nedenine yoğunlaşıp kabul ediyorlar. Kendilerini ona göre daha hızlı toparlayabiliyorlar. Kadınlar yaşadıkları herhangi bir sorunun nedenini, nasılını, sonucunu ayrıntılı ve duygusal bir halde düşünüyorlar ki açlık hissetmedikleri halde çözümü buzdolabında arayabiliyorlar.
Hatta bu durum gece uyanıp bir şeyler yeme isteğine kadar bile gidebiliyor. Ki bu; kadınlar için diyeti daha zor ve daha mutsuz hale getirebiliyor. Belki de bu nedenlerden olacak diyet yapan kadın sayısı erkeklere göre daha fazla. Danışanların sadece yüzde 20-30’u erkek diyebiliriz. Kadınlara göre erkekler diyette daha istikrarlı diyebiliriz. Çünkü kadınlarda olan aylık hormonal değişimleri tatlı tüketim isteğini artırabiliyor. Erkeklerde tatlı tüketim isteği daha az olmakta ve bu da diyeti bozmamalarının bir nedeni olabilir.”