CTP Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre, özel sektörün kendi kaderine terk edildiğini vurgulayan Erhürman hükümete seslenerek, “Özel sektör vergi veremeyecek duruma geldiğinde, KDV gelirleriniz düştüğünde, Fiyat İstikrar Fonu gelirleriniz düştüğünde zaten memurunuzu da ödeyemeyecek duruma geleceksiniz” uyarısında bulundu.
CTP lideri Erhürman, Ada TV’de katıldığı programda soruları yanıtladı.
Resmi rakamlara göre 7 bin 500’ün üzerinde esnafın çalışmaya ara verdiğini kaydeden Erhürman, “Durumun vahameti ortada. 20 binden fazla maaş almayan insanımız var. Bir keşmekeşin içindeyiz, ama bir bakıyorsunuz ülkeyi yönetenler ortada yok. Birileri kendilerini dünyanın merkezinde zannediyor. Dünyanın merkezinde falan değilsiniz. İnsandır sokaktakiler. İşsiz ve aç kalanlar insanlardır, sağlık endişesi yaşayanlar insanlardır ve bu insanları yönetme iddiasında olan da sizlersiniz. Ama yönetmiyorsunuz” dedi.
“GÜVEN KALMADI”
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, 10 Mart’tan itibaren pandemi hastanesi ile ilgili defalarca değişik açıklamalar yapıldığını da anımsatarak, hükümete artık güven kalmadığını söyledi. Erhürman, virüsle ilgili Sağlık Bakanlığı’nın zamanında ve doyurucu açıklama yapamadığını, bunun sonucunda halkın paniğe kapıldığını ve istenmeyen gelişmeler yaşandığını belirtti.
Yeni normalin vakasız olamayacağını anlatan Erhürman, bu sürecin azami önlemler alınarak mümkün olan en az vakayla aşılmasının hedeflenmesi gerektiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığı’nın hâlâ ciddi hatalar yaptığını ileri süren Erhürman, yurt dışından gelen insanların test sonuçlarını yüzlerce kişiyle birlikte beklediğini kaydetti.
Erhürman, “Hâlâ limanda karantina merkezi oluşup oluşmadığı ile ilgili bir açıklama yok. Karantina merkezi oluşturulacaksa, onun da teması asgariye indirmesi gerekiyor. Siz 150 kişiyi PCR test sonuçları çıkıncaya kadar iç içe tutuyorsanız, onların temaslılarını tespit edemezsiniz ki artık…” dedi.
“DOĞU AKDENİZ BİZİM DE DENİZİMİZ”
Erhürman, bölgede yaşanan gerilimle ilgili sorulara yanıt verirken, Kıbrıslı Türklerin Doğu Akdeniz’deki gelişmelerde özne olması gerektiğini söyledi. Tufan Erhürman, “Doğu Akdeniz bizim de denizimizdir ve oradaki gelişmeler bizi de ilgilendirir.
Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin ortasında Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs’ın ortasında bulunan doğal zenginlikler vardır. Dolayısı ile bizi bu kadar yakından ilgilendiren ve öznesi olmamız gereken bir konunun, bu kadar dışında kalmış olmamız, hiçbir şekilde kabul edilebilir değil” dedi.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gelişmelerle ilgili toplantı çağrısının önemli olduğunu kaydeden Erhürman, “Kim bunun aksini iddia edebilir ki? O masa diyalog masası olmalı ve uluslararası hukuk çerçevesinde konuşulması gerekiyor ve adil paylaşılması gerekiyor. Bu en doğru adımdır” şeklinde konuştu.
“MARAŞ’I NASIL AÇACAKSINIZ?”
“Kapalı Maraş’ı açacağız” iddiasının şu anda insanların günlük hayatında bir şey ifade etmediğini söyleyen Erhürman, “Maraş’ı açıyoruz” diyenlerin hukuki anlamda altını doldurmasını beklediğini vurguladı.
Hükümetin, Maraş’ı nasıl açacağını anlatması gerektiğini söyleyen Erhürman, BM Güvenlik Konseyi kararlarının, hükümet için ne ifade ettiğini sordu. Başbakan’ın Maraş ile ilgili ‘envanter çalışmasından sonra, altyapı ve hukuksal süreçleri de tamamladık’ açıklamasını değerlendiren Erhürman, “Altyapı çalışmasını yapmadınız, hukuksal anlamda da tek bir adım atmadınız.
Neyi tamamladınız? Kimi kandırıyorsunuz? Hukuki çalışma dediğiniz, yasadır, tüzüktür. Yasa olması için Meclis’ten geçmesi lazım. Tüzük olması için Resmi Gazete’de yayımlanması lazım. Hani bunlar nerede?” diye sordu.
Erhürman şunları kaydetti:
“Evet biz Maraş’ı açarız. Maraş’ın hangi koşullarda açılması gerektiğini de hep söyledik. Biz BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde açarız diyoruz. Yani önce BM ile konuşmak gerekiyor. Uluslararası hukuka uygun bir şekilde bir çözümün peşinde koşmamız lazım. Hem Maraş’ı açmak için, hem de Maraş vasıtasıyla bütünlüklü çözüme bir köprü kurmak için. Yani biz Maraş’ı çözüm vizyonumuzdan kopararak da konuşmuyoruz.
‘Uluslararası Hukuk çerçevesinde bunu yapalım’ diyoruz.” Pandemi sürecinde çok yakıcı sorunlar yaşandığını söyleyen Erhürman, “Cumhurbaşkanlığı özellikle bu kadar kargaşanın yaşandığı bir dönemde, Kıbrıs sorununun bir an önce kapsamlı bir çözüme ulaşması için sonuna kadar mücadele etmeli, doğru liderlik yapmalıydı.
Hem Doğu Akdeniz’de yaşananlar, hem Maraş, hem Doğrudan Ticaret Tüzüğü, hem Yeşil Hat Tüzüğü, hem sporcularımızın uluslararası alanda temsiliyeti, hem de buna benzer pek çok konuda da Cumhurbaşkanlığı son derece aktif olmalı. İçe kapanırsak, Sarayönü’nden hiçbir şey yapamayacağımız da çok net görülüyor” ifadesini kullandı.