CTP lideri Erhürman beraberindeki heyetle birlikte Zeytinlik İnisiyatifi’ni ziyaret etti. Erhürman, ziyarette yaptığı konuşmada sorunları aşabilmek için bu dönemde çok çalışmak gerektiğini söyledi.
Ekonominin ne kadar kırılgan olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden Erhürman, binlerce insanın işsizlik, maaşsızlık veya eksik maaşla karşı karşıya olduğunu vurguladı. CTP Genel Başkanı Erhürman şunları kaydetti:
“Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de döviz krizi geldi, üstüne bir de Doğu Akdeniz fokur fokur kaynamaya başladı. Önümüzdeki 5 senelik süreç, bu sorunların hepsinin bir bütün olarak kucağımızda olacağı bir süreç olacak. Pandeminin ekonomiye vurduğu darbe, kısa sürede düzelecek bir şey değil. Sağlık alanında yediğimiz darbe de, ne zaman geçecek öngörülebilir değil. Doğu Akdeniz’deki fokurdamanın sonucu ne olacak, onu öngörebilmek hiç mümkün değil. O yüzden önümüzdeki 5 sene, Cumhurbaşkanlığı makamı açısından çok yoğun kadrolarla, çok yoğun çalışılması gereken bir süreçtir” dedi.
Pandemi döneminde ülkelerin dayanışma içine girdiğini, Rusya’nın Amerika’ya ilaç yardımı dahi yaptığını anlatan Tufan Erhürman, “Ama biz içinde bulunduğumuz koşullar dolayısıyla yalnızlığımızın bir kez daha fena halde farkına vardık. Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü bizi özne olmaktan çıkarıyor” dedi. Erhürman, Doğu Akdeniz’de Kıbrıslı Türkler yokmuş gibi davranıldığını da belirtti ve önümüzdeki 5 yılda Cumhurbaşkanı’nın bunların tümüyle yüzleşeceğini vurguladı.
Maraş konusuna da değinen Erhürman, “Maraş’ta Uluslararası Hukuk bir anahtardır. O anahtar orada dururken, birilerinin de omzuyla Maraş’ın kapısına yükleniyor. Bunun sonucu da ya omzumuzu zedeleyeceğiz ya da omzumuzu kıracağız. Kapıyı da açamayacağız. Ama anahtar da orada duruyor” şeklinde konuştu.
Erhürman, Maraş’ın kapsamlı çözümü de motive edecek, Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların birlikte iş yapmasını sağlayacak bir formül olarak uluslararası hukuk çerçevesinde ele alınması gerektiğini söyledi. CTP Genel Başkanı Erhürman, önümüzdeki 5 yılda hem müzakere masasında, hem dışa açılma konusunda, hem de içerideki meselelerde geniş kadrolarıyla liderlik eden bir Cumhurbaşkanlığı yaratmak istediklerini de sözlerine ekledi.