Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arama faaliyetlerinde söz sahibi konuma gelmesini vakitlice edindiği sondaj ve sismik araştırma gemilerine borçlu olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“Bundan önce kiralama yöntemleriyle gidiyor, dileniyor ve büyük rakamlarla sondaj gemileri, sismik araştırma gemileri alıyorduk ama şimdi kendimize ait iki adet sondaj gemimiz, iki adet de sismik araştırma gemimiz var. Bir ihtimal belki üçüncü sondaj gemimizin de gelme durumu söz konusu olabilir. Bütün bunlarla beraber, biz Doğu Akdeniz’de şu ne diyor, bu ne diyor, değil. Biz ne diyoruz, biz buna bakıyoruz. Şu anda gemilerimiz bölgede. Bütün fırkateynlerimiz korvetlerimiz hepsi yanlarında. Uçaklarımız her an hazır. Kimse burada bizim hakkımız olan konulardan bizi mahrum etmeye kalkamaz. Burada Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımızın hakları var. Bizim garantör ülke olarak söz söyleme haklarımız var. Bütün bu haklarımızın sonuna kadar savunucusu olacağız. Onları yerinde de aynı şekilde takibini devam ettireceğiz.”
Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti 131’inci Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.
Türkiye’nin karşılaştığı her meselenin ülkeye bir maliyetinin olduğunu ama diğer taraftan üstesinde gelinen her meselenin ülkenin önünde yepyeni bir pencere açtığını da ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Mesela Kıbrıs Barış Harekatı sebebiyle ülkemize uygulanan askeri ambargolar, bizi savunma sanayisinde ilk adımları atmaya yöneltmişti. Sene 1974. Oradan buraya aldığımız mesafe ortada. Ülkemizin sanayisini ve ticaretini bitireceği gözüyle bakılan Gümrük Birliği Anlaşması rekabet gücümüzü küresel çapta artırdığımız bir sürece dönüşmüştür. Hiç şüphesiz ülkemiz bu çerçevedeki en büyük atılımları AK Parti döneminde yaşamıştır.”
“ÇARESİZ BIRAKMA ÇABALARINI BOŞA ÇIKARDIK”
Tüm taahhütlerini çiğneyerek Türkiye’yi Avrupa Birliği tam üyeliğinden mahrum bırakanların tavırlarına cevabı Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada yeni açılımlar yaparak verdiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizi gizli-açık ambargolarla köşeye sıkıştırmaya çalışanlar bizi sanayiden teknolojiye, tarımdan enerjiye her alanda kendi potansiyelimize en üst seviyede değerlendirmeye yöneltti. Özellikle savunma sanayisinde adeta ülkemizi terör örgütleri karşısında çaresiz bırakma çabalarını dünyanın en ileri ürünlerini geliştirerek boşa çıkarttık. Terörle mücadelede ihtiyaç duyduğumuz insansız hava araçlarını, güdümlü mühimmatları, gözetleme ve işaretlem sistemlerini bizden esirgeyenler bugün ürettiğimiz ürünleri şaşkınlıkla takip ediyor.”
“SÜREKLİ BİRİLERİNDEN KORKAR HALDE YAŞARSAK YAŞAMA HAKKIMIZ OLMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arama faaliyetlerinde söz sahibi konuma gelmesini vakitlice edindiği sondaj ve sismik araştırma gemilerine borçlu olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“Bundan önce kiralama yöntemleriyle gidiyor, dileniyor ve büyük rakamlarla sondaj gemileri, sismik araştırma gemileri alıyorduk ama şimdi kendimize ait iki adet sondaj gemimiz, iki adet de sismik araştırma gemimiz var. Bir ihtimal belki üçüncü sondaj gemimizin de gelme durumu söz konusu olabilir. Bütün bunlarla beraber, biz Doğu Akdeniz’de şu ne diyor, bu ne diyor, değil. Biz ne diyoruz, biz buna bakıyoruz. Şu anda gemilerimiz bölgede. Bütün fırkateynlerimiz korvetlerimiz hepsi yanlarında. Uçaklarımız her an hazır. Kimse burada bizim hakkımız olan konulardan bizi mahrum etmeye kalkamaz. Burada Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımızın hakları var. Bizim garantör ülke olarak söz söyleme haklarımız var. Bütün bu haklarımızın sonuna kadar savunucusu olacağız. Onları yerinde de aynı şekilde takibini devam ettireceğiz.”
Türkiye’nin hala ciddi sıkıntı yaşadığı konuları olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Özellikle hava savunma sistemleri, yeni nesil savaş uçakları, yüksek teknolojiye dayalı kimi ürünlerin tedariki konusunda ülkemizin önüne sürekli engeller çıkartılıyor. Hiç şüpheniz olmasın, önümüze çıkartılan her engel bir süre sonra aynı teknoloji ve ürünü kendimizin geliştirmesiyle anlamsız hale gelecektir. Ülkemize yönelik yaptırım tehditleri bizi korkutmaz, geri adım attırmaz. Tam tersine yürüdüğümüz yoldaki kararlılığımızı perçinler. Biz sürekli birilerinden korkar halde yaşarsak bilesiniz ki yaşama hakkınız olmaz, hakkımız olmaz. Önümüzdeki dönem bu bakımdan yeni ve gerçekten tarihi önemde gelişmeleri hep birlikte yaşayacağımız bir dönem olacaktır. Biz bu yolda yürürken birçok korkakları da tanıdık, yani onu da bilesiniz. Bize korkaklık noktasında nasihatte bulunanları da iyi biliriz. Bunu da biliyoruz. Bugün parlamentoda olan siyasi partilerin içerisinde de bu korkakların boyunu posunu her şeyi her şeyini gayet iyi biliriz. Bize ‘Ortadoğu’da ne işiniz var’ diyenlerin, bunu niye söyledikleri belli. Ama ne işimizin olduğunu onlara gösterdik, gösteriyoruz, göstereceğiz.”
“BUNLAR HİÇBİR ZAMAN ONURLA, GURURLA, BU MİLLETİN ŞAHSİYETİNİ KORUMADI”
Dün Sivas’ta düzenlenen programlara katıldıklarını aktaran Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal’in Sivas’ta manda anlayışını kabul etmediğini anımsatarak şunları kaydetti:
“Bunlar mandacı, bunlarda bu noktada yürek yok. Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde olan kahramanların bunlar savunucu değil, aksine onların önünü kesmeye çalışanlardır. Geri planda bunların ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bunları içerisinde dış politikada yanlarına aldıkları kişilerin de ne durumda olduğunu da gayet iyi biliyoruz.
Bunlar hiçbir zaman onurla, gururla, bu milletin şahsiyetini korumadılar, koruyamadılar. Tam aksine ürkeklik, korkaklık gösterdiler. Dik durmadılar ama biz her zaman şunu ‘dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz’ dedik. AK Parti’nin güçlü olması ve güçlü kalması Türkiye’nin verdiği bu büyük mücadelenin istikrar içinde yürümesi bakımından da önemli. Sizler AK Parti’ye yaptığınız hizmetlerle aynı zamanda ülkemizin geleceğini de inşa ediyorsunuz. İnşallah tarih her birimizin hizmetlerini altın harflerle kaydedecektir. Hiç endişeniz olmasın.”