Kıbrıs sorununa de değinen Erdoğan, adil, kalıcı, sürdürülebilir bir çözümün ancak adanın gerçeklerini esas alan bir yaklaşımla mümkün olabileceğini, adada iki ayrı devlet iki ayrı halk olduğunu, uluslararası toplumun da bu gerçeği er ya da geç kabul edeceğini kaydetti.
Erdoğam, bu anlayışla Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesine ardından da adadaki iki devletin çözüm müzakereleri yürütmesine yönelik Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından Cenevre’de sunulan öneriye tam destek belirtti.
Rumların, Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Türk halkının haklarını yok saymaya devam ettiğini dile getiren Erdoğan, Rumların hidrokarbon yataklarının adil paylaşımına yönelik KKTC’nin tüm önerilerini ellerinin tersiyle ittiklerini söyledi.
Doğu Akdeniz’de hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs Türk halkının haklarını korumaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, “Bizim kimsenin toprağında ve hakkında gözümüz yoktur. Niyetimiz gerginlik değil, suni şekilde meydana getirilen bu sorunları hakla hukukla hakkaniyetli paylaşımla çözüme paylaştırmaktır. Rum tarafının Kıbrıs Türkünün haklarını yok sayarak atacağı her adımın karşısında olduğumuzu ve olacağımızın da altını çiziyorum” dedi.
KKTC’nin varlığı ve birliğinin her türlü siyasi mülahazanın üzerinde olduğunu kaydeden Erdoğan, “Cumhuriyet Meclisinin bu anlayış temelinde hızlı ve etkili bir yasama faaliyetiyle ekonomiyi canlandırmaya, mali yapıyı güçlendirmeye ve hayata geçirilmesi gereken reformları bir an önce sonuçlandırmaya yönelik adımları kararlılıkla atacağına inanıyorum. Yaptığınız her çalışmada yanınızda olacağımızdan hiç şüpheniz olmasın” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamalarına katılmak için geldiği KKTC’de Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda konuşma yaptı.
“EBEDİ VE EZELİ KARDEŞLİĞİ TÜM DÜNYAYA BİR KEZ DAHA İLAN EDİYORUZ”
TC Cumhurbaşkanı Erdoğam konuşmasına, “Sayın Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, değerli bakanlar, milletvekilleri ve kıymetli Azerbaycan Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve mümtaz heyeti sizleri Türkiye’deki kardeşleriniz adına en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum” diyerek başladı.
Bugünün çok anlamlı bir gün olduğuna vurgu yapan Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47’inci yıldönümünde KKTC’de bulunmanın Kıbrıs Türk halkının mili iradesinin temsilcisi Cumhuriyet Meclisi çatısında bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu belirtti.
Bu imkânı sağlayan Meclis Başkanı ve Meclis üyelerine teşekkür eden Erdoğan, “Bugün sadece ortak bir heyecan ve gururu değil aynı zamanda Türkiye ile KKTC arasındaki gücünü şehitlerin mübarek kanlarından alan ebedi ve ezeli kardeşliği tüm dünyaya isteseler de istemeseler de bir kez daha ilan ediyoruz” dedi.
Erdoğan, bugün ve yarın gerçekleştirilecek programlarla hem Kıbrıs Türk halkının bayram sevincine ortak olacaklarını, hem de Barış ve Özgürlük Bayramının 47. Yıldönümü gururunu birlikte yaşayacaklarını hem de KKTC’ye kazandırılan eserlerin toplu açılışını yapacaklarını belirtti.
Bu ziyaret vesilesiyle ülkeleri için son derece önemli bazı müjdelerini kamuoyu ve dünyayla paylaşacaklarını dile getiren Erdoğan, bu eser, yatırım ve müjdelerin Kuzey Kıbrıs’a ve halka hayırlı olmasını diledi.
“MECLİS KIBRIS TÜRKÜNÜN AZMİNİ VE İRADESİNİ VE HÜRRİYET TUTKUSUNU İFADE EDEN BİR KURUM”
Erdoğan, Cumhuriyet Meclisi’nin Kıbrıs Türkünün azmini ve iradesini ve hürriyet tutkusunu ifade eden bir kurum olduğunu söyleyerek, Meclisin şimdiye kadar sergilediği dayanışmayla halka cesaret verdiğini, umut aşıladığını belirtti.
Erdoğan şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türkü karşılaştığı onca zorluğa rağmen Türkiye’nin güçlü desteği ve Meclis üyelerinin de gayretiyle haklı davasına inancını asla kaybetmemiştir. Cumhuriyet Meclisi, Kıbrıs Türk halkının hak ve özgürlük mücadelesinin sözcülüğünü üstlenerek Kıbrıs davasına güç katmıştır. Kuruluşundan bugüne Kıbrıs davasını savunan Kıbrıs Türkünün hakkına, hukukuna sahip çıkan, Kıbrıslı kardeşlerimizin emanetini heba etmeyen tüm Meclis üyelerine buradan bir kez daha şükranlarımız ifade ediyorum”
“Cumhuriyet Meclisinde Kıbrıs Türk halkının temsilcisi olarak görev yapmış ancak şimdi aramızda olmayan milletvekillerine Allahtan rahmet niyaz ediyorum” diyen Erdoğan, bugün Mecliste bulunanlar başta olmak üzere meclis çatısı altında milletten aldığı emanetin hakkını veren tüm milletvekillerine de başarılar diledi.
Erdoğan “Kıbrıs davası bugünlere nasıl sizlerin omuzlarında gelmişse, gelecekte de sizlerin omuzlarında yükselmeye devam edecektir” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine Necip Fazıl’ın bir şiirinden yaptığı alıntıyla devam ederek, “ ‘Bu dâva hor, bu dâva öksüz değildir’. Bu dava garip, bu dava sahipsiz değildir. Kıbrıs davası büyük bir davadır. Bu dava tarihi ile vicdanı ile mücadelesi ile büyük, 1974’te yazdığı kahramanlık destanıyla büyük bir milletin davasıdır” dedi.
Kıbrıs davasının sahibinin yavru vatan ile Anavatan ve büyük Türk milletinin tamamı olduğuna işaret eden Erdoğan, “Davanın sahibi şehitler, gaziler, vatanları için ölümü öldüren yiğit mücahitlerdir, bu davanın sahibi ömürlerinin baharında bu toprakları kanlarıyla sulayan kınalı kuzulardır” dedi.
Dava için sadece 1974 Barış Harekatı’nda Türkiye’nin dört bir köşesinden 498 Mehmetin şehit verildiğini, Kıbrıs Türk halkının 270 evladını kara toprağa verdiğini söyleyen Erdoğan, “Bu mücadelede sivil, asker, çocuk, kadın, genç, ihtiyar tam bin 672 Kıbrıs Türkü kardeşimiz bizden kopartıldı” dedi.
Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye nasıl dünyanın en büyük şehitliği ise KKTC de her karesinde bir kahraman yatan şehitler yurdudur. Şayet bugün bizler burada özgürce nefes alabiliyor, evlatlarımızı güvenle büyütebiliyor, geleceğe umutla bakabiliyorsak bunda en büyük pay bu toprakları bir şehitler yurdu yapan işte bu kahramanlara aittir. Türkiye ve Kıbrıs Türkleri olarak bugünlere birilerinin ihsanıyla, lütfuyla değil, bedel ödeyerek geldik. Gencecik evlatlarımızın fedakarlıklarıyla geldik. Bu topraklarda elde ettiğimiz başarıyı çetin mücadelelerin sonucunda adeta söke söke kazandık. Son yarım asırda maruz bırakıldığımız onca ihanete, çifte standarda, saldırıya rağmen mücadele azmimizi bir an olsun kaybetmedik. Haksızlık karşısında sessiz kalanlardan olmadık. Zulüm karşısında boyun bükenlerden olmadık. Hukuksuzluklara eyvallah edenlerden olmadık. Hakka inandık, halka yaslandık, başkalarına değil kendi bileğimizin gücüne güvendik”
“DAYANIŞMAYI GÜÇLÜ TUTMALIYIZ”
Sırtlarını dayadıkları güçlere güvenerek, Kıbrıs Türkünü yok edeceklerini sananların karşılarında Kıbrıs Türk halkının çelikten iradesini bulduğunu söyleyen Erdoğan, Kıbrıslı kardeşlerini kolay lokma olarak görenlerin Mehmetçiğin ve mücahitin destansı mücadelesi karşısında hezimete uğradıklarını ifade etti.
1974 yılında adaya huzur ve barış getiren Mehmetçik ve mücahitleri rahmet saygı ve minnetle yad eden Erdoğan, Kıbrıs Türkünün hürriyet mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş başta olmak üzere Kıbrıs Türk halkının kıyamına katkı sunan herkese Allahtan rahmet diledi.
Erdoğan, onların canlarını adadıkları kutlu değerlere bugüne kadar sahip çıkıldığı gibi bundan sonra da emanetlerini namusları bilip koruyacak ve yücelteceklerini ifade etti.
Geçmişi unutmadan bugünler için verilen zorlu mücadeleleri şehit kanlarını akıllarından çıkarmadan, hep birlikte istikbale yürüyeceklerini belirten Erdoğan, bunun için öncelikle Kıbrıs davasının sancaktarlığını yapan tüm kurumların insicamını ve dayanışmasını güçlü tutmasının çok önemli olduğunu vurguladı.
Erdoğan şöyle devam etti:
“Merhum Mehmet Akif bu gerçeğe bir asır önce şöyle dikkat çekmiştir: ‘İttihat yaşatır, yükseltir, tefrika yakar öldürür’ Bir başka şiirinde ise Akif bu hakikati dizelere şöyle dökmüştür: ‘Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez’. Toplu vuran yüreklerin tankla, uçakla, bombayla, silahla sinmeyeceğinin son dönemde en büyük şahidi Kıbrıs Türk halkıdır”
Kıbrıs davasını içeriden çökertmek için yapılan hamlelerin Kıbrıs Türkünün basireti, feraseti, dayanışmasıyla boşa çıktığını söyleyen Erdoğan, başarının anahtarının dün olduğu gibi bugünde de vahdet, muhabbet, safları daha da sıklaştırmak olduğunu belirtti.
Birlik ve beraberliği hedef alan belli kesimlerin, kardeşliğe fitne mayası çalmasına müsaade etmeyeceklerini söyleyen Erdoğan, hep beraber Kıbrıs’ın geleceği için beraber yürüyeceklerini belirtti.
Erdoğan, şunları söyledi:
“Kimi gafillerin zehirli, ayrılık oklarını Kıbrıs Türk halkının kalbine saplamasına fırsat vermeyeceğiz. Bu çatı altında halkın iradesini temsilen bulunan tüm siyasetçiler olarak sorumluluk duygusuyla hareket ederek bu oyunu bozmamız gerekiyor. Yoksa ne şehitlerimizin ne de evlatlarımızın yüzüne bakabiliriz.”
“KKTC’NİN VARLIĞI VE BİRLİĞİ HER TÜRLÜ SİYASİ MÜLAHAZANIN ÜZERİNDEDİR”
Farklı siyasi görüş ve yaklaşımların demokrasinin zenginliği yansıttığını belirten Erdoğan, “Ancak KKTC’nin varlığı ve birliği her türlü siyasi mülahazanın üzerindedir. Cumhuriyet Meclisini bu anlayış temelinde hızlı ve etkili bir yasama faaliyetiyle ekonomiyi canlandırmaya, mali yapıyı güçlendirmeye ve hayata geçirilmesi gereken reformları bir an önce sonuçlandırmaya yönelik adımları kararlılıkla atacağına inanıyorum. Yaptığınız her çalışmada yanınızda olacağımızdan hiç şüpheniz olmasın” dedi.
Erdoğan sergiledikleri birlik, beraberlik ve kardeşlik ikliminin Amerika’da birilerini rahatsız ettiğini söyleyerek, “Biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz. Artık sıkıntı olamayacak, önümüzde iyi günler var derken, öbür tarafta Amerika’da birileriyle ortak mahfiller oluşturmak suretiyle ortalığı karıştırmaya çalışanları biz yakından takip ediyoruz. Bunların kimler olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Yarınki konuşmamada da bunlara değineceğim” diye konuştu.
“RUMLAR KIBRIS TÜRKLERİNİ HİÇBİR ZAMAN EŞİT ORTAKLARI OLARAK GÖRMEMİŞTİR”
Kıbrıs meselesine sadece belli bir lobinin zaviyesinden bakanları, adadaki gerçekleri görmeye ve hakkaniyete uygun tavır almaya davet eden Erdoğan, adada kimin işgalci, kimin işgalci zihniyeti temsil ettiğini bildiklerini belirtti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“EOKA terör örgütü eliyle komşusu Türklerin ırzına, canına, malına kastetmekten çekinmeyen Rumlar Kıbrıs Türklerini hiçbir zaman eşit ortakları olarak görmemiştir. Rumların zulmü karşında Anavatan ve garantör Türkiye Kıbrıs Türkünü yalnız bırakmamıştır. 47 yıl önce bugün kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Barış Harekatı Kıbrıs Türkünün varlığını ve güvenliğini teminat altına almıştır. Bu harekât Kıbrıs’taki kardeşlerimizin yalnız olmadığını, tarih sahnesinden silinemeyeceğini, meşru haklarından vazgeçmeyeceğini tüm dünyaya ilan etmiştir”
Erdoğan, Girne kıyılarında yakılan meşalenin o günden itibaren Kıbrıs Türk halkının yolunu aydınlattığını, yarınlara huzuru kalple bakmasını sağladığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu tarihten beri KKTC ile işbirliği içinde çözüm eksenli bir siyaset yürüttüğünü belirtti.
“Peki, karşımızdakiler, böyle bir şey düşünüyor mu, böyle bir adım atıyor mu” diye soran Erdoğan, Türk tarafının tüm iyi niyetli ve yapıcı gayretlerine rağmen 50 yılı aşkındır devam eden müzakerelerin Rum tarafının iktidarı ve refahı adanın eşit sahipleri Kıbrıs Türkleriyle paylaşmayı reddetmesi nedeniyle bir sonuca ulaşamadığını kaydetti.
Erdoğan, müzakerelerde konuşulmadık konu kalmadığını Rum tarafının kendisini adanın tek sahibi Kıbrıs Türklerini ise azınlık olarak görmeye devam eden boş hayallerinin çözümsüzlüğü getirdiğini söyledi.
“1963’te Kıbrıs Cumhuriyetini yıkan, 2004’te Annan Planı’nı reddeden, 2017’de Crans Montana’da masadan kalkan zihniyet hiç değişmedi hep aynı zihniyet” diyen Erdoğan, edinilen acı tecrübelerin Rum tarafının ortaklık devleti kurmak gibi bir niyetinin olmadığını açık ve net bir şekilde herkese öğrettiğini ifade etti.
Bürgenstock’taki sürece değinen Erdoğan, verilen söze rağmen Güney Kıbrıs’ta yapılan referandumda hayır çıktığını, kuzeyde ise verilen sözün tutulduğunu ve referandumda evet çıktığını hatırlattı ve orada Avrupa Birliği’nin dürüst davranmadığını söyledi.
Erdoğan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Türk sözünde durur, Rum sözünde durmaz o zaman da durmadı ve Annan onlarla bu mücadeleyi sürdüremedi. Bu zihniyet şimdi de aslında özünde kendilerinin de kabul etmediği BM parametrelerinin ardına saklanmaktadır. Yıllardır reddettikleri federasyon modelini savunuyor görüntüsü vermeye çalışan, samimiyetsiz tutumlarını sürdürüyorlar. Artık bizim bunlara inanmamız 50 yıl daha kaybetmemiz mümkün değildir”
Adil, kalıcı, sürdürülebilir bir çözümün ancak adanın gerçeklerini esas alan bir yaklaşımla mümkün olabileceğini söyleyen Erdoğan, adada iki ayrı devlet iki ayrı halk olduğunu, uluslararası toplumun da bu gerçeği er ya da geç kabul edeceğini kaydetti.
“CUMHURBAŞKANI ERSİN TATAR TARAFINDAN CENEVRE’DE SUNULAN ÖNERİYE TAM DESTEK”
Bu anlayışla Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesine ardından da adadaki iki devletin çözüm müzakereleri yürütmesine yönelik Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından Cenevre’de sunulan öneriye tam destek belirtti.
Erdoğan, “Taviz vermeyiz, veremeyiz” dedi.
“Bu, Kıbrıs Türkünün beka istikbal ve istiklal mücadelesidir” diyen Erdoğan, meclisin de eylem ve söylem birliğiyle haklı davayı uluslararası topluma izah etme gayreti içinde olacağına güvendiğini kaydetti.
Erdoğan, tuzakları bozacaklarını, aydınlık geleceği birlikte inşa edeceklerini ifade etti.
Rumların, Doğu Akdeniz’de de Kıbrıs Türk halkının haklarını yok saymaya devam ettiğini dile getiren Erdoğan, Rumların hidrokarbon yataklarının adil paylaşımına yönelik KKTC’nin tüm önerilerini ellerinin tersiyle ittiklerini, konferans tekliflerine de yanıt alamadıklarını belirtti.
Doğu Akdeniz’de hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs Türk halkının haklarını korumaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, “Bizim kimsenin toprağında ve hakkında gözümüz yoktur. Niyetimiz gerginlik değil, suni şekilde meydana getirilen bu sorunları hakla hukukla hakkaniyetli paylaşımla çözüme paylaştırmaktır. Rum tarafının Kıbrıs Türkünün haklarını yok sayarak atacağı her adımın karşısında olduğumuzu ve olacağımızın da altını çiziyorum” dedi.
“CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ, PARLAMENTO, MİLLET BAHÇESİ”
Erdoğan, birkaç günden beri gündemde olan müjdeyle ilgili de “KKTC Cumhurbaşkanlığının ne doğru dürüst binası veya külliyesi var ne de doğru dürüst parlamento binası var. Parlamento binası burası biz bunu KKTC’ye yakıştırmıyoruz. Cumhurbaşkanlığı külliyesine ait bina da İngilizlere ait bir gecekondu. Onu da yakıştıramıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı’nın külliyesiyle ilgili proje çalışmasının bittiğini, inşasına yakında başlanacağını dile getiren Erdoğan, Metehan bölgesinde 500 dönüm arazinin bu iş için tahsis edildiğini belirtti.
Bu arazi içinde muhteşem bir millet bahçesi de yapılacağını kaydeden Erdoğan, devlet olmanın ifadesinin bu olduğunu söyledi.
“Bu projeyi hayata geçirmek suretiyle KKTC’nin nasıl bir devlet olduğunu birilerinin görmesi lazım” diyen Erdoğan, projenin kısa zamanda inşa edileceğini ifade etti.
İhtişamlı bir parlamento binası inşa edileceğini dile getiren Erdoğan, projenin milletvekillerinin çalışma odaları ve konferans salonları da içereceğini söyledi.
KKTC’nin ilan edildiği şu anki Meclis binasının da müze haline getirilerek yeni nesillere bırakılmasının isabetli olacağını dile getiren Erdoğan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı ve Kurban Bayramını kutladı.