Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “Şehir ve Güvenlik Sempozyumu”nda yaptığı konuşmada bugün Batı demokrasisinin içine düştüğü en büyük açmazın, çifte standart olduğunu kaydetti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Aynı ilkesizliği mülteciler konusunda da gösteriyorlar. Türkiye 81 vilayetine dağılmış yaklaşık 4 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyonun üzerinde kişiye kucağını açarken, kendi şehirlerinde yabancı istemeyenlerin insani duyarlılıklarının da inandırıcılığı kalmaz. Halbuki onlar, bu mazlumlara sahip çıkmak için gereken maddi imkanlara bizden çok daha fazlasıyla sahipler. Niye kapılarını açmıyorlar, niye buyur etmiyorlar? Onların işine gelmez. Ama biz, medeniyetimizin, inancımızın bize emri gereği bu konuda kapılarımızı açtık ve o varil bombalarından kaçanları şu anda misafir ettik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yanında İdlib’de olanların aynı şekilde devam ettiğine değinerek, “200-250 bin şu anda mülteci, sınırımıza doğru hareket halinde. Şu an itibarıyla karşılıklı bazı tedbirlerle engellemeye çalışıyoruz ama iş kolay değil, zor. Karşınızda kim var, insan var. Biz insana karşı bu noktada Batı’nın yaptığı gibi bariyerler veya dikenli teller oluşturamayız. Aynı şey bizim de başımıza gelebilir. Geldiği zaman ne yapacaksak, işte biz bunun çok daha adil olanını, insani olanını yapmak durumundayız. Son dönemde yaşananlar gösterdi ki onların keseleri dolu olabilir ama gönülleri çoraktır, çorak. Bunu böyle bilesiniz.” değerlendirmesinde bulundu.
“4 MİLYON MÜLTECİNİN NEREDEYSE KAHİR EKSERİYETİ TAMAMINA YAKINI ARAP”
Türk milletinin gönül zenginliği ile tüm Batı’ya, hatta Arap dünyasının önemli bir bölümüne insanlık dersi verdiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bunu niye söylüyorum? İşte, Arap Ligi bir araya geldi, Türkiye’yi dışlayıcı kararlar aldılar. Biz kimi misafir ediyoruz? Şu anda ülkemize gelen 4 milyon mültecinin neredeyse kahir ekseriyeti tamamına yakını Arap, Suriye’den gelen Araplar. Bunların içinde 350 bin de Kürt var. Türkiye’de benim Kürt vatandaşlarımın temsilcisi olduğunu söyleyenlerin, bir defa Kürt vatandaşlarımın temsilcisi olmakla yakından uzaktan alakası yok. Onları da şu anda giydiren, bakan, yediren, içiren, sağlık imkanlarını sağlayan yine biziz. Aynı şekilde Arap kardeşlerimizle ilgili yine biziz. Ama utanmadan bu kararı Arap Ligi’nde alabiliyorlar. Niye? Çünkü dertleri başka, o detaylara girmeyeceğim. Kendi insanınıza ve size sığınanlara verdiğiniz değer ölçüsünde güvendesiniz demektir. Bugün Türkiye’de, işte bu diğerleriyle birlikte 5 milyonu aşkın yabancı misafire rağmen hamdolsun şehirlerimizde kayda değer bir güvenlik sorunu yaşanmamıştır.”