TV2020’de Hasan Erçakıca’nın sorularını yanıtlayan ziraat mühendisi Mahmut Erden, dünyada gıda fiyatlarının artmasının nedeninin küresel ısınma olduğunu ve tarım üretiminin şekil değiştirerek yoluna devam etmek zorunda olduğunu belirtti.

Tarım üretiminin kuraklık şartlarında modern yöntemlerle devam ettirilebileceğini açıklayan Erden, bunun fiyatlarda yaratacağı olumsuz etkileri minimize etmenin yolunun da bilimsel çalışmaları artırmaktan geçtiğini anlattı. KKTC’de geleneksel üretim yöntemlerinden ve düzeninden vazgeçmek gerektiğini anlatan Erden, devletin sür ve narenciye gibi ürünleri alıp satmaktan vazgeçerek modern tarım üretimi yapılmasını sağlayacak alt yapı yatırımlarına yönelmesi gerektiğini vurguladı. Kuraklık tazminatı olarak yılda 100 milyon TL dağıtan KKTC devletinin Mesarya ovasında sulu tarım yapmak için 50 milyon TL yatırım yapmadığını hatırlatan Erden, “Kuraklık için yılda 100 milyon veriyoruz. Ama bir yıl için 50 milyon verip suyu getirip kuraklık derdinden kurtulmuyoruz” şeklinde konuştu.

TV2020’de Ekonomiye Bakış programının konuğu olan ziraat mühendisi Mahmut Erden, şunları söyledi:

“Ülkeler, güvenliklerini planladıkları şekilde, toplumun güvenliğini sağladıkları şekilde toplumun ‘gıda güvenliğini’, tedariğini, ulaşımını, erişimini de sağlamak için devlet olarak çalışmalıdırlar. Plan, projeler  yapılır; politikalar üretilir. Ona göre özellikle tarım alanında bütün ülke faaliyet gerçekleştirir.”

“Tarım boyutu maliyet girdilerinin desteklenmesi, diğer boyutu üretim teknikleri açısından devlet bunlara da hakim olmak durumundadır. Diğer boyutu da pazarlama boyutudur. Bu birbiri içine geçmiş, birbiri ile bağlantılı halde herhangi bir unsurun yaşanacak bir aksaklıktan dolayı bütün sistemin çökebileceği bir durum.”

“Tarımsal üretimde kullanacağınız girdilerin maliyetlerin yüksekliği asgari ücretle yaşamak zorunda olan insanların mutfağını, geçimini engelliyor. Bir asgari ücretli şahsın maaşının %10-15’i sadece süt tüketimine gidiyor. Bu korkunç bir rakamdır.”

“Diğer taraftan tarım ve gıda alanında alınacak önlemlerle asgari ücretlinin refah seviyesini arttırabiliriz. Gıda maddelerindeki artışın temel nedeni küresel ısınmadır. Dünyadaki birçok ülkede yağış rejimi değişti buna bağlı olarak üretim miktarları düştü. Kuraklıkla birlikte tarımdan alınan miktar düştü.”

“Yağış rejiminin değişmesiyle hastalıklar da arttı. Bitkiler de artık bu kuraklığa, susuzluğa dayanamıyor. Dolayısı ile üreticiler daha fazla ilaç kullanmak durumunda kalıyor. Eskiden açıkta yetiştirdikleri ürünleri şimdi örtü altında yetiştirme zorunda kalıyor. Aksi halde yağış olmadığından açıkta ürün yetişmiyor. Bu da maliyeti getiriyor, maliyetler yükseliyor. Çin kendi üretimi için mısırı kendine çektiği için fiyatlar yükseliyor ve dünyada mısır savaşı diye bir şey var. Aynı şey ayçiçek yağı için de geçerli. İnanılmaz rakamlar gündemde.”

“Bizim memleketimizde mevcut Tarım Bakanlığı sadece vatandaşa şu anda çiftçiye, hayvancıya teşvik verme Bakanlığıdır.  Sektörler arasında kime para yetiştitileceği kavgası var. Alt  yapıya dönük bir proje yok.”

“Biz tarım sistemini yönetemiyoruz. Tarım Bakanlığı toplumun gıda ihtiyacına cevap veren Bakanlıktır. İnsanlar günlük yaşantısını sağlıklı bir şekilde idame ettirebilmesi için Dünyada test edilmiş belli oranlar var. Tarım Bakanı şunu yapmalı: Benim nüfusum kaç? İhtiyaçlarım nedir? Bunların çıkarılması gerekiyor. Bizde bir istatistik çalışma yok.”

“Kuraklık için yılda 100 milyon veriyoruz. Ama bir yıl için 50 milyon verip suyu getirip kuraklık derdinden kurtulmuyoruz. Kurulu düzenden birileri memnun, birilerinin gelip o çarka çomak sokması gerekiyor.”

PROGRAMIN TÜMÜNÜ İZLEMEK İÇİN TIKLAYABİLİRSİNİZ: