Toplum olarak hem sağlık hem de ekonomi bakımından son derece kritik bir süreç yaşıyoruz. Bir yanda yetersiz sağlık altyapısı nedeniyle sürekli olarak gündeme gelen kapanmalar, diğer yanda kapanma dolayısı ile oluşan ekonomik maliyetler ile kısır bir döngü halinde ortaya çıkan olumsuz koşullarla mücadele etmeye çalışıyoruz.
Peki salgının yarattığı ekonomik sonuçlarla mücadelede ne durumdayız?
Hükümete göre bir başarı öyküsü; topluma göre fiyasko!
Ekonomik durumla mücadelede yeni bir başarı öyküsü yazma iddiasında olan hükümet, bu hafta yeni bir destek paketini duyurmaya hazırlanıyor.
Ekonomik önlem ve destek paketi ile kastedilen nedir?
- İşten durdurmaları yasaklayarak, işsizlik ödeneğini hukuka aykırı bir biçimde yeniden düzenlemekse;
- Sosyal devletten kaynaklanan sorumluluklarınızı işverene yıkmak ve iş görene bedel ödetmekse;
- Hali hazırda ödeyemediğiniz ve günümüz ekonomik koşulları ile bağdaşmayan, iş gören ve işveren destek ödemelerinin yinelenmesi vaadiyle işyeri faaliyetlerinin durdurulmasının önüne geçmek ve sosyal sigorta primi ile gelir vergisi talep etmekse;
- Kredi taksitlerini erteleyip ek faiz talep etmekse;
- Çek takaslarını erteleyerek bu durumdan avantaj çıkarmak isteyen fırsatçıları kollamaksa;
- Bankalarda karşılığı olmayan 1 yıl geri ödemesiz ve faiz destekli kredi vaatleriyle, toplumun aklı ile alay etmekse;
- Hiç yorulmayın; toplum böyle bir “destek” istemiyor!
Samimiyetle desteklemek ve sahip çıkmak arzusundaysanız eğer salgının yarattığı ekonomik daralmaya çok boyutlu bir yaklaşım ile bakmayı deneyecek ve empati kuracaksınız.
Sosyal bir devlet, kendi vatandaşlarının iktisadi ve sosyal esenliklerinin korunması ve teşvik edilmesi maksadıyla önlem alacak ve destek verecekse mevcut durumda bu işin en az 3 boyutu mevcuttur:
- Salgın dolayısı ile tüm gelirlerini kaybetmiş olanlar
- Gelirlerinin bir kısmını kaybetmiş olanlar
- Hiç etkilenmeyenler
Şimdi! Buyurun, yetki sizin! Bu üç kategori arasındaki adaleti sağlayarak toplum huzurunu tesis ediniz.