Müzenin kurucusu Florence Schechter, Mashable’a yaptığı açıklamada İzlanda’da bir penis müzesi olduğunu ancak dünyanın hiç bir yerinde vajina müzesi olmadığını farkına vardığı anda bu kararı aldığını ve hızla çalışmalara başladığını söyledi.
Böylece, ilk olarak Londra’nın çeşitli bölgelerinde stand şeklinde açılan ancak sabit bir mekanı olmasa da ‘vajina müzesi’ olarak adlandırılan projesini ‘gerçek bir müzeye dönüştürmeye karar verdiğini’ belirten Schechter, amacını ise şu ifadelerle aktardı:
‘BASİT GİBİ GÖRÜNSE DE CİDDİ SONUÇLARI VAR’
“İnsanlar vajinalar hakkında yeteri kadar konuşamıyor. Neden? Çünkü kalıplar ve önyargılar var. Bu basit bir şey gibi görünse de ciddi sonuçları var. Bazı insanlar bu yüzden doktora gidip rahatsızları hakkında rahatça konuşamıyor. Taciz mağduru olanlar yardım isteyemiyor. Ayrıca, doğum kontrolü ve rıza gibi meseleler de bu yüzden tabu haline gelebiliyor. Yani bir numaralı amaç, jinekolojik anatominin kalıpları ve önyargıları kırması.”
Schechter, bu kapsamda müzede farkı sanatçıların eserleri olacağı gibi jinekolojik araştırma sonuçları ve cinsellik eğitimlerin de ziyaretçilere aktarılacağını söyledi.
Tüm bu önyargıların toplumsal cinsiyet normlarını etkilediğini belirten Schechter, “Bunun anlamı, sergilerimizde toplumsal cinsiyet farkındalığı yaratmak için çalışmalar ve bilim ön planda olacak” dedi.
‘KADINLAR KANSER TARAMASI YAPTIRMAKTAN ÇEKİNİYOR’
Mashable’da yer alan habere göre, İngiltere’de kadınların yüzde 65’i ‘vajina’ ya da ‘vulva’ kelimelerini söylemekte çekince yaşıyor. Araştırmaya göre, kadınlar bunun yerine ‘özel bölge’ gibi kelimeler kullanıyor.
Öte yandan rahim kanseriyle savaşmayı amaçlayan Jo’s Trust isimli STK’nın verilerine göre, 25-29 yaşları arasındaki kadınların dörtte biri önyargılar nedeniyle rahim ağzı kanseri taraması yaptırmaktan çekiniyor.
Müze, 16 Kasım’da Londra’nın Camden Markt bölgesinde kapılarını açacak.