Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi eski Başhekimi Dr. Bülent Dizdarlı, Pfizer-BioNTech Koronavirüs aşılarının yaratıcısı Uğur Şahin ve Özlem Türeci’ye sosyal medya hesabı üzerinden açık bir mektup yazdı.

Dizdarlı mektubunda, “Maalesef 700 bin civarında nüfusumuz olmasına karşın bir türlü aşılamayı tamamlayamadık” ifadelerini kullanarak Türeci ve Şahin’den 700 bin doz Koronavirüs aşısı istedi.

İşte Dizdarlı’nın mektubu:

“Sevgili Uğur Şahin ve Özlem Türeci
Pfizzer- Biontech Aşısı Yaratıcıları

Öncelikle sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim. Sözlerimin başında sizleri çok tebrik ederim. Hem Covid-19 a karşı geliştirdiğiniz aşıyla hem de kansere karşı yaptığınız çalışmalarla gerçekten insanlık tarihinde yerinizi aldınız. Başarınız daim olsun.
Efendim ,
Ben sizi Doğu Akdeniz’de ki Kıbrıs Adası’nın kuzeyinden rahatsız ediyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden. Malumunuzdur bu Cumhuriyet sadece Türkiye tarafından tanınıyor. Birleşmiş Milletler de buradaki yönetimi, Türkiye’nin bir alt yönetimi olarak algılıyor. İşin ilginç yanı Kıbrıs meselesinin yegâne suçlusu bu topraklar üzerinde yaşayanlarmış gibi davranılıp ciddi bir izolasyona tabi tutuluyor. Neyse politika yapmayıp konumuza dönelim.
Maalesef yedi yüz bin civarında nüfusumuz olmasına karşın bir türlü aşılamayı tamamlayamadık. Sağ olsun Türkiye bize kendinden keserek aşı yolluyor, Avrupa üzerinden de bir miktar geliyor ama yetmiyor. Ne yalan söyleyeyim Türkiye’nin kendi halkı hastalıktan kırılırken oralardan kesip buraya aşı yollaması da çok canımızı yakıyor. Onların da içinde bulundukları durumu aşmalarına duacıyız. Ama çaresiziz. Bir türlü aşılanmayı bitiremiyor ve zaten o izolasyonlardan etkilenirken kapanmanın da getirdiği yıkımla boğuşuyoruz.
Politika yapmayacağım diyeceğim ama o bahsettiğim izolasyon üstüne gelişen pandemi , ülke insanının iyice çökmesine neden oldu. Ayağa kalkıp yaşamı sürdüre bilmenin tek yolu ise tüm toplumu kısa sürede aşılamak. Fakat aşı yok. Muhtemelen Ağustos ayı sonrası daha önce Coronovac aşışı olanlarında bağışıklığı kaybolacak.
Sizinle ayni dili konuştuğumuz için bu mektubu yazma cesareti buluyorum. Derdimizi çaresizliğimizi size anlatabileceğime ve sizin de bizi anlayabileceğinize inanıyorum. Ve bu mektubun size bir şekilde ulaşacağına da eminim. Lütfen ama lütfen bize yedi yüz bin doz aşıyı gönderin. Aman sakın yanlış anlamayın. Parası neyse vereceğimizden de emin olabilirsiniz. Varsın Fabrika bir gün de bizim için üretsin.
Mektubumu aldığınızda Ticaret Odamız veya Tabipler Birliğimiz üzerinden cevap verirseniz çok sevinirim.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim
Başarınızı tekrar kutlarım”