Sonunda Başbakan Tatar da CTP Genel Başkanı Erhürman da aynı şeyi söyledi: “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.”
Galiba bu koroya Henry Kissenger de katıldı. Kissinger, salgın bitince pekçok kurumun başarısızlığının ortaya çıkacağını belirtmiş ve eklemiş: “Gerçek şu ki, dünya virüs salgınından sonra bir daha asla aynı dünya olmayacaktır.”
Tamamen aynı olmasa bile AB Komisyonu Başkanı von der Leyen’in “Avrupa için bir Marshall Planı’na ihtiyaç var”söylemi de Avrupa Birliği kurumlarının salgın karşısındaki başarısızlığının ifadesidir.
KOMÜNİST OLALIM MI?
Anlaşıldı; yeni dünya eskisi gibi olmayacak! Dün de sormuştum; bugün tekrar edeyim: Eskisi gibi olmayacaksa, nasıl olacak?
KKTC’de, koronavirüs ile mücadele edebilmek için otellere, bankalardaki mevduatlara el koymaktan veya zenginlerden ekstra vergi almaktan söz eden çok sayıda insanımız var. Devlet kurumları battı ya; insanların hayatta kalmasını sağlamak için gerekli olan kaynağınbaşka türlü sağlanamayacağını düşünüyorlar. O kadar ileri gidiliyor ki, ayakta kalabilmek için kendince bazı önlemler alan işletmeler topa tutuluyor; işletme sahipleri kan emici vampirler olarak takdim ediliyor.
Metropol Supermarket’in sahiplerinin yanıtı güzeldi: Alın siz işletin. Daha başarılı olursanız topluma hizmetiniz de daha çok olur! Belki Mustafa Ersoy veya çocukları da memur olur!
Aslında bu linç kampanyasını yürütenlerin önemli bir bölümü, bu işletmeleri yaşatmaya değil, yok etmeye taliptirler zaten.Bu işletmelere kendileri sahip çıkmak hevesinde değiller; devletin el koymasının peşindedirler.
Devlet bu ya; bütün işletmelere el koysun. Varlıklarını koronavirüse karşı mücadele için kullansın. Bu süreç sona erdiği zaman ise herkesi memur yapsın; narenciye bahçelerinde, marketlerde, otellerde ve fabrikalarda çalıştırsın! El koyma projelerinin tutarlı olabilmesi için sonuç böyle olmalıdır. Elbette kendilerinden bazıları da Başbakan ve bakan olacaktır!
Hayalini gördüğümüz komünist düzen, koronavirüs ile bir kez daha hortlamıştır.Devletin her şeyi kontrol altına alması, buna karşılık yurttaşlarına yaşam güvencesi vermesi talep edilmektedir.
BAŞARISIZ OLAN DEVLETTİR
Girişimciler başarısız, devlet kurumları başarılı olsa, ahlaki dayanakları daha güçlü olacaktı tabii… Böylece, tezlerini daha rahat savunma olanağı bulacaklardı. Onlar adına üzgünüm ama gerçek böyle değildir.
Kissinger da, von der Leyen de aslında devlet kurumlarının başarısızlığını ilan etmişlerdir…Tatar ve Erhürman da aynı şeyi söylemektedir.Bugünkü devletler, salgın ile başa çıkmakta başarısız olmuştur.
Bu başarısızlığın temelinde, devletin sınırlandırılmamış olması; olanaklarını ortak sorunlarla mücadele için kullanmamış veya salgın gibi ortak bir sorun için hazırda tutmamış olması yatmaktadır.
YENİ DEVLET MODELİ
Peki ne yapalım? Bu başarısız devletlerden kurtulmak için ne yapmak gerekiyor? Bunları tümüyle ilga edip devletsiz yaşamak mümkün mü?
Covid-19 salgını bir kez daha göstermiştir ki devletsiz yaşamakmümkün değildir. Ama ihtiyacımız olan devlet, bugünün devletleri değildir.Başarısız olan devletleri, bugünün dersleri ışığında yeni devletlere dönüştürmek gerekir.
Biz kendi modelimize bakarsak, devletin mümkün olan en fazla sayıda kişiye maaş vermeye çalışmasının büyük bir sorun olduğunugördük. Devletin, vergi gelirlerini daha iyi bir sağlık sistemiiçin harcamamasının yarattığı sorunların da tanığıyız. Sadece salgına değil, deprem gibi daha başka doğal afetlere hazırlıklı olmadığımızıda öğrendik. Bu gibi afetlere hazırlıklı olmaya çalışır ve sağlık sistemini güçlendirmek için kaynak ayırmaya kalkışırsak, istihdam ettiğimiz kamu görevlilerini ödemeye devam edemeyeceğimizi;bugün işe yaramaz oldukları görülen ekonomik destekleri sürdüremeyeceğimizi de anladık umarım.
Yeni devleti bu dersler ışığında inşa etmeye hazır mıyız?
Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyleyenler, bize işte bunu söylesin!