Hükümet, krizi olanakları ölçüsünde yönetmeye çalışıyor. Önce sağlık, denildi… Ekonominin çok önemli olmadığına ısrarlı vurgu yapıldı ama aslında ekonominin sağlığımızdan ayrı bir şey olmadığı kısa içinde net bir olarak ortaya çıktı. Maaşlar ödenecek diye bankalar önünde yığılmalar oldu… Hem Kuzey’de; hem Güney’de…
Bir kez daha anladık ki “mal canın yongasıdır”!Evde ve elde birşey olmayınca, ekonomi aslında ‘sağlık’ demek oluverdi; belki de sağlık, ‘ekonomi’ oldu!
SİGORTA MEKANİZMASI
Ekonomik önlemler denilince, öncelikle çalışanların ne yiyip içeceği aklımıza gelmişti. Devlet kurumları olarak Sosyal Sigortalar Dairesi ile İhtiyat Sandığı, kapanan işyerlerinde çalışanlara bile sahip çıkamadı.Bu işyerleri kapandığına göre, buralarda çalışanların bunca zaman yatırdıkları işsizlik sigortası primi veya ihtiyat sandığı birikimi dikkate alınarak; “gelin size iki ay işsizlik ödeneği verelim” veya “İhtiyat Sandığı birikiminizin %30’unu hemen alabilirsiniz” gibi kararlar üretilemedi.
Nedenleri üzerinde ayrıca durulabilir ama bunun nedeni kurumların zayıflığıdır. Oysa bu kurumlar tam da bugünler için oluşturulmuştu. Ama olmadı… Görevlerini yapamadılar; çok açık bir şekilde sınıfta kaldılar!
Kriz geçince bunun nedenleri ve nasıl güçlendirilebilecekleri üzerinde önemle durmak gerekecektir.
İLERİ TARİHLİ ÇEKLER
Ekonomik önlem diye tartıştığımız diğer bir önemli konu, ‘ileri tarihli çekler’olmuştur. Bu çekler, takas odasında değişime sunulduğunda karşılıkları olmayacak ve ‘karşılıksız’ damgası yedikten sonra keşide edenler ‘çek yasağı’ gibi çeşitli kısıtlamalara girecekti.
Hükümet, bunun Covid-19 virüsüne karşı mücadelenin yarattığı bir sorun olduğundan hareket ederek, bu çeklerin karşılık bekleme süresini 15 günden 90 güne çıkardı. Bu arada, dara düşecek işletmeler için çeşitli kredi paketleri açıklandı. Bu iki önlem birarada değerlendirildiği zaman özellikle kapalı işletmelerin ileri tarihli olarak keşide ettikleri çeklerin yükü zamana ve işletmelere yayılmış oldu.Çeki elinde bulunduran işletmeler paralarını 90 gün gecikmeli alacak; bu 90 gün içinde işleri yoluna girmeyen işletmeler ise kredi kullanarak faiz ödeyecek.
İlk bakışta dengeli bir durum gibi görünüyor. Daha fazla konuşmak, uygulamada ortaya çıkacak sonuçları görünce mümkün olacak.
İŞLETMELERİN DURUMU
Gerek çalışanlarına kısa bir süre kapalı kaldıkları halde bakacak durumda olmamaları, gerekse ileri tarihli olarak keşide ettikleri çekleri ödeyemez duruma düşmeleri; pek çok işletmenin ne durumda olduğunu görmemizi sağladı. İşletmeler, karlı değildir; birikim yapamamaktadırlar ve sermayeleri yetersizdir. Sonuç olarak krizlere de dayanıksızdırlar. Adeta bıçak sırtında yürümektedirler.
Bu durumun sadece küçük işletmeler için geçerli olduğunu sanmayın. Büyük işletmelerimizin durumu biraz daha zor ve karmaşıktır.Örneğin turizm ve inşaat alanında da işler ileri tarihli çeklerle dönmektedir. Tur operatörlerin yıllık oda alış-veirşlerini çek ile yapmakta; otelleri ileri tarihli çekler ile malzeme almaktadır. Benzer bir durum inşaat şirketleri için de geçerlidir. Üstelik devlet ihalelerine katılmış olanlar, uzun bir süreden beridir ödemelerini de alamamaktadır; inşaat malzemesi alımları için kullandıkları çekler ortada kalmıştır. Bu çekler, hükümet tarafından açıklanan kredi paketleri ile ödenecek boyutta da değildir. Bu kredi paketleri milyonluk çeklere çare olamayacaktır.
GERÇEKÇİ EKONOMİ
Bu durumun ortaya çıkmasının en önemli nedeni,yetersiz sermaye ile büyük işlere kalkışmamızdır.Büyük işlere soyunmamızın nedeni ise daha çok tüketim veya daha lüks yaşam arayışıdır.
Sonuç ne olacak bilmiyorum! Bugünlerde yaşadıklarımız; kurumlarımızın, şirketlerimizin ve ailemizin mali yapısını daha muhafazakar bir şekilde yönetmemize ve kara günler için ‘yedek akçe’ biriktirmemize, kazançlarımızı sermayeye katık işletmelerimizi güçlendirmemize neden olacak mı, bilmiyorum!Ama açgözlülükle; daha fazla iş yapmak için geleceğe yönelik çekler kesmek veya kabul etmekle; taksitli tatiller veya kredili lüks arabalarla olacak olan budur; bu kadardır!