Hükümetin tavrına yönelik eleştirilerde bulunan Denktaş, hükümete 14 Mart itibarıyla ekonomik hayatı dondurmasını tavsiye ederek, “Öncelikle salgın tehdidinin devam ettiği bu ortamda hayatı ucuzlatacak her türlü tedbiri, kamu gelirlerinin sıfırlanmasını da göze alarak uygulamaya koymak suretiyle, insanımıza en az üç ay yaşamlarını devam ettirtmek zorundasınız.
Size tavsiyem ekonomik hayati 14 Mart itibarı ile dondurmanızdır.Elinizde varolan kaynaklar bunu başarmaya yeterlidir” dedi.
“Eksikler ve yanlışların sıralamakla bitecek gibi olmadığını” savunan Denktaş, “Eldeki kaynağı boşa harcayıp sıfırlamadan sizleri iş birliği yaparak bu zor dönemi atlatmak için hareket etmeye son kez davet ediyorum. Son toplantımızda, Sn. Kudret Özersay’ın dikkate alınmayan ‘Kriz Hükümeti’ önerisini yeniden değerlendirin. Hayat normale dönünce alın hükümetiniz yine sizin olsun” dedi.
Denktaş, açık mektubunda şunları kaydetti:
“Sn. Başbakan değerli arkadaşlar,
Attığınız adımlar öyle göstermektedir ki, kamuoyunda hangi sektör örgütlü bir şekilde sesini yükselterek size duyurabilirse, o doğrultuda adım atarak hata üstüne hata yapıyorsunuz.
Ve yine çok bellidir ki, seçime yönelik hesap kitabınız halen devam ediyor.
Bir an önce KKTC’de yaşayan tüm bireyleri düşünerek bir plan yapmamanız halinde yaşanabilecekleri düşünmek bile istemiyorum.
Israrla bu olağanüstü dönemde hayatı normalleştirme gayreti içerisindesiniz. Biliniz ki, salgın tehdidi geçtikten sonra bile hayat bir süre normalleşemeyecek.
Öncelikle salgın tehdidinin devam ettiği bu ortamda hayatı ucuzlatacak her türlü tedbiri, kamu gelirlerinin sıfırlanmasını da göze alarak uygulamaya koymak suretiyle, insanımıza en az üç ay yaşamlarını devam ettirtmek zorundasınız.
Size tavsiyem ekonomik hayati 14 Mart itibarıyle dondurmanızdır.Elinizde varolan kaynaklar bunu başarmaya yeterlidir.
Alınması gereken kararları alıp yürürlüğe koyduktan sonra Ankara kapısını zorlamanız gerekmektedir.
Bahsettiğim üç aylık süreye bu nedenle her sektörden çok sizin ihtiyacınız vardır.
Siz şu anda aldığınız karalarla sadece alacak verecekleri haziran sonrasına öteliyorsunuz ama bu sürede alacak ve verecekler çoğalıyor.
Örnek verecek olursak;
Kira ödemelerini ötelediniz ama hazirandan sonra, ödenmemiş kiraların da ödenmeye başlayacağını emrettiniz. Peki üç ay sonra olmayan turist, azalan öğrenci sayısı nedeniyle iş ortamının Şubat ayındaki hacmine döneceğini mi hayal ediyorsunuz… Bu bulduğunuz çare kirada olan birçok işyerinin kapanmasına, yeni bir işsizler ordusunun ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Takas işlemlerinin önünü açtınız. İşadamları olağan koşullardaki iş hacimlerine göre hesap kitap yaparak ileri tarihli çekler kesmişlerdir. Şimdi bu çekler karşılıksız çıkarak geri dönmektedir. Faizler durdurulmamış ertelenmiştir. Çünkü yine zannediyorsunuz ki, hazirandan sonra hayat ve kazançlar normale dönecek ve işadamları bu yükün altından kalkabilecektir.
Sendikalara yapılan kesintinin ileride geri ödeneceği sözünü verdiniz. Kamu öylesi bir yükü kaldırabilecek mi düşünmediniz.. Herhalde geçmişte olduğu gibi bu konuyuda sizden sonra gelecek hükümetlerin kucağına atarak işin içinden sıyrılmayı düşündünüz.
Ve hiç düşünmediğiniz bir başka konu ise insanımızın yurt dışında oluşan mükellefiyetleridir. İşadamının mükellefiyetleri ve yurt dışında okumakta olan gençlerimizin duhuliye ve kira mükellefiyetleri.
Eksikler ve yanlışlar sıralamakla bitecek gibi değil. Eldeki kaynağı boşa harcayıp sıfırlamadan sizleri işbirliği yaparak bu zor dönemi atlatmak için hareket etmeye son kez davet ediyorum.
Son toplantımızda, Sn. Kudret Özersay’ın dikkate alınmayan ‘Kriz Hükümeti’ önerisini yeniden değerlendirin. Hayat normale dönünce alın hükümetiniz yine sizin olsun.
Aktif siyasetten uzaklaşmış biri olarak bu mektubu size açık olarak iletiyorum.
Dikkate alınmaması halinde, yine sorumluluk bilinciyle, ancak çok daha farklı yaklaşımlar içinde olmak istemiyorum.
Unutmayın; şu anda seslerini duyuramayan insanımız, bir noktadan sonra sesini duyurmayı başaracak ancak iş işten geçmiş olacaktır.
Kolay gelsin, teşekkürler.”