DAÜ-SEN’in basın açıklaması şu şekilde:
“Sendikamız, 2020’de hükümeti ve kamuoyunu yüz yüze eğitime geçilebilmesine yönelik gerekli sağlık şartlarının sağlanması için dört kez uyarmıştı. Ancak hükümet ve hükümet üzerinde baskı kuran çeşitli iş çevreleri daha sonra pek çok kez kapanmaya yol açacak açılımları zorlamıştı. Bu açılımlar nedeniyle “0” vaka noktasından giderek artan vakalar sürecine girilmiş ve bunun neticesinde öğrenci adaya gelmek yerine uzaktan eğitimi tercih etmişti. Doğal olarak, 2020 ve 2021 yılının akademik dönemlerinin çoğu uzaktan yapılmak zorunda kalmıştı.
Aşılamanın uygulamaya girmediği bir dönemde Ülkede “0” vakaya ulaşmak mümkündü ve sosyal-ekonomik açıdan toplumumuz için büyük bir fırsattı. Ancak 1 Temmuz 2020’de karantinasız girişlerin başlamasıyla bu fırsat maalesef kaybedildi.
Geçmişten ders çıkarılarak son birkaç aydır karantinalı veya kontrollü girişlere dikkat edilmekte, hasta sayısı kontrol edilmektedir. Buna ek olarak eğitimciler dahil, aşılama yavaş da olsa devam etmektedir ve halkımız COVID-19 açısından yaz sonu itibarıyla daha aydınlık günlere doğru ilerlemektedir.
Geldiğimiz noktada birçok alanda olduğu gibi yüksek öğretimde de normale dönmenin yegâne yolu aşıların toplumun önemli bir kısmına uygulanması, 2021 Eylül ayında ve sonrasında adaya gelecek uluslararası ve yerli öğrencilere de aşı imkanının sunulmasına bağlıdır.
2021 Eylül ayında gelecek çok sayıda öğrenci, fiili nüfusun %15-20’sine tekabül edecektir. Öğrenci kesimi, dolaşımı en yoğun kesimdir. Bu ise hastalık yayma ve hasta olma oranını artırmaktadır. Öğrencilerin yaşlarının 35’e kadar çıktığını düşünürsek öğrencilerin ve toplum korunmasının önemi artmaktadır.
Tam kapasite olarak yüz yüze eğitime geçebilmek için en önemli unsur öğrencilerin kendilerini güvende hissedebilmesi ve adaya gelmeyi tercih etmesidir. Bunun için de birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi bizim de öğrencilere aşı imkânı sunmayı başarabilmemiz gerekmektedir. Aksi takdirde yüz yüze eğitimi tam anlamıyla hayata geçirmek mümkün olmayabilecektir. Aşısız öğrencilerle vaka sayısının artmasına ek olarak bu güven sorunu da ciddi bir tehlikedir.
Bugün içinde bulunduğumuz olumlu tablonun bozulmaması ve bu tablonun sosyal-ekonomik yaşama yansıması gerekiyor. Yani 2020 yılının Temmuz ayından sonra vaka sayısının artışına neden olan yanlış, bilimsel temelden uzak politikalardan kaçınılmalıdır. Ülkenin en büyük gelir kaynağı olan yükseköğretimin yüz yüze eğitime geçebilmesi için sağlıklı ortam sağlanmalıdır ve bu ortam korunmalıdır. Toplumun sağlığını, ülke bireylerinin eğitimini ve insanlarımızın ekonomik refahı için Sağlık Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK’a önemli görevler düşmektedir.
Buna ek olarak yurtdışından ülkemize gelecek öğrenciler ve velileri için, yükseköğretimdeki tüm gençler için Eylül 2021’de hazır olmak üzere aşı ön siparişi hemen verilmelidir. Bugün aşı bulmak çok zorlu olsa da 3 ay öncesinden siparişi verilen aşının alınması mümkündür. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti ve/veya Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinden girişimlerde bulunulmalıdır. Aşıların ücreti ise KKTC tarafından karşılanmalıdır. Böylesi önemli bir adım için sendikamız dahil olmak üzere tüm sivil toplum örgütleri veya kurumların mali katkıda bulunacağına eminiz.
Esnaf, çiftçi, hayvancı, turizm ve ilgili bütün iş alanları pandeminin başından beri çok zor durumdadır. Ülke ekonomisinin daralması ile birlikte binlerce işyeri kapanmış, onbinlerce işsiz, gelirsiz insan zor durumda kalmıştır. İçinde bulunduğumuz bu krizden çıkmamız elzemdir. Bunu başarmanın en önemli adımı yükseköğretimi %100 oranında devreye koymaktır. Bunu ancak sağlık şartlarını koruyarak ve aşılamayı en yaygın ve en erken zamanda yaparak başarabiliriz. Buna ek olarak öğrencilere aşı sunmak ciddi bir gereklilik ve profilaksidir.
Bir kez daha uyarmak istiyoruz: Sağlıklı ortamı bozacak tüm adımlardan kaçınılmalıdır. Eylül’den itibaren başlaması gereken yüz yüze eğitimin bir kez daha kurban edilmemesi için Eylül’den önce yeterli aşıya ulaşılmalıdır. Bugünden ön sipariş yaparak bu hedefe ulaşmak mümkündür. Sonuçları bütün esnafı ve KKTC ekonomisini etkileyecek bu adım vakit kaybetmeden atılmalıdır.”