“Hükümet, Sürdürülebilir Mali Yapı için DAÜ’nün borçlanmasına olanak sağlamalıdır”
Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) yasal yapısı, yetki paylaşımı ve özerk idari yapısı gereği DAÜ’deki olumlu gelişmelerin de olumsuz gelişmelerin de sorumlusunun hem hükümet hem de DAÜ yönetimi olduğunu savundu.
DAÜ-SEN’den yapılan yazılı açıklamada, DAÜ’nün kendi ayrı bütçesi olmasına rağmen bu bütçenin VYK ve Bakanlar Kurulu’nun onayına tabii olduğu hatırlatıldı.
DAÜ’nün ciddi bir mali krizin içinde olduğu, bu mali krizin bir günde, bir ayda, bir yılda ortaya çıkmış bir kriz olmadığı kaydedilen açıklamada, dönem dönem krizlerle birlikte 2019 yılında oluşan bütçe açığının yıllar içerisinde giderek büyüyerek 2023 yılında bütçe açığının hayati bir boyuta ulaştığı ifade edildi.
DAÜ-SEN açıklamasında, hükümetin sıradan vatandaşlar gibi sorunlara parmak basmak yerine, sorunlara çözüm bulmak veya sorunların oluşmasına ve veya büyümesine engel olması gerektiği kaydedilerek, hükümetin 2019 yılından bugüne DAÜ’deki sorunların büyümesine seyirci kaldığı, bunun yanında yükseköğretim politikası ve yarattığı ticari üniversite enflasyonuyla eğitimin değersizleştirilmesine neden olduğu savunuldu.
Bugün gelinen noktada, DAÜ’nün yeniden mali istikrara kavuşmasının sadece DAÜ yönetiminin kararlı adımları ile başarılabilecek durum olmadığı da belirtilen açıklamada, bunun yanında mutlak surette hükümetin de etkin olmasının şart olduğu kaydedildi.
Hükümetin, yükseköğretimde nitelik ve standartlar açısından öncü rolü olan DAÜ’ye hassasiyet göstermek zorunda olduğu ifade edilen açıklamada, yükseköğretimde DAÜ’yü dezavantajlı duruma sokan unsurları ortadan kaldırmanın ve yükseköğretimde kaliteyi teşvik etmenin hükümetin görevi olduğu belirtildi.
Açıklamada, DAÜ-SEN’in, DAÜ’nün sürdürülebilir mali yapıya ulaşabilmesi için kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğu ve bu çerçevede tarafların üzerinde çalıştığı protokole ciddi katkı koyduğu belirtilerek, artık kaybedilecek zamanın kalmadığı, tüm tarafların, hükümet, DAÜ Yönetimi ve yetkili sendikaların kararlılıkla adım atıp sorunu çözmesi gerektiği ifade edildi.
-“DAÜ yönetiminin yaptığı maaş kesintileri yasa, tüzük ve toplu iş sözleşmesine aykırı”
2023 Temmuz ayından beri DAÜ Yönetiminin tek taraflı olarak, çalışanın rızasını almadan, iç borçlanma adı altında, yapmakta olduğu maaş kesintilerinin yasalara, tüzüğe ve Toplu İş Sözleşmesi’ne (TİS) açık ve net olarak aykırı olduğu da savunulan açıklamada ayrıca şunlara da yer verildi:
“DAÜ’yü sürdürülebilir mali yapıya ulaştırmak için 6 aydır Hükümet, DAÜ Yönetimi ve sendikalar arasında devam eden protokol çalışmaları, sonuçlanma aşamasına gelmiş, yeni Rektörlük sürecinde, Protokol taslağı Üniversite Yönetim Kurulu ve Senatodan da geçirilerek, Vakıf Yöneticiler Kurulu tarafından sendikalara sunulmuştur. Geldiğimiz aşamada Hükümetin kararlı bir irade ortaya koyması durumunda DAÜ çözüm yolunda yeni bir sürece girecektir. Ancak hükümet irade ortaya koyup sorunu çözmek yerine, süreçlere seyirci kalmaya devam etmektedir.
– “Hükümetin irade ortaya koyması durumunda DAÜ’nün çözülemeyecek ve aşılamayacak bir sorunu yok”
Bir anlaşma olmaması durumunda yasa, tüzük ve TİS ihlalleri nedeniyle sorun çaresiz mahkeme kararlarına göre şekillenecektir. 2024 yılı bütçe çalışmalarının yapıldığı bugünlerde taraflar uzlaşılan bir protokol çerçevesinde hareket edip DAÜ’nün mali sorunlarının çözümü için ortak hareket etmelidir. Bu çerçevede, Hükümet DAÜ’nün rekabet dezavantajlarını ortadan kaldıracak adımları hemen atmalı ve DAÜ’nün borçlanmasına olanak sağlamalıdır. Hükümetin irade ortaya koyması durumunda DAÜ’nün çözülemeyecek ve aşılamayacak bir sorunu yoktur.
Bugüne kadar çok zaman kaybettik ve bundan kurum olarak, çalışanlar olarak ve nihayetinde toplum olarak çok zarar gördük. Daha büyük zararların oluşmasını ve geri dönülemez noktalara gidilmesini bir an önce engellemeliyiz. Bu noktada, en büyük yetki de sorumluluk da hükümettedir.
DAÜ-SEN olarak bir kez daha tarafları uyarmak istiyoruz: Ortak akıl, uzlaşı ve ortak hareket, sorunun çözümü için yegâne yoldur. DAÜ toplumun bize emanetidir, bu emanete hep beraber sahip çıkmalıyız. Başarı için hükümetin sorumluluğunu tam olarak yerine getirmesi ve süreçte etkin olması şarttır.”