Cumhurbaşkanlığı’nın 143 milyon 205 bin 100 TL’lik bütçesi Cumhuriyet Meclisi’nde oy çokluğuyla onaylandı.
Meclis Genel Kurulu’nda bugün Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi, Başbakanlık, Başbakan Yardımcılığı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanlığı bütçeleri ele alınıyor.
-Şahali
CTP Milletvekili Erkut Şahali, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Anayasayı ihlal ettiğini, tarafsız olmadığını iddia etti.
Tatar’ın ortaya koyduğu mesainin Kıbrıs Türk halkının kaynaklarını israf ettiğini savunan Şahali, Tatar’ın temel görevi tarafsızlık olması gerekirken bir siyasi taraf olmayı hak gördüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın yerel seçimlerde kapı kapı gezerek UBP adaylarının propagandasını yaptığını iddia eden Şahali, bütçede Cumhurbaşkanlığı için ayrılan kaynakların israf edildiğini ileri sürdü.
Şahali, Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı makamıyla yan yana gelmesi zor etkinliklere katıldığını, turistik faaliyetlerde bulunduğunu, kendi devletini uydu devlet haline getirmekten çekinmediğini savundu.
Cumhurbaşkanlığı bütçesinde ayrılan paradan Kıbrıs Türk halkının bir fayda görmeyeceğini ileri süren Şahali, örtülü ödeneğe ayrılan parayla ilgili eleştirilerde bulundu.
Kıbrıs sorununa ilişkin yeni yaklaşımın çelişkilerle dolu olduğunu iddia eden Şahali, ne murat ettiği anlaşılmayan Cumhurbaşkanlığı’nın bugün söylediğini yarın inkar edecek bir şekilde davrandığını savundu.
Şahali, Cumhurbaşkanını Anayasal sınırlar çerçevesine davranmaya davet etti.
Türk dünyası ile ilişkiler noktasında da eleştirilerde bulunan Şahali, gerçekçi olmak ve buna uygun tutum belirlemek gerektiğini, gerçekçi tutumun BM belgelerinde net bir şekilde yer aldığını, bu belgelerde Denktaş ve Eroğlu’nun imzası bulunduğunu kaydetti.
-Solyalı
CTP Milletvekili Ürün Solyalı, Cumhurbaşkanının Anayasa’daki görevlerini değerlendirerek, Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı makamındaki duruşunu eleştirdi.
Solyalı, Tatar’ın yerel seçimlerde bir siyasi partinin propagandasını yaptığını, Türkiye’deki ziyaretlerinde federasyon isteyenleri “hainlikle” suçladığını, bazı Kıbrıslı Türklerin Türkiye’ye girememesi konusuyla da ilgili olduğunu iddia etti.
Cumhurbaşkanlığı’nın sosyal medya konusunda ekip kurduğunu, danışmanları bulunduğunu dile getiren Solyalı, bu danışmanların basın reklam sosyal medya alanında çalıştıklarını, buraya da bütçe ayrıldığını söyledi.
Solyalı, Tatar’ın tarafsızlık namına bir adım atmadığını, hükümetin ve UBP’nin sesi olduğunu, ötekileştirme üzerinden siyaset güttüğünü savundu.
Cumhurbaşkanlığının Kıbrıslı Türkleri için özel bir makam olduğuna işaret eden Solyalı, bu makamın izolasyonlar altındaki halk için anahtar bir makam olduğunu, Kıbrıslı Türkleri siyasi eşitlik temelinde federal bir çözüme ulaştırmak için adımları atması gerektiğini belirtti.
Solyalı, Avrupa Birliği’nin yılda 30 milyon Euro gönderdiğini, bu anlamda Güney Kıbrıs’a yapılan yardımlarının gerisinde kalınmasının kabul edilemeyeceğini, Cumhurbaşkanlığının bu konuda uyarı yapması gerektiğini belirtti.
Enterkonnekte sistem ve Euro kullanımı, Doğrudan Ticaret Tüzüğünü hayata geçmesi, Yeşil Hat Tüzüğü’ne ilişkin girişimlerin yapılması noktasında Cumhurbaşkanlığı’nın sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Solyalı, yeni geçiş kapılarının açılmasıyla ilgili girişimler yapılması gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesi konusuna değinen Solyalı, uluslararası yetkililerin binaya gidişlerinde sorun yaşanıp yaşanmayacağını sordu.
Solyalı, Kıbrıslı Türklerin dünyada eşit tanınan bir özne olarak varlığını sürdürmesini istediklerini ifade etti.
-Candan
CTP Milletvekili Armağan Candan, Kapalı Maraş’a ilişkin Rum başvurularının Maraş açılımından önce de yapıldığını, açılımdan önce veya sonra da bir ilerleme yaşanmadığını, normalin dışında da bir başvuru bulunmadığını söyledi.
Candan, Cumhurbaşkanlığından herhangi bir beklentisi olmadığını söyleyerek, bugüne kadar elde edilen kazanımlar ne kadar korunursa o kadar iyi olacağını düşündüğünü belirtti.
“Bu devran dönecek başka yolu yoktur” diyen Candan, bağımsız olamayan bir Cumhurbaşkanı bulunduğunu, Cumhurbaşkanının yerel seçimlerde UBP militanı olarak görev yaptığını iddia etti.
Cumhurbaşkanının uluslararası toplumla ilişkileri zor soktuğunu iddia eden Candan, Cumhurbaşkanının iki yılda yeni bir kazanım sağlayamadığını, gelecek yıllarla ilgili beklentisi de olmadığını söyledi.
Candan, Maraş açılımının seçime yönelik yapıldığını, hiçbir ilerleme olmadığını bundan sonra da Maraş, Ercan ya da yeni kapıların açılması konularında Kıbrıslı Türklerin faydasına olacak bir adım atılmadığını savundu.
Candan, “Imagine Projesi”ne ne olduğunu sordu.
-Berova
UBP Milletvekili Özdemir Berova, ana muhalefet partisinin Cumhurbaşkanının itibarını zedeleme amaçlı konuşmalar yaptığını, UBP’nin bunu kabul etmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Kıbrıs politikası ile ilgili Crans Montana sürecinden sonra o dönemin Cumhurbaşkanı dahil tüm kesimlerin federal bir çözüm olma ihtimalinin ortadan kalktığını beyan ettiklerini belirten Berova, KKTC’nin bu vesile ile iki devletli çözüm eşit statü üzerinden politika ürettiğini ifade etti.
Berova, bu politikayla Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçildiğini söyledi.
AB Konseyi’nde, Armağan Candan ile birlikte ülkeyi temsil ettiklerini söyleyen Berova, bir bölgede öncelikle “savaşsızlık” durumunun akabinde o bölgeyle ilgili çözüm veya anlaşma yolu için iki bölgenin insanlarının o konu üzerinde asgari uzlaşmaya varmasının esas beklenti olduğunu, başka bir devletin ancak bu şekilde inisiyatif üstlenebileceğini kaydetti. Berova, Rumların federasyona karşı olduklarını Annan Planı döneminde gösterdiklerini söyleyerek, iki devletli yaklaşımın daha emekleme döneminde olduğunu, devletler için zaman kavramının insanlar için zaman kavramından farklı ve daha uzun olduğunu kaydetti.
Berova, Maraş konusunda Rumların her türlü hamleyi yapmaya çalıştıklarını AB Konseyine önerge sunduklarını, rapor hazırlanmasını talep ettiklerini, raportörün adayı ziyaret ettiğini, Maraş’ın kamusal anlamda açılımı konusunda KKTC ve Türkiye’yi kınayıcı öğenin ortada olmadığını uluslararası arenada Kıbrıs konusunda iki devletli uluslararası eşitlik politikasının bilinir hale geldiğini ifade etti.
Berova, algı oluşturmak üzere Cumhurbaşkanlığı makamının itibarsızlaştırılmasını doğru bulmadıklarını, Cumhurbaşkanının iki bölgeli uluslararası eşitlik temelindeki politikasını desteklediklerini belirtti.
-Dinçyürek
UBP Milletvekili Hakan Dinçyürek, makam ve kişiyi itibarsızlaştırma amaçlı çaba sarf edildiğini söyledi.
Dinçyürek, yol haritasını Rumların kabul ettiğini ancak Meclis’teki bazı milletvekillerinin kabul etmediğini söyledi.
Dinçyürek, KKTC’nin tanınması ve ileri gitmesi çağrısına vekillerin cevabını duymak istediğini belirtti.
-Hasipoğlu
UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Kıbrıs sorununda federasyon zemini ve BM parametrelerinin de görüşüldüğünü, her Cumhurbaşkanının kendi ekibini belirlediğini ancak Rumların paylaşma niyeti olmadığını bu nedenle başarılı olunmadığını söyledi.
Hasipoğlu, federasyon anlamında tünelin ucunda bir ışık görünmediğini bu nedenle iki devletli çözümün ve Maraş açılımının gündeme geldiğini ve Cumhurbaşkanlığına Ersin Tatar’ın seçildiğini belirtti.
Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nü kaldırmak için Rum tarafının çaba harcadığını AB’nin de Rum tarafının doğrultusunda hareket ettiğini dile getiren Hasipoğlu, Maraş konusunda da uluslararası hukuka aykırı bir adım bulunmadığını kaydetti.
Bütün Maraş’ın açılmadığını, bölgede kurumların ve şahısların mülkleri bulunduğunu söyleyen Hasipoğlu, bu nedenle açılmadığını ifade etti.
BM Güvenlik Konseyi kararlarına atıfta bulunan Hasipoğlu, Taşınmaz Mal Komisyonu bağlamında hak ve hukuku gasp etmeden başvuruların değerlendirileceğini, sürecin devam ettiğini, dosyaların hızlanacağını söyledi.
“Bir yol açıldı Maraş açılmadı” iddiasının doğru olmadığını sürecin devam edeceğini söyleyen Hasipoğlu, BM idaresine devretme düşüncesinin söz konusu olmadığını belirtti.
Güvenlik Konseyi kararlarının ihlal edilmediğini söyleyen Hasipoğlu, AİHM kararlarının Güvenlik Konseyi kararları üzerinde olduğunu kaydetti.
Hasipoğlu, “40 yıl önceki Güvenlik Konseyi kararlarına takılı kalmayın” dedi.
Müzakere masasında enerji konusunda komite kurulması önerisinde bulunduklarını anımsatan Hasipoğlu, Anastasiadis’in komiteye karşı çıktığını belirtti.
KKTC’nin, Türk Devleti Teşkilatı’na gözlemci üye olduğunu belirten Hasipoğlu, Tatar’ın yabancı ülke diplomatlarıyla gerçekleştirdiği görüşmelere değindi.
Hasipoğlu, tanınma mücadelesi verme anlamında doğru zemin ve zamanlamada olunduğunu söyledi.
Haispoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda KKTC’nin tanınmasına yönelik konuşmasına değinerek, bunun bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Teknik komitelerin çalışmaları, sosyal projeler, çalıştaylarla ilgili bilgi veren Hasipoğlu, “Kıbrıslılık diye bir şey yoktur. Kıbrıslı Türkler ve Rumlar vardır, aidiyeti yoktur. Kıbrıslı diye bir millet yok, iki ayrı halk var” dedi.
Müzakereler bağlamında Cenevre’de bir pozisyon ortaya konduğunu dile getiren Hasipoğlu, federasyon görüşülmeyeceğini iki devletli egemen eşitliğe dayalı bir çözümün görüşüleceğinin ortaya konduğunu söyledi.
-Derya
CTP Milletvekili Doğuş Derya, yapılan konuşmaların itibarsızlaştırma için yapılan konuşmalar olmadığını, Cumhurbaşkanlığının Ersin Tatar’ın tavırları nedeniyle itibarsızlık yaşadığını savundu.
Tatar’ın “tarafsızlığı ayaklar altına aldığını” iddia eden Derya, Cumhurbaşkanının UBP kurultayında UBP’li olduğunu söylediğini belirtti.
Derya, Tatar’ın ifade özgürlüğüne müdahale ettiğini, özgür medyanın sesi kısılırken, Kanal T’nin TÜRK-SAT tarafından talep edilen miktarı nereden bulacağını sordu.
Maraş ile ilgili bir açılım olmadığını, yapılmak istenen tazminat yükünü azaltmak için bir formül bulmak olduğunu, bölgenin bazı iş adamlarına verilmek istendiğini savunan Derya, AK Parti’nin Kıbrıslı Türklerin ihtiyaçlarını dikkate almadığını iddia etti.
Derya, Türkiye ile KKTC’nin çıkar birliği yapması, KKTC’nin de çıkarlarının korunması gerektiğini söyledi.
Taşınmaz Mal Komisyonu’nu kurulurken UBP vekillerinin şikayet ettiğini savunan Derya, bugün hamaset yapılıp bilgi çarpıtıldığını savundu.
Yayın kuruluşlarının kepenk kapatmakta olduğunu havuz medyası oluşturulduğunu iddia eden Derya, TL kullanımından ötürü fakirleşme yaşandığını, dostluk grupları oluşturmak gibi konularla gündemin değiştirilmeye çalışıldığını ileri sürdü.
Derya, birlikte yaşam adına yapılan bir eğitimin çocuklara ne zararı olduğunu sordu.
-Taçoy
UBP Milletvekili Hasan Taçoy, Maraş’ın vakıf malı olduğunu söyledi.
Taçoy, Maraş’ın hukuk davası olarak çözüleceğini söyleyerek, Maraş’taki malların Türkiyeli iş adamlarına peşkeş çekileceği iddialarının doğru olmadığını kaydetti.
AB ve AİHM’in Kıbrıslı Türklere verdiği hangi sözü tuttuğunu soran Taçoy, Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusunda ne yapıldığını ne olduğunu sorarak, hiçbir şey olmadığını, bu konunun buzluğa saklandığını gündeme gelmediğini söyledi.
Kıbrıs Türkü’nün hakkını araması gerektiğini dile getiren Taçoy, bu hakları her platformda aramaya devam edeceklerini belirtti.
Taçoy, TÜRKSAT’ın havada kaldığını, 3 yıldır uzatmaların oynandığını, tedbir alınmadığını, uyarıların dikkate alınmadığını söyledi.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanlığı bütçesi oy çokluğuyla onaylandı.