CTP’den konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, “Farklı bir ırk veya etnik kökene sahip oldukları için diğer insanlara yönelik önyargı, ayrımcılık veya düşmanlık yapmak insanlığın karşılaştığı en büyük sorun ve utançtır.” denildi.
Açıklamada, ayrımcılığın, hayatın her alanında ve her düzeyde yaşanabilen, kimi zaman yaşayan ve yaşatanın farkında olduğu, kimi zaman da her iki tarafın da farkında olmadığı, türlü şekillerde yaşanabildiğine dikkat çekilerek şu ifadeler kullanıldı:
“Rum basınında yer alan habere göre, Rum Eğitim Bakanlığı’nın ‘Oxford Discover Futures 3 Workbook’ isimli İngilizce ders kitabındaki Atatürk ile ilgili bölümün yer aldığı 36’ncı sayfasını ‘yırtması’ yönündeki talimat içeren genelge yer almıştır. Ardından da kitabın ‘uygunsuz’ değerlendirildiğini ve tümden toplatılmasına hükmedildiğini açıklanması ayrımcılık ve düşmanlık içeren politikaların ne derece çağ dışı olduğunun en açık göstergesidir. Bu çağdışı anlayışı şiddetle kınıyoruz.
Öte yandan bu kabul edilemez ve son derece yanlış politikaya karşın Sayın Tatar’ın da geçmişte tarih kitaplarıyla oynandığını, gerçek tarihin gizlendiğini belirterek, ‘tarih kitapları gündemimizdedir’ açıklaması pedagojik ve çağdaş yaklaşımlardan son derece uzaktadır.
Dahası Tatar’ın “Bizim kitaplarımızda da hâlâ var olduğu söylenen eksikliklerin en erken zamanda giderilmesi gereklidir”, yanı sıra ‘Tarih öğretimindeki boşluğun ortadan kaldırılmasında mensup olduğu milletin, hayati aşamalarını benimseten bir anlayışın hakim kılınması’ ifadelerine açıklık getirmesi gerekmektedir.
Ders kitaplarımızda bu anlamda eksiklik olduğunu ortaya koyan herhangi bir bilimsel araştırma veya çalışma var mı? Yoksa bu söylemler tamamen siyasi kaygılarla dile getirilmiş ve iki toplumu birbirine düşman etmeyi amaçlayan düşüncenin ürünü mü? Adanın neresinde olursa olsun ırkçılık, ayırımcılık ve ötekileştirme aynıdır. Bu anlayışın insanlığa ve barışa hiçbir faydası olmaz.
“TARİH EĞİTİMİNİN AMACI DÜŞMANLIK ÖĞRETMEK DEĞİL”
Tarih eğitiminin amacı öğrencilere düşmanlık öğretme değil, genç nesillere yetişkin olarak yaşayacakları süreci ve geleceğin dünyasını anlamaları için gerekli olan bilgi ve mantık yollarını geliştirmelerine yardımcı olmak, insana dair yapılan her uygulamaya anlamlı ve bilimsel nitelendirmeler yapabilme becerisini kazandırmaktır.
Tarih eğitimi siyasi ve ideolojik gündemlerden ibaret değildir. Çünkü tarihsel düşünce sadece geçmişte olanları bilmek değil, tarihsel ve kültürel olarak hem bize yakın hem de bizden uzaktaki insanları anlamamayı öğrenmek demektir.
Başta tarih eğitimi olmak üzere, eğitim sisteminin tüm alan ve disiplinlerine yönelik her türlü uygulama eğitim bilimi ilkeleri bağlamında olmalıdır. Bu ilkeler dışında atılacak her adım, insanlığa yapılmış en büyük saygısızlıktır, çağ dışılıktır.”