25 Haziran’daki ara seçimlerde başlıca iki aday yarışacak: UBP’nin adayı Ali Başman ve CTP’nin adayı Sami Özuslu… İki aday da hem kendi “mahallelerinde”, hem de toplum içinde saygı uyandıran kişilerdir.
Ali Başman başarılı bir iş insanı olduğu kadar spor camiasında sevilen bir kulüp yöneticisidir. Çok sayıda insana iş ve aş vermekte; aile vakfı üzerinden iyilik projelerine katkıda bulunmaktadır. UBP’li olduğu açıktır ama UBP militanı olduğu, partisinin veya partisinin liderlik ettiği hükümetlerin her görüşünü körü körüne savunduğu görülmemiştir. Gerçekçiliği ile de puan toplamaktadır.
Sami Özuslu da “kendi mahallesinin” sevilen insanlarından biridir. Halk içinde de yaygın bir şekilde sevilen ve saygı duyulan bir karakterdir. O da kendi camiasına yönelik eleştiri yapmaktan çekinmez; açık fikirli ve fikirlerini savunma konusunda cesurdur.
“Her sevilen insana oy verilir” diye bir kural yoktur ama… Sevilen insan olmak başka şey, bir siyasal projenin parçası olarak oy almak başka şeydir. Hele hele böylesine ikili bir yarışta… Böyle bir yarışta sonucu etkileyecek en önemli parametrelerden biri, “günün ihtiyaçlarına yanıt vermek” olacaktır.
Türkiye’deki seçimler sonrasında KKTC’de mevcut hükümetin devamlılığını ihtiyaç olarak görenlerin Başman’a oy vermeyi tercih edecekleri açıktır. Zaten hem Ali Başman, hem de UBP sözcüleri hükümetin devamını sağlayacak istikrarlı bir dönem için oy istemektedir.
Buna karşın, bugünkü hükümet yapısının değişmesinden yana olanlar oylarını Özuslu’da toplamak durumundadırlar. Meclis aritmetiğini hükümeti düşürecek şekilde değiştiremeyecek olsalar bile elde edecekleri “moral üstünlüğü” kullanarak erken seçim çağrıları yapabilmeleri önemli olacaktır. CTP sözcüleri de “erken genel seçimin zorunlu olduğunu” tekrarlayıp durmuşlardı zaten.
Seçim kampanyasında bu politikaların yarışına tanık olmayı beklediğimiz halde, CTP kampanyasının “erken genel seçimin zorunlu olduğunu” anlattığına, hala daha, tanık olamadık. Erken genel seçim neden zorunludur? Erken genel seçimin muhtemel sonucu ne olacaktır ve bu sonuca göre iktidar olacak parti veya partiler esas olarak ne yapacaklardır? Bu yapılacaklar halkın yaşamına nasıl yansıyacaktır? Bu sorulara açık ve anlaşılır yanıtlar verilmelidir ki Özuslu’ya bu süreci başlatacak şekilde oy verilmesi gerektiği anlaşılabilsin.
Ne yazık ki ortada böyle bir kampanya görülmüyor… Bu yapılmadığı sürece, CTP’nin seçim sürecini umursamadığı ve hatta “bugünkü durumdan memnun olduğu” bile iddia edilecektir; göreceksiniz! Eleştirmek için erken davranmış olduğumun elbette farkındayım. Üstelik CTP’nin başarısından veya başarısızlığından sorumlu olacaklar da bellidir; “onlar düşünsün” denebilir! Oysa CTP’nin siyasi performansının toplumsal sorunların çözümlenmesi bakımından önemli olduğunu da unutmamak gerekir: İyi hükümetler, iyi muhalefetten çıkar!