Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Girne İlçesi, Girne Antik Limanı ve Kale arkasının özelleştirme kapsamına alınmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararını eleştirerek, bu bölgenin peşkeş çekilmesine müsaade etmeyeceklerini kaydetti.
CTP İlçesi Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, Bakanlar Kurulu toplantısı ardından sadece bir cümleyle açıklanan bu kararın “belirsiz ve endişe verici” olduğu belirtilerek, ”bu işten hangi çıkar gruplarının nemalanacağı, limana halkın erişiminin nasıl etkileneceği, tarihi ve kültürel anlamda adanın en büyük değerlerinden olan bu mirasın dokusunun nasıl etkileneceği, işletmesi verilecek şirketin yetkilerinin ne boyutta olacağı, kamu gücüne yaslanan yetkilerle bunların çatışıp çatışmayacağı” soruları yöneltildi.
CTP’nin ileriki süreçte tüm bu soruların takipçisi olacağı ve sürecin endişeler doğrultusunda ilerlemeye devam etmesi durumunda, karara karşı hukuksal mücadele dahil her türlü eylemlilik ve aktif mücadelenin öncüsü olacağı duyurulan açıklamada, ilgili özelleştirme kapsamına alma kararının içeriğinin ve tüm detaylarının kamuoyuyla ivedilikle paylaşılması talep edildi.
Açıklamada, “Bu ada insanının, birçok paha biçilmez hatırasının ev sahibi, yüzlerce insanın geçim kapısı ve en önemlisi bu toplumun tarihi ve kültürel mirası olan Girne Antik Liman ve Kale çevresini çıkar odaklarına peşkeş çekmenize ve belli bir zümreyi değerlerimiz üzerinden nemalandırmanıza müsaade etmeyeceğiz” denildi.
– “Hükümet, asli kamu hizmetlerini özel sektöre devretme hevesiyle, halkımızın ortak değerlerini peşkeş çekme çabası içerisindedir”
Girne Antik Liman ve çevresinin 2012 yılında Girne Belediyesi yetki alanından çıkarılarak Turizm Bakanlığı’na devredilmesinin ardından 10 yıllık süreçte yetki karmaşası ve buna bağlı ortaya çıkan sorunlar nedeniyle bölgenin harabeye döndüğü, yönetilemediği ve sahipsiz kaldığı öne sürülen açıklamada, “bu yeni kararla birlikte hükümetin edindiği misyonu nihayete erdirme gayretinde olduğu” savunuldu.
Açıklamada, kararın, “Antik Limanı İyileştirme Projesi”nin bir parçası olarak lanse edildiğine dikkat çekilerek, “Belli ki hükümet, kamusal yükümlülüklerini yerine getirmek yerine, başka birçok alanda olduğu gibi asli kamu hizmetlerini özel sektöre devretme hevesiyle, halkımızın ortak değerlerini peşkeş çekme çabası içerisindedir” denildi.
Bölgenin bugünkü durumunun kabul edilebilir olmadığı ancak bunun çözümünün özel sektörle kamu yararı için yapılabilecek iş birliklerini dışlamadan, paydaşların katılımıyla, verimli ve etkin bir kamusal otorite oluşturulması olduğuna işaret edilen açıklamada, “Bölgedeki yetki karmaşası nedeniyle yaşanan sıkıntıları aşmanın yolu, devletin geri çekilmesi değil, tam tersine çağdaş bir yönetim anlayışını ve ilgili makam ile kurumların etkin iş birliğini tesis edebilmekten geçmektedir” ifadeleri kullanıldı.