Bir tür gıda katkı maddesi olan Çin tuzu tat verici olarak kullanılan ve E-621 adıyla bilinen kimyasal madde. Açılımı monosodyum glutama (MSG) olan bu madde daha çok Çin lokantalarında kullanıldığı için Çin tuzu olarak anılıyor.
Uzmanlar, tüketici derneklerinin uzun yıllardır yasaklanmasını istediği Çin tuzunun sağlık üzerinde çok sayıda zararı olduğunu belirtiyor. Her şeyden önce doyma hissini baskılıyor, eklendiği gıdaya lezzet vererek insanda daha çok yemek arzusu yaratıyor. Bu özelliğinin bile günümüzün en önemli sağlık sorunlarından olan obezitenin patlamasında etkili rol oynadığı belirtiliyor. Özellikle çocukların daha çok tükettiği hamburger, salam, sosis, cips, kraker gibi ürünlerde sıkça kullanılıyor. Çin tuzunun sadece hazır gıdalarda değil patates kızartması, et döner, tavuk döner, balık ızgara gibi ürünlerde de kullanılabildiği belirtiliyor.
Çin tuzunun başta sinir sistemi olmak üzere vücuttaki birçok sisteme zarar verdiğini söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Aras, “Monodosyum glutamat (çin tuzu) Başlangıçta Çin lokantasında yemek yiyenlerde ortaya çıkan ciddi sağlık sorunlarına yol açması nedeniyle “Çin Restoranı Sendromu” olarak adlandırılmış, üzerine dikkatleri çekmiş bir madde” dedi.
Diyetisyen Hande Aras, beyni etkileyerek alışkanlık ve bağımlılık yaratan Çin tuzu ile ilgili sık sorulan soruları şöyle yanıtladı:
Çin tuzunun zararları nelerdir? Vücutta hangi sistemleri, nasıl etkiler?
Birçok bilim insanı MSG’nin beden, özellikle sinir sistemi için toksik bir madde olduğunu ve vücutta iltihabi reaksiyonları tetikleyebileceğini söylüyor. Alzheimer, Parkinson, öğrenme bozuklukları baş ağrısı gibi çok sayıda soruna, kilo artışına ve diyabete neden olabileceği belirtiliyor. Alerjileri tetikleyebileceği, gözlerde harabiyete yol açabileceği savunuluyor. Hirosaki Üniversitesi’nde görevli bilim adamı ve ekibi tarafından yapılan deneylerde, farelere çeşitli miktarda monosodyum glutamat verildi. Japon bilim adamları, Glutamat maddesinin retinadaki (ağtabaka) hücrelere saldırdığını ve bu nedenle farelerin, görme yeteneğinin azaldığını tespit ettiler. Monosodyum Glutamat, Türkiye’de de pek çok hazır gıda da lezzet verici olarak kullanılıyor.
Çin tuzu neden tercih ediliyor?
MSG eklenen besinlerin tadına doyum olmuyor, üstelik tatlı, ekşi, tuzlu ve acının birbirine geçtiği farklı bir tat oluşturuyor. Bu yeni tadın adı umami. Umami beşinci tat olarak biliniyor. En fazla çözülebilen, yenilebilir lezzette ve kolaylıkla kristalize olan monosodyum glutamattır bu sebeple gıdalara rahatlıkla eklenebilir. Üreticiler/satıcılar daha çok tüketim sağlanması amacıyla kullanıyor.
Çin tuzu bağımlılık ve kilo yapar mı, bu konuyu biraz detaylandırır mısınız?
İnsan dilinde yer alan tat duyusu algılayıcılarında reseptörler glutamatın tadını algıladıklarında bağımlı hale geliyorlar, tat alma duyusu hassaslaşıyor. Beyni uyararak lezzet artırıcı ve iştah artırıcı bir etki gösteriyor ve yedikçe yiyen ve doymak bilmeyen biri haline dönüşebiliyoruz. Bu lezzet verici olan E-651 kodlu gıda katkı maddesini tükettikçe her lokmada sanki ilk kez tüketiyormuş hissini de yarattığından doyma mekanizmasını etkiliyor, besinlerin daha çok tüketilmesine neden oluyor. Böylece kişilerde kolayca kilo alımı veya obeziteye yatkınlık görülüyor.
MSG’li yiyeceklerden sonra alınan normal besinlerde tat alma duyarlılığımız azalıyor. Yapılan araştırmalarda, çocukların ve gençlerin yedikleri hazır gıda maddelerden sonra (örneğin cipsler, gofretler) diğer besleyici besinleri tat alamadıkları gerekçesiyle tüketmedikleri gözlemlendi. Hazır ve sağlıksız besinlere yönelim bu şekilde arttığından birçok hastalık ve obezite de hızla artış görülüyor.
Başta çocuklar olmak üzere Çin tuzundan korunmak için neler yapılabilir?
Çocuklarda paketli gıdaların, fast food tarzı beslenme bağımlılığının artmasını en önemli sebeplerinden Monosodyum Glutamat, büyüme hormonunun da baskılanmasına neden oluyor. Bu nedenle fast food tarzı beslenmenin, işlenmiş hazır paketli gıdaların çocukların beslenmesinden uzaklaştırılması gerekiyor. Ebeveynlerin çocukların yeme alışkanlıkları üzerinde çok güçlü bir etkisi vardır, sağlıklı yaşam biçimi alışkanlıkları kazanmaları için pozitif etkide bulunmaları son derece önemlidir. Bilim insanları ebeveynlerin aktif ve pozitif rol model olmalarını önermektedir. Çocuklar evde beslenmeye teşvik edilmeli, anneler beslenme uzmanlarından bu konuda destek almalı, tarifler geliştirilmeli, çocukların tüketebileceği hale getirilmelidir. Bu şekilde çocukların ve gençlerin dışarıda yemek yeme bağımlılığının önüne geçilebilir, sağlıklı besin tüketimi desteklenebilir.