CENK UZUNOĞLU’NUN YAZISI: VİRÜS EVDE TUTTU AMA…

0
blank

Amerika’ya eğitim için gittiğim ilk gün okulun oryantasyon programında söylenenlerden bir tanesi aklımda kaldı. Sokakta yaşayan evsizler size doğru konuşurlarsa panik yapmayın, göz göze gelmemeye ve konuşmamaya dikkat edin denmişti. İletişim kurmayın yürümeye devam edin, genelde tehlikeli değiller, size zarar vermezler diye de eklenmişti.

blank

Dünyanın en kudretli, zengin ülkesinde Kıbrıs’ta pek alışkın olmadığımız bir realitenin olduğunu eğitim ve sonrasında çalışma hayatında orada kaldığım sürece gördüm ve o ilk gün söylenenleri hatırladım.

O gün bugündür sokakta karşılaştığım dilencilerle her karşılaştığımda göz göze gelmeme refleksi oluştu. Yabancı öğrencilere yönelik Amerika ile ilgili bilgi verilen oryantasyon programında söylenen o kısacık açıklamayı ben yıllardır İstanbul’da uyguluyorum.

Üniversitenin kişiyi gerçek hayata hazırlaması böyle bir şey!

Son yıllarda yurtdışından da aldığı göç ile İstanbul’daki en büyük işverenlerden biri trafik ışıkları ve insan trafiğinin aktığı caddelerin ve sokakların köşeleri oldu. Her biri ayrı bir insanlık dramı olan dilenme, pandemiyle birlikte mutasyona uğradı. Dilenmenin de görüntüsü ve kimyası değişti. Dışarıda zaman geçirenlerin korunma içgüdüsünün insan davranışlarında ön plana çıkmasından ve sokağa çıkma yasaklarından dolayı geleneksel anlamda dilenme kanalları da tıkandı ve dilenmek de zorlaştı. Zorlaştı zorlanmasına ama ekonomik şartların yıkıcı etkisi, dilenerek hayata tutunmanın geçmişe göre bir o kadar daha fazla yaygınlaşmasına ve geçerli bir yol olarak görülmesine yol açtı.

Değişen ne?

Artık zincir süpermarket önlerinde ve otoparklarda dileniliyor. Diğer değişen de para değil direk yiyecek talep ediliyor.

Bu çok önemli. Bıçağın kemiğe dayandığının artık kemiği kesmeye başladığının göstergesi.

Bunu da talep edenler en azından benim denk geldiklerim trafik ışıklarında görmeye alışık olduğumuz profilden farklı. Kılık kıyafetleri temiz görünümlü, düzgün konuşan orta yaşlarda insanlar. Pandemiden dolayı bir iki haftalık ev alışverişinizi yapmak için süpermarkete giriş yaparken arkanızdan “bana da 100 gram beyaz peynir ve 100 gram kıyma alabilir misiniz evde çocuklarım aç” diye seslenen düzgün görünümlü bir anne. Otoparkta torbaları arabanın bagajına yerleştirmekle meşgulken de girişte talep ettiğini mesafeli ve kibar bir şekilde takip eden yine aynı kişi.

Bu alışkın olduğumuz bir dilenme şekli değil. Dilenmenin organize şekilde yapılan arka planda liderlerinin olduğu bir örgütün işi olduğu ile ilgili bakış açınızı, algınızı değiştiriyor. Organize değil, bireysel ama organize olmaya müsait.

Pandeminin yıkıcı etkisi ile sosyal devlet olma hatta ulus devleti bir arada tutma yetkinliğini de zorlayacak sınır tanımayan, derin iz bırakacak bir sosyo-ekonomik bir durum ile karşı karşıyayız.

Virüs evde tuttu ama aç insan evde durabilecek mi?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz