Ada-TV’de Bakış Açısı programında gündemi değerlendiren Cem Kar ve Hasan Erçakıca, TRT tarafından yapılan ve bu akşam yayınlanacak olan “Bir zamanlar Kıbrıs” dizisini değerlendirdiler.
Cem Kar’ın dizinin bir “kurgu” olduğunu belirtmesi üzerine, kurgu olsa bile “tarihi” olma iddiası taşıyan dizilerin temel gerçeklere ters düşmemesi gerektiğini belirten Hasan Erçakıca, “Niye, Bir Zamanlar Kıbrıs? Bir zamanlar adanın birinde dedin; orada gerçek bir isim var. Kıbrıs diye bir isim var” diyerek dizinin Kıbrıs gerçeklerini anlattığı iddiası taşıdığını vurguladı.
Erçakıca, “Benim yaptığım belgesel değildir diyeceksin. Ama senin iddiandan daha çok algının ne olacağı önemlidir. Fragmanı gördük ama içeriğini bilmiyoruz. Herkesin söylediğine göre yorum yapmak istemem ama şunu söylemek isterim: Böyle bir sunumla sen bunu bütün Türkiye’de veya başka yerlerde de gösteriyorsan tarih algısını on göre şekillendiriyorsun. İddian olsa da olmasa da. Sen altına yazıyor ‘Uydurmadır tarihi gerçeklerle hiçbir alakası yoktur’ diye musun? Bir sefer de kabul etmem; her seferinde bunu altına yazacaksın. TRT’nin yaptığı başka dizilere gözüm takılıyor. Seyretmiyorum, seyredemiyorum. Sinirlerim bozuluyor. Osmanlılar’la, Selçuklular’la ilgili… İsimleri de garip; ‘Kuruluş Osman’ diye isim mi olur? TRT böyle bir isim koyabilir mi? Yani Osman Kuruluş!! Bu Türkçe’nin doğru ve temiz kullanımı ile ilgilidir. O zaman behemehal, bu TRT kapatılsın. İsteyen istediğini yayınlasın, istediğini seyretsin bu kadar. Liberallik olacaksa benim itirazım yok. TRT, hepimizin örnek alacağı bir kurum olacak: Türkçesi ile, kalitesi ile, gerçekliği ile…” diye konuştu.
“Bir Zamanlar Kıbrıs’tan algım; çok basitçe neredeyse Kıbrıs’ın gerçeklerini anlatan bir dizi izleyeceğim algısıdır. Fragman’dan çok kötü bir şey algılamadım. Zaten Kıbrıslılar’ın mücadelesi çok karmaşıktır. Hangi kesiti aldığından, hangi açıdan baktığı önemlidir. Dizide anladığım kadarı ile başrol oyuncusu Türkiye’den buraya gelen bir Türk Subayı’dır. Bunun üstünden bir anlatı olabilir. Türk Subayları burada neler yaşadılar? Bilmedikleri bir yere gittiler, o bölgenin Komutanlığını yaptılar; geride aileleri vardı. Aileleri’nin nereye gittiklerinden haberleri olmadı. Gerçekçi olmak zorundadır.”
Cem Kar’ın “Gerçekçi olmak zorunda değildir. Gerçekleri içinde barındırır. Muhteşem yüzyılda her şey gerçek miydi?” diye sorması üzerine ise Erçakıca, “Muhteşem Yüzyıl’da saraydaki cariyelerin İran’dan Arabistan’dan getirildiğini anlatsaydın ona da tepki gösterirdim. Osmanlı hanedanlığındaki cariyeler Kuzey ülkelerinden Kafkaslar’dandı. Bu bir dizidir diye adını ‘Kıbrıs’ koyarak aydan bahsedemezsin. Ana gerçeklere sadık kalarak detaylarını kurgulayabilirsin” dedi.
Cem Kar’ın Kıbrıslı Türklerin dizi ve film yapma konusuna yeterince eğilmediğini ve kendi dizilerini yapmadığı eleştirisi üzerine ise Erçakıca, “TRT’nin maliyetini bana verseler yüz tane dizi yaparım. Ama istersen BRT hemen kapatılsın, harcanan 100 milyon TL ile bu işlere süspansiyon verilsin bu iş kapansın. Bu devletin geliri giderine denk değil. Bunları finanse edecek bişeye sahip değil. Dolayısı ile onlar yaptı. ‘Siz de yapın kardeşim’ demek savunma değil. Sen, ben kavgasına dönüştürmek doğru değil” dedi.
“Biz yılda bir kez tam boyda film yaptırsak; piyasaya sunsak kendimizi daha iyi anlatabilirdik. İyi bir bir film 30 milyon dolara çıkar. Devlet 1/3’nü verse 20 milyona düştüğü için, 10 milyon dolar yapımcıya gittiği için proje fızıbıl hale gelir. Özel sektör devreye girer. Yapımcı zarar etmemek için her şeyin en iyisini yapmak zorunda, bu bir Turizm yatırımıdır” diyerek Kıbrıs konulu filmlerin desteklenmesi gerektiğini belirten Erçakıca, “Devlet olarak biz bunu ciddiye almıyoruz diye, dizide bizi rencide edecekleri haklı göremeyiz. TRT’nin lüzumsuz para dağıtmasına da gerek yoktur. Türk halkının parasını dağıtıyor” diyerek dizinin Kıbrıs gerçeklerini doğru yansıtması gerektiğini savundu.