AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında parti genel merkezinde Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz ile ilgili hak ve menfaatlerinin korunmasına ilişkin ortaya koyduğu tutuma bazı ülkelerin olumsuz yaklaşımlarının devam ettiğini söyleyen Çelik, bunun Avrupa Birliği değerleriyle uyumlu bir yaklaşım olmadığını ifade etti.
Fransa Cumhurbaşkanı EmmanuelMacron’un Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın arkasında olduklarına yönelik açıklamasını anımsatan Çelik, “Bu açıklama sadece bir mahalle dayanışması açıklamasıdır. Ne oradaki gerçeklerle uyum gösteriyor ne de uluslararası hukuka uygun bir açıklamadır.” diye konuştu.
Çelik, Türkiye’nin bölgedeki arama ve sondaj çalışmalarının devam edeceğini vurgulayarak, “Hem Türkiye’nin hak ve menfaatlerinin korunması bakımından hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin izin verdiği ruhsat sahalarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerinin korunması bakımından bu çalışmalar devam edecek.” dedi.
KKTC makamlarının 13 Temmuz’da ortak bir komite kurulması yönünde teklifte bulunduğunu ve bu teklifin Rum Yönetimi tarafından reddedildiğini hatırlatan Çelik, Rum Yönetimi’nin bir yandan garantörlüğün modasının geçtiğine ilişkin açıklamalar yaparken bir yandan da KKTC’nin hak ve menfaatlerini zedeleyecek adımlar atmaktan çekinmediğini söyledi.
Çelik, “Eğer gerçekten bu konuda düşündükleri şey orada çıkan kaynakların adanın tamamı için kullanılması ise adanın tamamı için bir değerlendirme perspektifine sahiplerse burada yapmaları gereken ilk iş bu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti makamları tarafından dile getirilen ortak komite kararına pozitif yaklaşım sergilemeleri olacaktır.” şeklinde konuştu.
“ÖRGÜTLÜ BİR CEHALET”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin kaçak olduğu ve oraya yargı mensuplarının gitmemesi gerektiği şeklinde açıklamalarda bulunduklarını anımsatan Çelik, “Enteresan bir parti Cumhuriyet Halk Partisi, aydınlanmış bir despotizm ile örgütlü bir cehalet arasında gidip geliyor. Ya aydınlanmış bir despotizm ortaya koyuyor ya da örgütlü bir cehalet ortaya koyuyor.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin bütün izinlerinin tam olduğunu vurgulayan Çelik, bu izinlerle ilgili olarak herhangi bir şekilde yargı süreçlerinde herhangi bir sorun olmadığının defalarca ifade edildiğini dile getirdi. Çelik, “Eleştiri getirdiği konuların bir çoğunun zaten olmadığı, olanların da pozitif bir şekilde yargı süreçleriyle sonuçlandığı biliniyor. Fakat sürekli olarak Meclis’te de bunu geçmişte gündeme getirdiler grup başkanvekillerimiz belgelerle cevap verdiler daha sonra yanlış gündeme getirdikleri konuların üzerine maalesef yatarak konuyu tekrar unutturmaya çalıştılar.” değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, konuyla ilgili dokümanları basın mensuplarıyla paylaştı.
“Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin evidir. Orada herhangi bir şekilde kaçak bir durum söz konusu değildir.” diyen Çelik, bu konunun tamamen yargı süreçlerinde pozitif sonuçlanmış bir konu olduğuna dikkati çekti. Çelik, “Burada tabii ağır bir vizyon ve bilgilenme sorunu, maalesef adli yıl açılışını zehirlemek için ortaya atılan bir takım yalanlar söz konusudur.” diye konuştu.
Çelik, iç politika ve dış politika konularında yapılan yanlış açıklamalarla uğraşmak zorunda kaldıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Bugün orada yargı reformundan bahsediliyor, yargının önümüzdeki dönem gündemlerinden bahsediliyor ama maalesef olmayan bir ruhsat konusundan bahseden kişi her zaman olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı oluyor. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının, CHP yönetiminin ülke gündemiyle vatandaşlarımızın gündemiyle tabii ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin tabanını oluşturan vatandaşlarımızın da gündemiyle alakası olmayan bir siyaset yapma biçimleri aynen devam etmektedir. Bütün bu söylenenler, yalandır gerçeklerle ilgisi yoktur, örgütlenmiş cehaletin yeni bir örneğidir.”