Miraç Kandili, 13 Şubat’ta başlayan “üç aylar”ın ilki olan Recep ayının 27’nci gecesine denk geliyor. İslam kaynaklarına göre, Mekke’den Medine’ye hicretten bir sene önce yaşanan “İsra ve Miraç” olayı Allah’ın, Hazreti Muhammed’in Mekke’de gördüğü eziyetlere karşı bir tesellisi olarak kabul ediliyor.

Müslümanlara Miraç Kandili’nde, namaz borcu olanların kılabildiklerince namaz kılması, namaz borcu olmayanların ise nafile namaz kılması, Kur’an-ı Kerim okuması, istiğfar ve dua etmesi tavsiye ediliyor.

DİN GÖREVLİLERİ DERNEĞİ

Din Görevlileri Derneği Başkanı Gökan İnik, Miraç Kandili nedeniyle yaptığı açıklamada, içinde bulunulan rahmet, bereket ve mağfiret ayları kabul edilen mübarek üç ayların birincisi Recep ayının 27. gecesinin Miraç Kandili olduğunu belirterek, “Bu mübarek geceye erişmenin mutluluğunu ve heyecanını yaşatan Rabbimize sonsuz şükürler olsun” ifadesini kullandı.

Miraç Kandili’nin, Müslümanların gönlünü rahatlatan, manevi duyguların en yoğun şekilde doruğa ulaştığı bir gece olduğuna işaret eden İnik, bu gecenin, hoşgörüyü, barışı, yardımlaşmayı, affetmeyi, sıkıntılardan kurtulmayı ve merhamet duygularını öne çıkaran mübarek bir gece olduğunu belirtti.

İnik, şöyle devam etti:

“Miraç; Hz Muhammedîn (s.a.s) insanlığı İslam’a davet sürecinin en zor yıllarında, sıkıntı ve çaresizliğin adeta doruk noktasında bir gece Mescid-i Haramdan, Mescidi Aksa ’ya oradan da zaman ve mekân sahibi, Yüce Mevla’nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için yaptığı manevi ve ulvi bir yolculuktur. Bu mübarek gece ile alakalı yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. ‘Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haramdan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa ’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.’ Bu yolculuk pek çok ilahi hikmet ve bereketi içinde barındırır. Günde beş kez ilahi huzura çıktığımız, dua ve niyazlarımızla Rabbimize yöneldiğimiz, Peygamber efendimizin de ‘Namaz müminin miracıdır’ diye ifade ettiği namaz, bu mübarek gece emredilmiştir”

Miracın, yücelmek; her şeyden önce yükselme yollarının yegâne sahibinin Yüce Allah olduğunun bilincine varabilmek; elemi, kederi, çaresizliği ve ümitsizliği bir kenara bırakarak yeniden yola koyulmak anlamına geldiğini kaydeden İnik, şöyle devam etti:

“Miraç; her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğuna inanmayı, Rabbimizin rahmetinden asla ümidi kesmemeyi öğretir. Dolayısı ile İçinden geçtiğimiz bu zor günlerin, bireysel olarak üzerimize düşeni yaptığımız takdirde mutlaka geçeceğini bize hatırlatan ulvi bir gecedir. Miracı anlayan mümin, zamanın ve mekânın yegâne sahibi olan Yüce Allah’ın birliğine, büyüklüğüne ve sonsuzluğuna şahitlik eder. Miracı model alan toplum, hak, adalet, dürüstlük, merhamet, kardeşlik ve fedakârlık gibi erdemlerle yücelir”