BTHK, Fiber Optik altyapıların yaygınlaşmasından sonra 60 GHz frekans bandının, fiber optik altyapılar ile sunulacak kaliteli ve kesintisiz bağlantılar için tamamlayıcı bir teknoloji olarak kullanılabileceğini belirtti.
BTHK’dan yapılan yazılı açıklamada, bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründeki gelişmelerin tüm dünya üzerindeki etkisi ve öneminin gün geçtikçe arttığına işaret edildi.
Bunun en önemli nedenlerinden birinin, “bilgiye daha hızlı ve daha kaliteli erişim ihtiyacı” olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektörü içerisinde sunulan hizmet ve bilgiye daha hızlı ve kaliteli erişim talebi artıkça yeni teknoloji ve kaynak ihtiyacı da artmaktadır. Buna bağlı olarak araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile standardizasyon çalışmaları da hızla ve önemle yürütülmektedir.
Gelişen teknoloji ile büyük ölçüde artan internet kapasitesi ve hız ihtiyacı için günümüzde kullanılan en önemli kaynak tartışmasız Fiber Optik altyapılardır. KKTC’de Fiber Optik altyapının geliştirilmesinin ve tüm ülke içerisinde erişilebilir bir hizmet olarak sunulması zaman alacaktır. Bu nedenle, kısa vadede internet ve kapasite sorunlarının giderilebilmesi için en hızlı ve en uygun çözümün 60 GHz frekans bandının kullanılması ile giderilebileceğine karar verilmiştir. Özellikle İngiltere, ABD ve Avrupa’da fiber bağlantıların ulaşmadığı bina içi veya bina dışı alanlarda hızlı internet çözümü için 60 GHz frekans bandı kullanılmaktadır. 60 GHz frekans bandının bina içi ve bina dışında kullanılmasını düzenleyen uluslararası standartlar yayımlanmış ve yürürlüktedir (ERC Recommendation 70-03, Decision (EU) 2019/1345, ETSI 302 567, ETSI 303 722, IEEE 802.11ad). 60 GHz frekans bandını kullanan sistemler tarafından oluşturulan elektromanyetik alanlar, iyonlaştırıcı olmayan (Non-ionizing) ışınım grubuna girer. İyonlaştırıcı olmayan elektromanyetik alanların insan sağlığına etkileri konusunda, Dünya ve Avrupa ülkelerinin referans olarak aldığı kurumların başında ICNIRP (International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection) gelmekte olup, ilgili kuruluş; Dünya Sağlık Örgütü (WHO-World Health Organization) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO-International Labour Organization) tarafından resmen tanınan, bağımsız bilim insanlarından oluşan bir araştırma kuruluşudur. Bu kuruluş, 60 GHz frekans bandının da içerisinde yer aldığı iyonlaştırıcı olmayan (Non-ionizing) elektromanyetik alanlar için Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Dünya’nın birçok yerinde kabul gören standart ve sınır değerlerini belirlemiştir (Guidelines for Limiting Exposure to Electromagnetic Fields (100 kHz to 300 GHz)- https://www.icnirp.org/cms/upload/publications/ICNIRPrfgdl2020.pdf ). Uluslararası standartlar ve bu standartlara bağlı olarak üretilen cihazlar ve sistemler söz konusu limit ve sınır değerlerine uygun olarak belirlenmekte ve üretilmektedir.
Ülkemizde yoğun olarak kullanılan 5 GHz frekans bandının yoğunluğu, 60 GHz frekans bandının açılması sonucunda azalması beklenmektedir. Ancak, 60 GHz’in kötü hava koşullarından etkilenmesi nedeniyle bu bant üzerinden hizmet alan kullanıcıların hizmet kalitesinde düşüşler olabilecektir. Yüksek kapasiteli internet bağlantılarının, kaliteli ve kesintisiz bir şekilde kullanıcılara sunulabileceği en iyi yöntem Fiber Optik altyapılardır. Fiber Optik altyapıların yaygınlaşmasından sonra 60 GHz frekans bandı, fiber optik altyapılar ile sunulacak kaliteli ve kesintisiz bağlantılar için tamamlayıcı bir teknoloji olarak kullanılabilecektir.
Sonuç olarak, 60 GHz frekans bandındaki yayılımların limit ve niteliği uluslararası standartlar tarafından belirlenmiş olup, söz konusu bu standartlar tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de uygulanması planlanmaktadır. Bunun yanında belirtmek isteriz ki, dünyadaki standartlara uygun olarak ülkemizde de uzun bir süredir 60 GHz frekans bandının bina içi kullanımları serbesttir. Şu andaki Telsiz Tüzüğü’nde yapılması planlanan düzenleme, 60 GHz frekans bandının standartlardaki değişikliklere uygun olarak ve geçici süreliğine dış mekanlarda da kullanımının serbest bırakılmasıdır. Böylelikle, yetersizliğini yaşadığımız geniş bant internet ihtiyacının, fiber altyapıların yaygınlaşmasına kadar karşılanması beklenmektedir.”