Birleşmiş Milletler küresel sorunların çözümü için 1945’te kurulan en büyük uluslararası teşkilat. Ancak küresel sorunların çözümünde arzulanan başarıya ulaşamayan ve işlevi sorgulanan bir teşkilat.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan örgütün en kritik ve en çok eleştirilen organı Güvenlik Konseyi. Konseyin 5’i daimi 15 üyesi var.
Daimi üyelerin ayrıcalıklı statüsünü İkinci Dünya Savaşı’nı kazanan ülkeler belirledi. ABD, Sovyetler Birliği ve İngiltere savaş sonrası politik düzeni şekillendirdi.
Asya’dan Çin, Avrupa’dan da Fransa oluşuma dahil edilerek küresel çapta uluslararası güvenlik öngörüldü.
Konseyin sorumluluğu: Uluslararası barış ve güvenliği korumak
BMGK tanımında der ki; Güvenlik Konseyi’nin asıl sorumluluğu uluslararası barış ve güvenliği korumaktır. Kararları bağlayıcıdır, Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler konsey kararlarına uymakla yükümlüdür.
Peki konseyin veto hakkına sahip 5 daimi üyesinden biri egemen bir ülkeyi işgal ederse? İşte o zaman güvenlik konseyi, tanımında yer alan uluslararası güvenlik ve barışı koruma görevini yerine getirememiş olur.
5 daimi üyeden biri olan Rusya, barış çağrılarını dinlemedi, Ukrayna’nın egemen devlet konumunu hiçe saydı. Güvenlik Konseyi’nin küresel sorunların çözümünde ne kadar aciz olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.
Rusya tasarıyı veto etti
Konsey neredeyse 10 kez toplandı. Nitekim savaşın durdurulması için sunulan tasarı, savaşı başlatan Rusya tarafından “beklendiği üzere” veto edildi.
Türkiye ise tarafları bir araya getirerek barış çabalarının öncüsü ve umudu oldu. Antalya’da Ukrayna ve Rusya dışişleri bakanları Türkiye’nin ev sahipliğinde bir araya geldi.
Türkiye BM’ye Kadeş Barış Anlaşması örneğini hediye etti
Barış ve güvenliği sağlayamayan Konsey’e Türkiye’nin “barış” hatırlatması, toplantı salonunun girişinde halen asılı duruyor.
Tarihin ilk yazılı anlaşması. Hititler ile Mısır arasında imzalanan Kadeş Barış Anlaşması. Türkiye’nin BM’ye hediye ettiği Kadeş Barış Anlaşması’nın büyük bir kopyası karşılıyor Güvenlik Konseyi’nin salonuna giren diplomatları.
Barışın ne kadar önemli, ne kadar değerli olduğunu anlatırcasına ancak barışın bir hayal olmaktan öteye geçemediği coğrafyalarla ilgili Güvenlik Konseyi’nde gerçekleştirilen oturumlarda herhangi bir sonuç alınamıyor.
Türkiye sistemin değişmesini istiyor: Dünya 5‘ten büyüktür
Suriye’de 11 yıllık iç savaşta Esed zulmünün kınandığı bütün tasarıları Rusya ve Çin veto ediyor. Filistin’e yönelik baskıcı politikaları sebebiyle İsrail’in kınandığı tasarılar ABD’nin vetosuna takılıyor.
Güvenlik Konseyi üyeleri veto haklarını çıkarları için kullanıyor. Türkiye bu modası geçmiş sistemin değiştirilmesini istiyor.
Türkiye 193 ülkenin temsil edildiği Genel Kurul’un işlevinin artırılarak Birleşmiş Milletler’de kapsamlı reform yapılmasını istiyor. Aksi taktirde küresel sorunların çözümü olanaksız görülüyor.