Zorlu Töre, UBP Meclis Grubu’ndaki oylamayı kazanırken CTP milletvekillerinin Töre’ye “asla” oy vermeyeceği “birileri” tarafından hesaba katılmış olmalıdır. Töre, hem siyasal tutumları hem de başkanlığı kullanış şekli nedeniyle CTP grubundan tek bir oy bile alma şansına sahip değildi. “Bu dikkate alınmadı” demiyorum; “birileri” bunu mutlaka dikkate almıştır diye düşünüyorum.
Bir yumuşama girişimi olarak Kutlu Evren aday gösterilince, “birinci turda değilse bile turlar ilerledikçe CTP grubundan da birkaç oy alır ve seçilir” umudu doğmuştu. “Birileri”, bu umudu söndürmek için ilk turdan 26 hayır oyuna ulaşılmasını sağladı diye öngörüyorum.
“Sahte diploma” ve intihal iddiaları nedeniyle iyi bir aday olmadığını düşündüğüm Ziya Öztürkler, dördüncü turda 25 kabul, 23 ret oy almış, bir de geçersiz oy kullanılmıştı. Beşinci tur da aynı şekilde sonuçlansa Öztürkler’in seçilmişliğine hiçbir itiraz olmayacaktı. “Birileri” üç oyu “geçersiz” hale getirerek başkanlık seçiminin sonuçlanmamasına neden olmuş; tartışmanın devam etmesini sağlamıştır.
Yine de ortada tartışmalı bir durum vardı. Koalisyon ortağı Erhan Arıklı’nın “Öztürkler seçilmiş ve seçim bitmiştir” açıklaması, kuşku yaratıcı olsa bile kimsemiz buna fazla bir önem atfetmedik. Başbakan Ünal Üstel de bu konuda yorum yapmadı ama kulislerde hukukçulara danışılacağı, Adıyaman dönüşünde de Meclis Başkanlık Divanı’nın toplanarak durumu değerlendireceği konuşuldu.
Başbakan Üstel’in yanı sıra aralarında CTP Genel Başkanı Erhürman’ın da olduğu kalabalık bir grup, İSİAS davasını izlemek üzere Adıyaman’a gidecekti. Meclisin toplanmasına nereden baksanız 10 günlük bir süre vardı; ortalık durulmuş gibiydi. Oysa perde gerisinde bazı memnuniyetsizler vardı ve bu yatışmadan hoşlanmamışlardı. Bu arada üç Meclis hukukçusunun verdiği görüşler iyice canlarını sıktı; herkese boyunun ölçüsünü bildirme zamanı artık gelmiş olmalıydı.
Rivayet odur ki, Başbakan ve heyeti Adıyaman’da iken “birileri” Meclis’i arayarak 18 Ekim Cuma günü yapılan beşinci tur oylamanın sonucu tayin ettiğini ve bu sonucun Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulmasını DİKTE ETTİ. 18 Ekim’deki oylamaya karşın hala Meclis Başkanlığı makamını kullanmakta olan Zorlu Töre, bunu yapmayacağını söyledi ama dinletemedi. “Birileri”, ilgili yazıyı daha görevi devralmamış olan Ziya Öztürkler’e imzalattı; basımevine yolladı ve yayınlattı.
Maksat hasıl olmuştur: 28 Ekim’de toplanması beklenen Başkanlık Divanı toplanmayacak. Meclis Genel Kurulunu toplamak mümkün ama sanırım bu da başarılamayacak. Meclis önünde gösteriler yapılacak; gelişmeler protesto edilecek. Herkes ağzına geleni söyleyecek!
“Birileri” bunu istiyordu anlaşılan… Olay raydan çıkar gibi olunca müdahale edip olayı rayına geri taşıdılar.
Belli ki “birileri” yumuşamadan, sorunlara diyalog yoluyla ve hukuk için kalarak çözüm bulunmasını istemiyor. “Bu birileri”, bizim bir “toplum” ve/veya “halk” olmamızdan da rahatsızdır herhalde. Uydu olmamızı tercih ediyorlar ve bunu perçinlemek için biraz “gerilime” ihtiyaç duyuyorlar!
Bu gerilim yetmezse daha da ileri gidecekler; belli!
Kaybedecekler ama bize de kaybettirecekler; bu da belli!