Türkiye’den Libya’ya giden bir yük gemisinin Pazar gecesi Yunanistan’ın güneybatısında, Avrupa Birliği’nin (AB) İrini Harekatı kapsamında bir Alman fırkateyni tarafından durdurulduğu ortaya çıktı. Anadolu Ajansı’nın (AA) haberine göre aranan gemide insani yardım dışında bir şey bulunmadı. Alman yetkililere göre ise Türkiye, silah taşıdığından kuşkulanılan gemideki aramanın tamamlanmasına izin vermedi.
Geçen hafta Türkiye’den ayrılan 16 bin tonluk Roselina-A adlı yük gemisinin, Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya’ya yönelik silah ambargosunun denetlenmesi amacıyla AB tarafından Doğu Akdeniz’de başlatılan İrini Harekatı’na katılan Hamburg adlı fırkateyn tarafından, silah taşıdığı şüphesiyle durdurulduğu bildiriliyor.
İZİN ALINMASI SORUNU
Almanya Savunma Bakanlığı sözcüsü Berlin’de yaptığı açıklamada, personelin arama yapmak üzere gemiye çıktığını fakat Türkiye’nin AB nezdinde olayı protesto etmesi üzerine aramayı tamamlamadan ayrıldığını söyledi. Sözcü, kısmi aramada şüpheli bir yüke rastlamadıklarını da belirtti.
Alman sözcü, Rosalina-A’nın Pazar gecesi, Libya’nın Bingazi kentinin 200 kilometre kadar kuzeyinde bir noktada, standart kurallara uyularak durdurulduğunu, geminin bayrağını taşıdığı ülke olan Türkiye’nin izni için saatlerce beklendiğini, gemiye sonra binildiğini, daha sonra itirazların bildirilmesi üzerine çekildiklerini de ekledi.
Türkiye yetkilileri ise Alman fırkateyninin izin almadan arama yapmaya çalıştığını ve bu nedenle uluslararası hukuku ihlal ettiğini vurguluyor.
Harekatı Yunanistan Deniz Kuvvetleri’nden bir komutanın yönettiğini bildiren AA ile Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen görüntülerde, Hamburg fırkateyninin Roselina-A gemisine yanaştığı ve bir helikopterin gemiye asker indirdiği görülüyor. Görüntülerden askerlerin gemi görevlilerini bir süre alıkoyduğu ve tartışmalar yaşandığı anlaşılıyor.
HUKUK NE DİYOR?
AA, deniz hukukuna göre, gemilerde arama yapabilmek için, gemiye çıkan personelin, gemide bayrağı bulunan devletten izin alması gerektiğini, Türkiye’ye böyle bir izin başvurusu yapılmadığını aktarıyor.
Türkiye’de Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili açıklamalarında bu noktayı vurguladılar.
Dışişleri Bakanlığı akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, konuyla ilgili olarak AB, İtalya ve Almanya’ya nota verildiği belirtildi. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada Türkiye’den gemide arama yapma izni alınmadığı belirtildi:
“Gemi, dün gece Yunanistan Deniz Kuvvetlerinden bir komutanın sevk ve idaresinde yapılan İrini Harekatı’nda görevli bir Alman fırtakeyni tarafından Mora Yarımadası’nın güneybatısında uluslararası hukuka aykırı bir şekilde durduruldu.
Deniz hukukuna göre, gemilerde arama yapabilmek üzere gemiye personelin çıkması için bayrak devletinin rızasının alınması gerekiyor. Türkiye’den böyle bir izin almadan Hamburg Fırkateyni’nin personeli gemiye helikopterden iniş yaptı.”
NELER OLDU?
Milli Savunma Bakanlığı, gemideki personelin, askerlerin helikopterden inişini ve Hamburg Fırkateyni’nin Roselina-A gemisi çevresindeki hareketlerini an be an kaydettiklerini de belirtti. Bakanlığın açıklamasında şu ifadeler de yer aldı:
“Geminin süratini düşürerek, yolundan engelleyen askerler Türkiye’den izin almadan, yapılanın hukuki olmadığı yönünde yapılan tüm ikazlara uymayarak gemideki tüm konteynerleri açarak aradı. Sabahın ilk ışıklarına kadar süren aramanın ardından gemide insani yardım malzemesi, bisküvi gibi gıda maddeleri, boya gibi maddeler dışında bir şey olmadığını anlayan askerler gemiden ayrıldı.”
Milli Savunma Bakanlığı, Roselina-A adlı geminin Libya’daki Mistrata limanına doğru yolculuğuna devam ettiğini kaydetti.
İRİNİ HAREKATI
Türkiye’nin konuyla ilgili olarak uluslararası kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunacağını da kaydeden MSB, İrini Harekatı’nı da sorguladı:
“2292 No’lu BM Güvenlik Konseyi kararında meşru hükümet Milli Mutabakat Hükümeti ile istişare ve izin zorunlu kılınmış olmasına rağmen başlatılan İrini Harekatı, taraflı ve yasa dışı bir operasyon olarak tepki çekiyor.”
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy ise “Libya’ya taşımacılık yapan gemilere uygulanan bu çifte standartlı ve hukuk dışı muamele asla kabul edilemez” dedi.
Öte yandan Fransız haber ajansı AFP, dört büyük Avrupa ülkesinin Libya’daki barış sürecine zarar veren ülkelere yaptırım tehdidinde bulunduklarını aktardı. AFP’nin haberine göre İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya; “Libya’da diyaloğa zarar verecek herkese karşı” harekete geçmeye hazır. Açıklamada ülke adı verilmedi.
Fransa’nın da aralarında bulunduğu bazı ülkeler ise daha önce Türkiye ve Rusya’yı Libya’daki barış sürecine zarar vermekle suçlamıştı.
BASINDAKİ YORUMLAR
Alman basınının bugünkü (24 Kasım-Salı) yorum köşelerinde ise Libya açıklarında Alman donanması ve Türkiye bandıralı gemi arasında yaşanan gerginlik geniş yer tutuyor. Gazetelerdeki yorumlarda Türkiye’nin Avrupa üzerinde baskı kurmaya çalıştığına dikkat çekiliyor.
Neue Osnabrücker Zeitung, Avrupa Birliği askeri operasyonu bünyesinde Libya açıklarında görev yapan “Hamburg” adlı Alman fırkateynindeki askerlerin, silah taşıdığı şüphesiyle Türkiye bandıralı Rosaline-A adlı gemiyi aramak istemesine Ankara’nın itiraz etmesini “skandal” olarak değerlendiriyor:
“Erdoğan hükümetinin şimdi de uluslararası bir misyona bağlı Hamburg’un donanma askerlerini engellemesi, büyük bir skandal. Almanya, Fransa ve İtalya daha önce de anlaşmalara uyulmaması durumunda Ankara’ya karşı önlemlerin devreye sokulması gerektiğini yüksek sesle dile getirmişti. Ankara’yı zapt etmek giderek zorlaşıyor. Türkiye, Libya’ya çoktan beridir ayak basmış durumda. Erdoğan’ın Akdeniz’in bu kısmındaki göçmen akınını da yönlendirme amacını güttüğü korkusu büyüyor. Bu hain plana, Türkiye-Yunanistan sınırında uzun zamandır tanık oluyoruz. Görünen o ki; Türkiye yakında Avrupa’yı kıskaca alacak.”
Rheinpfalz adlı gazetede de Erdoğan’ın reform açıklamalarının inandırıcı olmadığına işaret ediliyor:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde defalarca Avrupa’dan bahsetti, ülkesinin geleceğinin Avrupa’da olduğunu söyledi. Ancak Avrupa Birliği bu sözlere aldanmamalı. Erdoğan, yaptırımlardan kaçınmak için reformcu gibi davranıyor. Ekonominin çöküşünü engellemek ve gücünü güvence altına almak için bunu yapıyor. Ama öte yandan Türkiye’deki ekonomik kriz, Erdoğan’a baskı uygulayabilmek için Avrupa’nın eline bir imkan veriyor.
Bu yorumlar, Türkiye hakkında Avrupa kamuoyundaki algının seyrini göstermesi bakımından önem taşırken, bu gelişmelerin Doğu Akdeniz’i kimin kontrol edeceğine dair bir güç yarışının devam etmekte olduğunun göstergesi sayılması gerekiyor. AB, Türkiye’yi dışlayarak ve kendi kamuoyunda “saldırgan” gibi göstererek faaliyetlerine hakılılık kazandırmaya çalışıyor.