Baybars yazılı açıklamasında, 2016 yılında, “eski siyaset anlayışı” diye nitelendirdikleri anlayışa karşı durmak için, değerlerin erozyona uğraması, siyasetin partizanlık, adam kayırma gibi sebeplerle yozlaşması nedeniyle yola çıktıklarını kaydetti.
Baybars partinin kuruluşundan bugüne olan süreci şu sözlerle değerlendirdi:
“2018’deki genel seçimle birlikte, meclis dışı yaptığımız muhalefetten çıktık ve meclise girdik. Bugüne kadar da hükümet kanadında olduk. Aralık ayından itibaren de muhalefet konumuna geçtik. 3 yıllık süre içinde hem dünyadaki hem de Kıbrıs’taki gelişmelere baktığımızda, krizler dönemi olduğunu görüyoruz. Ekonomide ve pandemiyle birlikte sağlıktaki krizleri yönettiğimiz bir süreç geçirdik. Kolay olmadı, olağan seyrinde zamanlar geçirmedik. Son dönemde yaşananlara baktığımız zaman, cumhurbaşkanlığı seçiminden bu zamana kadar, demokrasi gibi soyut olan ve çok önemsenmeyen bazı kavramların gitgide daha çok erozyona uğradığını görüyoruz. Siyaset yapma alanı daraldı ve daha da kirlendi. Şu anda bulunduğumuz görevi, toplumu siyasetle, siyasilerle barıştırmak, toplumun sesini duyurmak ve toplum yararına işler yapmak için kullanacağız.”
“TOPLUMUN İYİ YÖNETİLMESİ İÇİN KAYITLILIK, PLANLAMA VE DENETİM ŞARTTIR”
Geçirdiği 3 yıllık İçişleri Bakanlığı sürecini değerlendiren Ayşegül Baybars, “Vekillikte yasama organında yasa yapıcı olmaya çalışıyorsunuz. Sokakta insanın derdini dinleyip dinlediklerinizi yasal mevzuat haline nasıl dönüştürebileceğinize kafa yoruyorsunuz. Bakanlıkta ise hem yasamada hem yürütme organında mesainiz çok daha fazla oluyor” ifadesini kullandı.
“Siyasete giriş sebebimiz, siyaset yapma sebebimiz, hatta parti kurma nedenimiz, bu toplumda bazı hususları değiştirmekti” diyen Baybars, bir toplumun, bir şirketin iyi yönetilmesi, işlerin düzgün ilerleyebilmesi için kayıtlılık, planlama ve denetimin üç temel nokta olduğunun altını çizdi.
Baybars şu sözlerle açıklamasını sürdürdü:
“Bu mekanizma maalesef KKTC’de çok oturtulmadı. Toplumsal dönüşüm noktasında daha reformist olma ve toplumun ihtiyaçlarına yönelik değişiklikleri yapma vaadiyle bu görevlere talip olmuştuk. Verilen görevde, ülkede giriş-çıkışları düzenlemeye, kayıtlılığa, planlı şehirleşmesine dair parti programımızda, seçim manifestomuzda ne yazıyorsa onu yerine getirmeye çalıştım. Düzenden memnun olan, çıkar sağlayan küçük-büyük gruplar olduğu için ve farklı bir ses olduğu için yaptıklarımız konuşuldu. Tartışılması da doğaldır, tartışmadan toplum ileriye gitmez. Biz hiçbir zaman bizim söylediğimiz en doğrusudur demedik. Biz vadettiklerimizi katılımcı bir anlayışla yapmaya çalıştık. Elbette bazılarının tekerine çomak soktuğumuz için haksız karalamalara maruz kaldık”
“NÜFUS POLİTİKASI DEVLET POLİTİKASI HALİNE GELMELİDİR”
Toplumun hassasiyetle üzerinde durduğu vatandaşlık gibi konularda her zaman şeffaf olduğunu söyleyen HP Milletvekili Baybars, bazı kesimlerin verilen vatandaşlık sayısını az bulduğunu bazılarınınsa çok bulduğunu söyledi.
Vatandaşlık gibi hassas bir konuyu, devletin bireyle olan mahremiyet bağının bazı kesimlerce siyaset malzemesi haline getirilmesinin yanlış olduğunu belirten Baybars, şu ifadeleri kullandı:
“Her iki tarafın da hedefi oldum. Bu makam böyle bir makam. Doğru bir şey yapmaya çalışırken, toplumda kutuplaştırma yaratan kesimlerin hedefinde olabiliyorsunuz. Örneğin Erhan Arıklı 3 yıl boyunca sadece beni ve vatandaşlık konusunu konuştu. Başka hiçbir konusu olmadı neredeyse. Bu ülkede bir vatandaşlık yasasına ihtiyacımız var. Nüfus politikasının bir devlet politikası haline gelmesi gerekiyor. Bunun hiçbirimizin uhdesinde olmaması gerekir. Hükümetler gelip geçicidir. Ülke tarihinde ilk kez hem dörtlü hükümette hem UBP-HP koalisyonunda, burada doğup büyüyen veya küçük yaşta buraya gelen çocuklar Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaş yapıldı. Yasa yaptık ama geçiremediğimiz için Bakanlar Kurulu kararıyla verdik. Şu an beyaz kimlikle ve vatandaşlıkla ilgili yasa hazırdır. Eğer bu geçirilmek istenirse desteğimizi veririz. Bu hükümetin kendine biçtiği ömür içinde herhangi bir reformist veya toplumun bir yarasına çözüm olacak bir yasa geçireceklerine inancım yok. Doğrusu ekime kadar gidecek bir hükümet görüntüsü de yoktur.”
“HÜKÜMET KISA SÜRESİNDE EKONOMİ VE SAĞLIK GİBİ KONULARA EĞİLMELİ”
Komitelerin hâlâ oluşmamasının, Meclis Başkanı’nın seçilmemesinin ve yaşanan kaosun vekillik görevini layıkıyla yapmalarına engel olduğunu söyleyen Baybars, “Hükümet ortakları güvenoyu almalarının üzerinden bir ay geçmeden birbirlerini suçlamaya başladı. Sayın Arıklı ‘Hükümetten umudum kalmamıştır’ diyerek toplumdaki az kalan inancı da öldürmeye yönelik açıklamalar yapıyor. En azından hükümette oldukları dönemde ekonomik kriz ve sağlık gibi konularda çare gereken konulara eğilmeliler. Kısa sürelerini daha etkin kullanmalılar” dedi.