“Ülkemiz bir huzur adasıdır ve bu yapısını korumak başta ben olmak üzere hepimizin görevidir”
“Kırmızı bültenle aranan çok sayıda isim tespit edilerek ülkelerine iade edilmiştir. Bu ülkeler arasında Türkiye, İngiltere, Avustralya ve Rusya da vardır”
“Suç örgütleri bağlantılı olup, ülkemizde barınmak isteyenlerin ihracı da katı bir şekilde devam etmektedir”
Başbakan Ünal Üstel, suç ve suçlularla mücadelede “sıfır tolerans”ın her zaman temel aldıkları ilke olduğunu ve olmaya devam edeceğini vurgulayarak, “Asla ve asla KKTC’nin suçluların barındığı bir ülke şeklinde tanımlanmasına iznimiz yoktur. Ülkemiz böyle bir ülke değildir” dedi.
Üstel, “Ülkemiz bir huzur adasıdır ve bu yapısını korumak başta ben olmak üzere hepimizin görevidir” vurgusu yaptı.
“Bu ülke sahipsiz değildir. Hiçbir suç örgütü burada barınamaz, yasa dışı, hukuk dışı hiçbir faaliyete izin vermeyiz” diyen Üstel, polis teşkilatı, Merkez Bankası ve devletin tüm kurumlarının bu alanda geçmişten elde ettikleri güçlü tecrübelerle görev yaptığını ve hükümetin desteğinin ise tam olduğunu belirtti.
Üstel, bankaların hem yeni hesap açılışı hem de sonrasında “uyum” kurallarına tam riayet ettiğini, yasaklı ülke, kişi ya da kurumlarla ilişkiye kesinlikle izin vermediğini vurguladı.
Üstel, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasa Tasarısı’nın AB’nin son direktiflerine uygun şekilde düzenlendiğini ve tasarı ilgili Meclis komitesinde son aşamada olduğunu da ifade ederek, “Uzun süredir etkin bir şekilde yürüttüğümüz her türlü suç ve suçlularla mücadelenin görmezden gelinmesi, ülkemizin karalama kampanyasının bir öznesi yapılması asla kabul edeceğim bir şey değildir” dedi.
-Başbakan Üsel’den kara para aklanması konusunda açıklama… “Müsterih olun”
Başbakan Ünal Üstel, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde KKTC’de kara para aklandığı, bununla mücadele edilmediği suçlamalarıyla ilgili halkın müsterih olmasını istedi.
Üstel’in açıklaması şöyle:
“Son günlerde KKTC’de kara para aklandığı, bununla mücadele edilmediği suçlamalarıyla ilgili halkımızın müsterih olmasını istiyorum.
Buradan belirtmek isterim ki; bu konuyla ilgili mücadele edilmediği yönündeki algılara maalesef muhalefetimiz de katkı yapmaktadır. Bu yöndeki ithamlar, tamamen temelsizdir ve güzel ülkemizi karalamaya yöneliktir.
-“Güney Kıbrıs’la da suç ve suçlulara yönelik faaliyetlerde bir işbirliği kanalı yaratılmış ve işletilmektedir”
Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasamız, 2007 yılından bu yana yürürlüktedir ve uygulanmaktadır. Suç ve suçlularla mücadele konusunda başta Interpol ve Europol olmak üzere uluslararası kuruluşlarla ve yine başta Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Teşkilatı olmak ülkelerle tam iş birliği içerisinde çalışılmaktadır. Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile de suç ve suçlulara yönelik faaliyetlerde bir işbirliği kanalı yaratılmış ve işletilmektedir.
Ülkemizde kaçak yaşama yönelik polis denetimleri benim başbakanlığım dönemimde artırılmış ve yüzlerce kaçak ülkelerine gönderilmiş veya gönderilmeyi beklemektedir.
Ayrıca, kırmızı bültenle aranan çok sayıda isim tespit edilerek ülkelerine iade edilmiştir. Bu ülkeler arasında Türkiye, İngiltere, Avustralya ve Rusya da vardır.
Herhangi bir suç örgütüne dahil olduğu tespit edilen onlarca kişinin ülkemize girişi ise yasaklanmıştır.
Suç örgütleri bağlantılı olup, ülkemizde barınmak isteyenlerin ihracı da katı bir şekilde devam etmektedir.
Suç ve suçlularla mücadelede ‘sıfır tolerans’ her zaman temel aldığımız ilke olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Bankacılık finans sistemimiz, Merkez Bankası tarafından düzenli olarak denetlenmekte, tüm işlemleri uluslararası genel kabul görmüş bankacılık ilkeleri doğrultusunda yürütülmektedir.
Bankalarımız hem yeni hesap açılışı hem de sonrasında ‘uyum’ kurallarına tam riayet etmekte, yasaklı ülke, kişi ya da kurumlarla ilişkiye kesinlikle izin vermemektedir.
Mevcut yasanın yerine geçmek üzere üzerinde çalıştığımız Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasa Tasarısı AB’nin son direktiflerine uygun şekilde düzenlenmiştir ve tasarı ilgili Meclis komitesinde son aşamadadır. Uzun süredir yasalaştırılamayan bu yasa da son haliyle kısa sürede meclis gündeminde olacaktır.
Tüm kurum ve kuruluşlarımızla birlikte yapılan mücadeleyi görmezden gelmek ve mesnetsiz açıklamalara destek vermek güzel ülkemize yönelik bir karalama adımıdır.
Beni başbakan olarak eleştirebilirsiniz. Buna hiç itirazım olmaz. Ama, uzun süredir etkin bir şekilde yürüttüğümüz her türlü suç ve suçlularla mücadelenin görmezden gelinmesi, ülkemizin karalama kampanyasının bir öznesi yapılması asla kabul edeceğim bir şey değildir.
KKTC devletinin suç ve suçlularla mücadelesine yönelik çabasına iktidar ya da muhalefet birlikte destek vermemiz gereken bir konudur. Net olarak söylüyorum, bu konuda polisimizin ve mali denetimle yükümlü tüm kurumlarımızın çalışmalarına desteğimiz tamdır. Göreve geldiğim günden itibaren, tüm devlet yönetimi tecrübemle kurumlarımıza talimatım ‘sıfır tolerans’ ile proaktif mücadele yürütülmesidir.
Asla ve asla KKTC’nin suçluların barındığı bir ülke şeklinde tanımlanmasına iznimiz yoktur. Ülkemiz böyle bir ülke değildir. Ülkemizi farklı bir şekilde gösterme çabası güzel ülkemize, insanımıza, kurumlarımıza çok büyük bir haksızlıktır. Ülkemiz bir huzur adasıdır ve bu yapısını korumak başta ben olmak üzere hepimizin görevidir.
KKTC hukuk sistemi, uluslararası camiada da takdir ve güven duyulan yanımızdır. Yapılan açıklamalar, organize karalama söylemleri, Rum lobisinin söylemleri üst üste geliyor.
Başta söylediğimi sonda da tekrar edeceğim. Bu ülke sahipsiz değildir. Hiçbir suç örgütü burada barınamaz, yasa dışı, hukuk dışı hiçbir faaliyete izin vermeyiz.
Polis teşkilatımız, Merkez Bankamız ve devletimizin tüm kurumları bu alanda geçmişten elde ettikleri güçlü tecrübelerle görev yapmaktadır. Hükümetimizin kendilerine desteği ise tamdır…”