Bugünlerde turizmin yeniden ne zaman ve nasıl hareketleneceği hususu toplumumuz tarafından oldukça merak edilmektedir. Bu hususta süregelen tartışmalara Sağlık Bakanı Sn. Ali Pilli tarafından yeni bir boyut kazandırılmış ve geçtiğimiz hafta meclis konuşmasında, Nisan 2021’de turizmini yeniden açacaklarını beyan etmiştir.
Peki nasıl?
ANAHTAR KELİME TEKNOLOJİ
Daha önceki yazılarımda aşılanma ve sağlık altyapısının hazır hale getirilmesi hususlarına sıklıkla değinmiştim. O yüzden bu haftaki yazımda daha çok yeni normalin turistik altyapısına değineceğim.
Covid-19 salgınıyla birlikte hayatın her alanında temassız teknolojiler kullanılmaya başlanmıştır. Bu manada yeni dönemde de havalimanı, deniz limanları, kara kapıları ve otel girişlerinde hemen herşey temassız olmalıdır. Ülkeye girişte ilk temasa sahip çalışanlar için riskleri azaltmalı ve müşterilere düşük riskli bir ülke olduğumuz izlenimi verilmelidir.
2021 yılında selfcheck-in kioskları, express bagaj bırakma, temassız ödemeler ve kağıtsız işlemler daha fazla yaygınlaşacaktır. Bu nedenle teması asgari düzeye indirmek için yolcu hareketlerini kontrol eden yapay zekalı sistemler, mobil uygulamalar, biyometrik geçişler ve mobil uygulamalar geliştirilerek kullanılmalıdır. Ülkemizde otelcilik sektörünün bu anlamda ciddi çalışmaları ve uygulamaları mevcuttur. Ancak yukarda değindiğim diğer hususlarda ne yazık ki bu uygulamalardan bahsetmek mümkün değildir.
SİGORTALAR VE GARANTİLER
Pek çok ülke tarafından zorunlu hale getirilen pandemi sigortası da yeni dönemde olmazsa olmazlar arasında yer almaktadır. Salgın sonrası alınan tedbirlerin ülkelere göre farklılık göstermesi hem yolcunun hem de tur operatörü yatırımlarının garanti altına alınması ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Buna göre ani kapanma kararları veyahut yolcunun pozitif çıkması ile karantinaya alınması durumlarında ortaya çıkacak uçak, otel, transfer, sağlık ve diğer masrafların pandemi sigortası ile garanti altına alınması gerekmektedir.
ÇAĞDAŞ TEŞVİK SİSTEMİNİN HAYATA GEÇİRİLMESİ
İzolasyonlar nedeniyle ülkemize doğrududan uçuşlarla seyahat edilememektedir. Bu nedenle izolasyonlardan doğan seyahat maliyetlerini azaltmak ve çevre destinasyonlarla rekabet edebilir hale gelmek için devlet katkıları son derece önemli bir konudur.
Ülkemizde 90’lı yıllarda gündeme gelen teşvik sistemi günümüz koşullarına göre revize edilememiştir. Ve çeşitli nedenlerle ne yazık ki kördüğüm olmuş bir sistemdir. Barajlarla donatılmış sistemde teşviğin 3-5 destinasyonda sıkışıp kaldığı ve tüm sektör paydaşlarını kapsayamadığı da ortadadır. Ülkemizin ve sektörün güncel SVOT analizlerinin ivedikle yapılması ve pay sahibi olabileceğimiz destinasyonların yeniden belirlenerek uygun şekilde teşviklendirilmesi gerekmektedir.
Böylesi zorlu bir dönemde doğru temellere oturtulan yeni bir teşvik sistemiyle neler başarılmaz ki?
CHARTER UÇUŞLARDA BOŞBACAK
Kıbrıs Türk Havayolları’nın faaliyette olduğu dönemlerde ülkemize tarifeli uçuş seferi gerçekleştiren havayolu firmalarının fiyat politikalarını dengeleyen bir politikası mevcuttu. Ancak günümüzde bu politikayı sürdüren bir faktör ortada olmadığı gibi dövizdeki dengesizlikle birlikte artan uçuş maliyetleri de göz önünde bulundurulduğunda uçak bileti fiyatları son derece astronomik düzeye ulaşmış durumdadır. Yıllardır yerel bir havayolu firmasının sağlayacağı faydalarla ilgili tartışmalar bir kenara dursun, ülkemize düzenlenen charter seferlerin boşbacaklarının açık satışa sunularak bilet satışı yapan seyahat acenteleri desteklenebilir, halkın rekabetçi fiyatlarla uçuş hizmeti almaları sağlanır, tur operatörünün boş bacak maliyetini hafifletmesi mümkün olur ve boşbacaklar ayni zamanda tarifeli seferlerdeki fiyat politikalarında dengeleyici bir unsur olarak kullanılabilir. Olağansütü koşulların söz konusu olduğu bir dönemde böylesi bir açılım ülke ekonomisine ve turizmine son derece önemli katkılar sağlayabilir.
OUTGOING’DE BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ
Pek tabiki ülkemize gelen turist sayısı kadar ülkemizden başka ülkelere ziyaret gerçekleştiren turist sayısı da son derece önemlidir. Mevcut siyasi ve coğrafi koşullar değerlendirildiğinde ülkemizden yurtdışını ziyaret edecek olan misafirlerin kolayca erişebileceği en kıymetli destinasyon ise Türkiye’dir. Ancak ülkemizde yaşayan insanların da Covid dolayısiyle şu aşamada yurtdışı seyahatlere hazır olmadığı bilinmektedir. Bu suretle Turizm ve Çevre Bakanlığı’mızın, bölgesel işbirliklerinin sağlanabileceği alanlarda outgoing alanında hizmet veren paydaşların faydalanabileceği yeni fırsatları da Kıbrıs Türk Turizm ve Seyahat Acentaları Birliği (KITSAB) aracılığı ile çalışarak ortaya koyması gerekmektedir.
Değerli okurlar, turizm seyir halindeki bir otobüse benzer. Frene bastığınızda bir durma mesafasi vardır. Yine gaza bastığınızda da bir hız alma mesafesi vardır. Açtık, açıyoruz demekle bu sektörü harekete geçirmek mümkün değildir. Bunun için temelden bir takım değişikliklere ve çalışmalara ihtiyaç vardır. Yukarıda bahsi geçen konularda hiçbir çalışma yapılmamışken ve dahası aşı planlamasında ve sağlıkta pandemi altyapısı çalışmalarında tam bir keşmekeş yaşandığı ortadayken baharda turizmden bahsetmek hayalcilikten başka birşey değildir. Eğer burada turizm sektörünün çok ihtiyaç duyduğu desteklerin verilmemesi amaçlanıyorsa seçilen yol son derece yanlıştır. Turizm sektörü, varolan ve olmayan herşeyin son derece farkındadır. Ve, er yada geç karşınıza dikilecek ve hesabını sizlerden soracaktır.
İçi boş sloganları bir kenara bırakalım ve üzüntü ile turizmde baharın gidişini seyrederken 2021 yazını olsun kurtaralım.
Haydi göreve!