Avrupa, Trump’ın ihanetine uğrayan Ukrayna’yı savunmaya kararlı görünüyor. Karşıda Rusya var…
Avrupa devletleri, İkinci Dünya Savaşı sonrası savunmalarını ABD’ye emanet ettiler. Savaştan yıkıntı halinde çıkmış olan Avrupa’nın Sovyetler Birliği’nin etkisi altına girmemiş olan devletlerinin kendilerinin sosyalizm ideolojisinden ve Sovyetler Birliği’nin muhtemel işgalinden koruyamayacağı açıktı. Sonuçta kıtanın savunmasında esas yük ABD’ye kaldı. Avrupa devletleri ise halkın refahını artırmaya yoğunlaştılar.
Zaman her şeyi değiştiriyor. Sovyetler Birliği dağıldı; birliğin birer parçası olan ülkeler bağımsız hale geldi. Bunlardan en önemlisi Ukrayna’dır. Nükleer silahlarını Rusya’ya devrederken BM Güvenlik Konseyi üyeliğinin de Rusya tarafından üstlenilmesine itiraz etmedi. Rusya, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin yerini aldı. Eski Sovyet sınırlarına doğru genişlemek istiyor ama gücü yetmiyor.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Rusya, Ukrayna toprağı olan Kırım’ı 2014’te işgal ve ilhak etti. Aslında ABD, İngiltere ve Rusya, 1994 Budapeşte Memorandumu ile Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü koruma altına almışlardı. Rusya ahde vefa göstermedi; anlaşmaya uymadı. Bugünkü savaşın temelinde de Rusya’nın Ukrayna’yı kendi toprağı olarak görmesi yatıyor zaten. Ukrayna’nın tamamını istiyor.
Trump yönetimi, Ukrayna’nın topraklarını korumasına destek vermezse anlaşmalara ve verdiği sözlere sadik kalmayabileceğini göstermiş olacak ve güvenirliğini yitirecektir. Bu, savunmalarını ABD’ye emanet etmiş Avrupa devletleri için olduğu kadar Tayvan ve Güney Kore gibi devletler için de ciddi bir uyarıdır. Nitekim Güney Kore’nin, ABD ile anlaşarak askıya aldığı nükleer silah üretme programını yeniden başlatacağı haberleri ortalıkta dolaşıyor. ABD artık güvelilir bir müttefik veya “koruyucu” değildir!
Avrupa devletleri de yeni dayanak noktaları bulmaya çalışıyorlar. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Oval Ofis’te yaşananlardan sonra, “Avrupa, Ukrayna’yı ABD’den korumak zorunda kaldı.. Böyle bir şey olabileceğini hayal bile etmezdim” şeklinde konuştu. Ama ne çare… Zaman her şeyi değiştiriyor! Avrupalılar, kendi söküklerini kendileri dikmek durumu ile karşı karşıyadırlar.
Avrupa liderleri geçtiğimiz günlerde Paris’ta toplanarak Ukrayna’yı savunma kararlılıklarını ifade ettiler. İngiltere Başbakanı Starmer, Beyaz Saray’a gitti ve Trump ile görüştü. Dün, Londra’da yapılan konu ile ilgili toplantıya Ukrayna, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Polonya, Danimarka, Hollanda, Norveç, İspanya, Finlandiya, İsveç, Çek Cumhuriyeti ve Romanya’nın yanısıra Türkiye de katıldı.
Yazıyı uzatmak istemiyorum: Savunma sanayine ayrılan kaynaklar da hızla artıyor. Zaten savaş, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesi değil mi? Avrupa dünya siyaset sahnesine geri dönüyor.
Bunu başarabilir mi? Kimileri başaramayacağı konusunda iddialıdır ama başarmamaları için hiçbir neden yoktur. Avrupa’nın toplam üretim kapasitesi Rusya’nın 10 katı kadardır. Rusya iki trilyon dolarsa, Avrupa’nın bütünü 20 trilyona yakındır. Teknolojik geriliği yoktur. Savaş endüstrisine daha fazla kaynak aktarmaya ve biraz zamana ihtiyaç vardır. Üstü üste gelen zirveler, İngiltere ve Kanada’nın katılımı bu zamanın çok uzun olmayacağını gösteriyor. Avrupa, Rusya’ya karşı kendini savunabilir. Bunu Ukrayna’yı kurban etmeyi kabul etmeyerek gösterecektir.