Maliye Bakanı Sunat Atun Maliye Bakanlığı görevinden istifa ettiğini açıkladı.
“HALKA DOĞRU HİZMET VERME İMKANI ELİMDEN ALINDI”
Sunat Atun, “Gençlerin yeni istihdam alanları oluşturacak ekonomik atılımlar, sektörlerin sıkıntılarını giderecek açılımlar, iyileşmiş bir kamu maliyesi ve halkın hayat pahalılığının etkilerini ortadan kaldıracak önlemler beklediğini, tüm bunlara uygun bir vizyonla bakanlık görevini yapmaya çalıştığını, ancak hükümet içinde yaşananlardan ve halka doğru hizmet verme imkanı elinden alındığından dolayı görevinden istifa etmek durumunda kaldığını açıkladı.
“VERİLEMEYECEK HESABIM YOK”
Maliye Bakanı Sunat Atun, verilemeyecek hesabı olmadığını belirtti. Atun, “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun (KIB-TEK) önce yakıtsız kalmış sonra yüksek fiyattan yakıt almışsa bu benim verdiğim veya vermediğim kararların sonucunda olmamıştır. Raporlar ortaya çıktığında bu net bir şekilde görülecektir” dedi.
Sunat Atun, “Kıbrıs Türk gençliğinin parlak bir geleceğe doğru yürüyebilmesi, halkın refah seviyesinin yükselmesi, çağa uygun yeni ekonomik adımlar atılabilmesi için çok sevdiği partisi Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP), tabanla bütünleşerek etkin siyaset yapmaya devam edeceğini, doğru kararlarda hükümetin yanında olacağını, halkın çıkarlarına aykırı hareket edilmesi halinde ise milletin vekili olduğunun bilinci ile hiç tereddüt etmeden bunlara karşı çıkacağını” vurguladı.
Atun, istifası ile ilgili şu açıklamayı yaptı:
“UBP’liler ve halkımız beni yakından tanımaktadır. Halkımızın takdiri ile İlk milletvekili seçildiğim 2009 yılından bu yana Meclis’teyim.
2009- 2018 yılları arasında Sayın Eroğlu, Sayın Küçük ve Sayın Özgürgün ve Sayın Kalyoncu’nun kurduğu hükümetlerde onlarla uyumlu bir işbirliği içinde gayet güzel ve olumlu icraatlar yaptık.
Bundan önce görev aldığım 4 hükümette ülkemiz ekonomisi için sorun olan pek çok konuyu geride bıraktık, KIBTEK’i borçlu durumdan vergi veren başarılı bir kurum haline getirdik.
Benim için her zaman en önde milletimizin, halkımızın, devletimizin, partimizin çıkarları gelmiştir, bundan sonra da öyle olmaya devam edecektir.
Benim vizyonuma göre KKTC derhal mevcut sıkıntıları aşmak, Anavatan Türkiye ile sıkı işbirliği yaparak yeşil kalkınma ve dijital çağa uygun bir atılım dönemi başlatmak zorundadır.
Bunu yapmakta geç kaldığımız her geçen gün gençlerimiz ülkeyi terk edecek, bütçe açıklarımız büyüyecek, yaşam kalitemiz azalacak, sıkıntılarımız artacaktır.
Dünyadaki ekonomik, siyasal ve sosyal gelişmeleri çok yakından takip eden, KKTC’nin yüceltilmesi ve tanınmasının ekonomik kalkınmadan, yüksek refah seviyesinden geçtiğine yürekten inanan bir siyasetçi olarak her zaman görev yapabileceğim hükümetlerde olmayı, vizyonumu ve çalışmalarımı, gayretlerimi anlayan bir başbakanla çalışmayı arzu ettim.
Büyük umutlarla, güzel şeyler başaracağımız, ülkemizi kısa süre sonra çok daha iyi bir noktaya ulaştıracağımız inancı ile verilen görev üzerine Sayın Ünal Üstel’in kabinesinde de yer aldım.
Görev sürem boyunca kendisi ile uyum içinde çalışmaya, ülke sorunlarımızı aşmak için düşünceler, projeler ortaya koymaya azami gayret sarf ettim.
Özellikle elektrik enerji arzı konusunda son dört yılda KIBTEK’te oluşan ağır yıkımın ortadan kaldırılması için geçerli bir vizyon ve iş planı ortaya koyduğumuza yürekten inanıyorum.
KIBTEK’in istikrarsızlığını sağlayan üç temel konu olan yakıt tedariki, mali sorunlar ve arz güvenliği alanlarında kalıcı çözümleri uygulamaya koyduk.
KIBTEK ‘i akreditif açamaz duruma getiren 2 milyar TL’nı aşan borç stokunu gerek Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nden kaynak sağlayarak, gerekse iç kaynaklarımız kullanılarak 1 milyar TL’nin altına düşürürdük.
Bu çaba ile KIBTEK’in önemli bir finansal yükü sırtından alınmış oldu.
Bu şekilde elektrik enerjisi üretim maliyetlerinin üzerindeki finansman yükü azaltılarak, fiyatların indirilmesi için gerekli ortam oluşturulmuş oldu.
Bunun ötesinde kurumun akaryakıt stoku yapabilmesine olanak sağlamak için Maliye Bakanlığı bütçesinden yüksek tutarda ödemeler yapıldı.
Bu ödemeler karşılığında, elektrik enerjisi fiyatlarının indirilebileceği bugünkü noktaya geldik” açıklamasında bulundu.
“ELEKTRİK FİYATLARINDA İNDİRİME GİDİLMELİ”
Sunat Atun, elektrik fiyatlarında indirme gidilmesi gerektiğini belirtti.
Atun, arz güvenliğinin güçlendirilebilmesi adına da Aralık ayında Anavatan Türkiye Enerji Bakanı ile görüşmelerin yapıldığını kaydetti. Atun, “Bu görüşmeler neticesinde 2 adet 25 MW toplam 50 MW gücünde çift yakıt kullanımlı santrallerin anlaşmaları yapıldı. Söz konusu santraller Haziran ayında ülkemize getirilerek devreye konuldu.
Bu önemli adımla yaz aylarında ülkemizin elektrik üretiminde eksiklik yaşanmaması sağlandı. KIBTEK’e ülkemize önemli bir güç kazandırıldı.
Halkımıza arızaların, alt yapı sorunlarının da giderileceği ve yıl sonuna kadar ülkemizin elektrik sorunu diye bir sorunu kalmayacağı sözünü verdik.”
“ÜLKEMİZİN ELEKTRİK SORUNU ORTADAN KALKACAK”
Atun yaptığı açıklamada, hazırlnanan planlamaya sadık kalınması durumunda elektrik sorununun bu yıl çözüleceğini belirtti. Atun, bakanlık olarak kısa süre içinde sadece enerji konusunda değil, mali konularda çok ciddi planlar, projeler, yasa taslakları ürettiklerini vurguladı.
Atun’un açıklamasının devamı şu şekilde:
“Arkadaşlarım, hükümetimiz ve meclisimizle birlikte yüksek enflasyon sonucunda yaşanacak sıkıntıları gidermek gayesiyle yeni bir bütçe yaptık.
Devlet bütçesinin açıklarının giderilmesi, hayat pahalılığı ödeneği uygulaması için kamu çalışanlarının maaşlarından kesinti yapılmak zorunda kalınmaması, özel sektörümüze prim desteği verilebilmesi için önemli adımlar attık, planlar yaptık.
Bunun gereği gerek gider azaltıcı, gerekse gelir artırıcı uygulamaları ciddiyetle ve ekonomik aklın kabul edebileceği bir şekilde hazırladık, başlatma aşamasına geldik.
Ancak benim bütün iyi niyetli yaklaşımlarıma, çabalarıma rağmen, Sayın Başbakan’ın anlam veremediğim tutumu nedeniyle bu planlananların çoğu maalesef hayata geçememiştir.
Ne yazık ki pek çok ortamda hakkımda gerçek dışı ithamlarda bulunulmuş ve kendimi ifade etmeme dahi fırsat verilmemiştir.
Bayram tatili öncesi yurt dışı ziyaretine sayın başbakanın bilgisi dahilinde çıktım.
Seyahat günü Ercan Havalimanından kendisi ile telefonlaştık.
Yurtdışına çıktığım ilk günlerde de kendisi ile telefonda görüştük.
Yurt dışına çıkışımın öncesinde ise elektrik kurumuna akaryakıt temini konusunda yaklaşan sıkıntıyı gerek Sayın Cumhurbaşkanı gerekse Sayın Başbakan’a çözüm için somut öneriler de ortaya koyarak iletmiştim.
Anavatanımız Enerji Bakanının sorunun çözümüne ilişkin yakın ilgileri ve somut önerileri bizzat benim tarafımdan Sayın Cumhurbaşkanı’na ve Cumhurbaşkanı tarafından da benim diyalog kurmakta güçlük çektiğim Sayın Başbakan’a iletilmişti.
Ancak maalesef Sayın Başbakan’ın çözüm tercihleri Türkiye Enerji Bakanı’nın bize önerdiği doğrultuda olmadı.
Dolayısı ile daha önce konu gündeme geldiğinde belirttiğim üzere benim KIBTEK veya diğer herhangi bir konuda verilemeyecek hesabım yoktur.
Eğer KIBTEK yakıtsız kalmışsa, ve/veya yüksek fiyattan yakıt alımı yapmak durumunda kalmışsa bu benim verdiğim veya vermediğim kararların sonucunda olmamıştır.
Bir konunun UBP’liler ve halkımız tarafından bilinmesinde yarar görüyorum; Son derece manidardır ki, yurt dışı seyahatimin dönüşünde Sayın Başbakan’a yaptığım ziyarette kendileri benimle doğru dürüst konuşmamıştır.
Bunun daha da vahimi, 14 Temmuz Perşembe gününden itibaren Bakanlık plan ve projelerinin aktarılması için her gün birkaç kez kendisinden görüşme istemiş olmamıza rağmen, tam 13 gün boyunca taleplerime yanıt alamadık.
Devlette küslük olmaz. Devlet işleri bu şekilde askıda bırakılamaz, aksatılamaz.
Halbuki bu süre içerisinde ülkenin acil sorunlarının, özellikle de Hayat Pahalılığı uygulaması ile Asgari Ücret konularında çalışmaların paylaşılarak olgunlaştırılması gerekliydi.
Bir Başbakanın, ülkenin Maliye Bakanı ile böyle uzun bir süre iletişimi kesmesi sanırım siyasi tarihimizde görülmüş değildir.
Öyle görünüyor ki hiçbir müspet sebeple açıklanamayacak bu duruma son vermek adına benim görevden affımı talep etmek dışında başka bir seçeneğim kalmamıştır.
Ancak şu bilinmelidir ki, Kıbrıs Türk gençliğinin parlak bir geleceğe doğru yürüyebilmesi, halkın refah seviyesinin yükselmesi, çağdaş ekonomik ve siyasal adımlar atılabilmesi için çok sevdiğim partim UBP içinde, tabanımız ile etkin siyaset yapmaya devam edeceğim.
UBP’nin yılmaz bir neferi olmaya devam edecek, doğru kararlarda hükümetin yanında olacağım.
Halkın ve evlatlarımızın hak ve menfaatlerine aykırı hareket edilmesi halinde ise milletin vekili olduğumun bilinci ile hiç tereddüt etmeden o kararlara karşı çıkacağımın bilinmesinde fayda vardır.
Bir an önce yapılması gerekenler bellidir:
Anavatanız Türkiye ile Ekonomik işbirliğinin güçlendirilerek artırılması gerekmektedir. Türkiye kanadı, ülkemiz ve insanımızın refahının artırılması, kalkınmasının sağlanması için gereken her türlü işbirliği ve maddi desteğe hazır olduğunu elli yıldır olduğu gibi bugün de güçlü, somut bir şekilde ortaya koymaktadır. KKTC kanadı üzerine düşenleri derhal yapmalı ve bir an önce güçlü bir kalkınma sürecine girilmelidir.
KKTC’nin enerji sorununu behemehal hiçbir mazaret ileri sürmeden, planlandığı şekilde çözülmelidir. Solar enerji üretimimiz artırılmalıdır.
KIBTEK’in mali yapısı iyileştirilmeye devam edilmelidir.
Taşınmaz Mal Komisyonu’na Maliye bakanlığım döneminde yapılan ödeme planlamalarına sadık kalınarak KKTC’nin mülkiyetle ilgili sorunları çözüm yoluna sokulmalıdır.
Muhaceret yasamızda gerekli düzenlemeler yapılarak ülkemize öğrenci kisvesi altında vasıfsız işçi girmesi ve müteakibinde kaçak hayata kapı açılması engellenmelidir.
Belediyeler reformu ilgili olarak kişilikli bir politika izlenmelidir.
Özellikle büyük ilçelerin çevre ve toplu ulaşım sorunlarının çözümü için Maliye bakanlığı olarak kaynak ayırma noktasına gelmiştik. Bunun devamında ortaya koyulacak gayretlere belediyelerimizin sosyal ve kültür faaliyetlerini artırma çabalarına Hükümet destek olmalıdır.
Yetenekli, çalışkan gençlerimiz çağdaş bilim, kültür, sanat, sağlık, endüstriyel-ticari-ekonomik gereksinimler doğrultusunda yetiştirilmeli, çalışma ortamı ve iş güvencesi verilerek geleceklerini planlamaları sağlanmalıdır.
Vatandaşımızın Devleti’ne, hükümetine, siyaset kurumuna olan güvenini yeniden yükseltmek için her türlü, yolsuzluk, adaletsizlik, yasa dışılık iddiasının üzerine gidilmeli, Sayıştay ve Ombudsman raporları raflarda kalmamalıdır.
Geciken adalet, adaletsizliktir anlayışından hareketle, Adaletin koşulsuz ve en erken şekilde tecelli etmesi için mahkemelerin altyapı ihtiyacı acilen giderilmelidir.
Genel Sağlık Sigortası için ivedi adımlar atılmalıdır.
Yeni bir Mağusa limanı, yat limanları yapımı için planlananlar hayata geçirilmelidir.
Çağdaş bir Organize Sanayi Bölgeleri Yasası ile eski sanayi bölgeleri düzene kavuşturulmalı, yeni organize sanayi bölgeleri açılmalıdır.
Mevcut turizm bölgelerine gereken özen gösterilmeli yeni bir turizm bölgesi kurulmalıdır.
“Torpil ve/ veya ayrıcalık tanına” uygulamaları gündemimizden kalkmalı, Devlet’te hangi göreve eleman alınacak veya atanacaksa alınsın veya atansın mutlaka eğitim, kıdem, liyakat ön planda olmalı sınav sonucu hak edenler bu görevlere getirilmeli veya atanmalıdır. ‘İş Ehlinindir’
Üçlü kararname kapsamı mutlaka daraltılmalıdır.
Partimiz UBP derhal, yeni çağa uygun bir sosyal, siyasal, ekonomik vizyon oluşturma ve parti tüzüğü çalışması yapmalıdır.
UBP, demokratik bir şekilde yönetilmeli; partiye dayanışma, vefa kardeşlik, Devlet’imize dört elle sarılma, vatanseverlik, Anavatan Türkiye ile karşılıklı saygı-sevgiye dayalı iyi ilişkiler tesis etme duyguları hakim olmalıdır.
Devlet geleneği, Devlet politikası oluşması için tüm partiler uzlaşmalıdır.
Partiler arasında ilişkiler daha iyi olmalıdır. Partilerimiz Devlet, millet, vatan için daha güzel projeler yapmak için yarışmalı faydasız çekişmelerden uzak durmalıdır.Bu gelecek nesillere karşı hepimizin vazifesidir.
Daha söylenecek, yazılacak çok şey vardır…
Önümüzdeki dönemde halkımızla, kamuoyu ile bir araya gelecek konuşacak, ve daha güçlü bir şekilde anlatacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle meclisimize, partimize, hükümetimize önümüzdeki zor geçeceği belli olan süreçte başarılar diler, çok sevdiğim, parçası olmaktan onur duyduğum Kıbrıs Türk Halkı’na bir kez daha en derin saygı ve sevgilerimi sunarım.”