Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı UBP Milletvekili Sunat Atun, 2020 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nın yüzde 6.11 artışla 8 milyar 814 milyon Türk Lirası olarak öngörüldüğünü belirtti.
Ülkenin kronik sorununun genel bütçe açığı ve yerel bütçe açığı olduğunu kaydeden Sunat Atun, bütçede reel bir düşüş olduğuna dikkat çekti.
Cumhuriyet Meclisi Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi’nde 2020 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı görüşmelerinde konuşan Atun, KKTC bütçesinin kronik sorunları olduğunu ifade etti.
2018’DE CİDDİ BOZULMA
Orta vadede mali disiplin sağlandığını, açıkların kontrol altına alınarak gelirlerin arttığını ve hedeflendiğinden 2 sene sonra 2016-17 döneminde denk bütçe sağlandığını dile getiren Atun, dengenin 2018 yılında ciddi şekilde bozulduğunu kaydetti.
Atun, ekonomik dengenin siyasi kararlar nedeni ile ciddi şekilde bozulduğunu söyleyerek, yerel tedbirlerin alınmadığını, açıklardan Türkiye Cumhuriyeti’nin sorumlu tutulduğunu belirtti.
Atun, halkın gözünde sorunun kaynağının Türkiye ve TL olarak gösterildiğini ve çözümün de Türkiye olarak işaret edildiğini söyledi.
Reform süreci başlatılması gerekirken, yapılanların da durdurulduğunu belirten Atun, özel sektör destek programları, altyapı yatırımları, yatırım destek ve teşvikleri ile yeni ve vizyoner uygulamalara son verildiğini belirtti.
2020 BÜTÇESİNDE ARTIŞLAR
2020 bütçesinde 2019 yılına göre birtakım artışlar bulunduğuna işaret eden Atun, yerel bütçe açığı sorunu ile alakalı olarak, bütçe bileşenleri incelendiği zaman, yerel açıkla ilgili bir tedbir hedefi olmadığı görüntüsü bulunduğunu söyledi ve bütçe açığının, büyüme, istihdam ve refah için bir risk olduğunu belirtti.
“Ancak ben maliye yönetiminin mali yıl dahilinde bu sorunu çözme hedefiyle hareket edeceğine inanıyorum” diyen Atun, yakın zamanda, maliye bakanlığının, buna ilişkin bir eylem planı hazırlayıp kamuoyu ile paylaşması ve uygulamaya geçmesinin önemli olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin yardımlarının çok önemli bir bileşen olduğunu dile getiren Atun, Tükiyeden düzenli kaynak akışının sağlanmasını ümit ettiğini söyledi.
UBP Milletvekili Sunat Atun, 2020 bütçesinde 1 milyar 400 milyon TL bir dış yardım öngörüldüğünü dile getirerek, bunun realize edilmesi için önce 2021-23 protokolünün imzalanması daha sonra da 2020 yılı Mali ve Ekonomi İşbirliği Protokolü imzalanması gerektiğini vurguladı.
PROTOKOL ÖNEMLİ ÇAPADIR
Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC Ekonomik protokolünün ülke için önemli bir çapa olduğunu kaydeden Atun, 19 Eylül 2019 tarihinde yayınlanan protokolün birtakım hedefler içerisinde, birtakım sapmalar olduğunu dile getirerek, ülkenin hedeflerinin üzerine kararlı giderek sonuç vermesi gerektiğini vurguladı.
“HALKIN ALTYAPISAL İCRAATLARA YÖNELİK BEKLENTİLERİ VAR”
Halkın hem ekonomik hem de altyapısal icraatlara yönelik beklentileri olduğunu dile getiren Atun, sağlık alanında hastane yatırımları, ilaç tedariği polemiğinin son bulması, yolların bakım ve tamiratı, yeni yol yapımı, limanlar, Telekom gibi sorunlara çözüm bulması gerektiğini kaydetti.
Ekonomide gelişmenin sağlanabilmesi için ülkenin saklı duran dev potansiyelinin açığa çıkarılması gerektiğini vurgulayan Atun, bunların da büyük özel sektör yatırımlarının planlanması ve teşviki ile gerçekleştirileceğini söyledi.
“YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ GEREKİR”
Yatırım ortamının iyileştirilerek yatırımcıların önünün açılması gerektiğine vurgu yapan Atun, özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen suyun tarım alanlarında dağıtımının son derece önemli olduğunu kaydetti.
Atun, ülkede yatırım ortamının iyileştirilmesinin bir ödev olduğunu da vurguladı.
2020 yılının koordinasyonsuzluğun iyi yönetildiği bir yıl olmasını temenni eden Atun, “2018 yılında nükseden Ekonomi yönetimindeki koordinasyonsuzluğun” devam etmemesini diledi.
Mevcut hükümetin, diğer hükümetinden, daha farklı olarak, ekonominin ele alınışı biçiminde ve ekonominin yönetiminde nasıl bir fark olduğunu görmesi gerektiğine dikkat çeken Atun, farkın bilinmesi ve izah edilmesi gerektiğini söyledi.
“EKONOMİDE EYLEM, HEDEF VE KARARLILIK GÖZE ÇARPMADI”
Hükümet programının, Ekonomik Protokol ve Orta Vadeli Proğram çerçevesinde hedef birliği ve senkronizasyon göstermesi gerektiğine dikkat çeken Atun, şuana kadar ekonomi alanında, bir eylem planı, hedef ve kararlılık görülmediğini savundu.
Çalışmalarda gayreti takdir ettiklerini dile getiren Atun, 2009 Çalıştayından örnekler vererek, çalıştayda 2010-12 ekonomik programı hedeflediklerini 2010-12 ekonomik program bütçenin ana hedefini çizdiklerini söyledi.
Bütçe çalışmalarında yeni paradigmaların olması gerektiğini dile getiren Atun, “yeni paradigmalar varsa çok sanşlıyız. Yapılmayacaksa kaynaklara yazık olacaktır” dedi.
Ülkenin gerçekçi hedefleri hayata koyan plan programlara ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Atun, Ülkenin planlı ekonomik büyümeye, kalkınmaya, refah artışına, işsizlikle mücadeleye, esnafın ve genç girişimcinin desteklenmesine, geçim sıkıntısının giderilmesine ihtiyacı olduğunu söyledi.
“TEDBİRLERLE 5.7LİK BÜYÜME YAPILDI…BU TARİHİ ZİRVE İDİ”
Kendi dönemlerinde uygulanan tedbirlerle % 5,7 büyüme elde ettiklerini dile getiren Atun, bu tedbirlerle ülkede ekonominin en yüksek büyümesinin gerçekleştiğini ve bunun da tarihi zirve olduğunu vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti’nde muazzam ataklar yapıldığının görüldüğünü de dile getiren Atun, Türkiye’de teknolojik üretim ve satımının son 20 yılın ihracat rekoru kırdığını 2019 yılında atılan adımlarla büyümesinin dikkatli izlenmesi gerektiğini kaydetti.
Atun, ekonomik performansla alakalı olarak, literatürde geçen 2 yıllık ekonomik duruma uygun iki tanım olduğunu bunların da resesyon ve depresyon olduğunu kaydetti.
Resesyonun ekonomide küçülme hali olduğunu söyleyen Atun, “Bununla birlikte ekonomide bir çeyreklik dönemde yaşanacak bir küçülme hali resesyon olarak tanımlanmamaktadır. Ekonomide üst üste iki çeyrek GSYH küçülmesi yaşanmışsa resesyon söz konusu demektir” dedi.
Depresyonun da tanımını yapan Atun, 2019 yılı küçülmede ülke depresyon içinde olduğunu, bir ekonomide sürekli ekonomik küçülmenin sürekliliği ve diğer ekonomik faaliyetlerin uzun süre canlılığını yitirmesi hali depresyon durumunu ifade ettiğini söyledi.
Alınması gereken tedbirlere de değinin Atun, “Bu hal ve koşullarda, 2020 yılının küçülmeler, depresyon, hatta stagflasyon gibi tanımlı aralıklarla düşmememiz, hatta bundan kurtulmamız gerekiyor” dedi.
Ekonomik programın hazırlanması,Türkiye Cumhuriyeti ile protokollerin imzalanması, Reform programlarının hazırlanması ve kararlılıkla yürütülmesi, ekonomik aktivitenin çeşitli programlarla çalıştırılarak genişletilmesi gerektiğine dikkat çeken Atun, bunların sağlanması halinde 2020 yılının krizler yılı olmayacağını söyledi.
Tarımsal alanda su dağıtımı projelerlerinin derhal yapılması gerektiğine dikkat çeken Atun, refah, istihdam ve ekonomide bilinçli büyüme olmasını dile getirerek, komite çalışmalarının hayırlı olmasını diledi.
ULUÇAY
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay da konuşmasında, 2020 yılı bütçesinin hayırlı olmasını dileyerek, geçtiğimiz iki yılda TL’nin değer kaybetmesiyle satın alma gücünün düştüğünü, TC’deki sistem değişikliğiyle yardımların geciktiğini söyledi.
2019’un ikinci yarısından itibaren TL’deki istikrar görüntüsü ve hayat pahalılığın maaşlara yansıtılması ve kara kapılarından gelen turistlerin döviz bırakmasıyla biraz rahatlama sağlandığını söyleyen Uluçay, önümüzdeki süreçte adım atılması gereken noktalar olduğunu belirtti.
Uluçay, TC ile KKTC arasında imzalanan protokolün şekillenmesi, KKTC’nin 2008’den beri sürdürdüğü AB uyum Programının devam etmesi, öngörülen hedeflerin yerine getirilmesine hassasiyet gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
Kamu reformu suç gelirleri ile ilgili yasaların hayata geçirilmesinin önemine vurgu yapan Uluçay, nüfus politikasına yönelik yasaların da hayata geçirilmesi için adım atılması gerektiğini belirtti.
Üretime dayalı bir sistemi hayata geçirmek adına yapılması gerekenler olduğunu söyleyen Uluçay, buna yönelik adımlar atılmasının şart olduğunu kaydetti.
Uluçay, istihdam artıracak politikaların belirlenmesi, yüksek öğrenimde kalitenin artırılması, teknopark ve Ar-GE yatırımlarının hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Kıbrıs konusunda Kıbrıs Türk halkının mücadelesinin karşılık bulması adına 25 Kasım’daki görüşmenin yol haritası çıkarmasını, beşli görüşmeye götürmesi temennisinde bulunan Uluçay, doğalgaz konusunda ortak akıl ile davranılması için de federasyon modeli ile Kıbrıs sorunun çözüme kavuşturulmasını önemli bir hedef olduğunu belirtti.
Uluçay, uygulanacak politikaların bütünlük içermesinin önemli olduğunu söyleyerek, siyasilerin seçim kaygıları ile hareket etmeden ülke geleceği için çalışması gerektiğini vurguladı.