Katıldığı televizyon programında gündemi değerlendiren Atakan, bu zammın farklı sektörlerde fiyat artışlarına neden olmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Atakan, “Çok ciddi bir fırsatçılık var. TL/Euro arasındaki ciddi dengesizlik ve kapılardaki geçişlerin kolaylaşması nedeniyle Güney Kıbrıs’tan Kuzey’e geçişlerde artış var. Bu özellikle akaryakıt satışlarına yansıyor. Kıbrıslı Rumlar burada depolarını dolduruyorlar.
Buradaki satış fazlalığını Fiyat İstikrar Fonu’na konsolide edebilmek ve buradan bir fon alabilmek için hükümetin böyle bir adım attığını düşünüyorum.
Başka hiçbir akla hizmet etmiyor, tamamen bir fırsatçılık. Bunu yaparken yeni toplanmaya başlayan tüm sektörlere çok ciddi bir darbe inmiş oldu.
Üretimden servis sektörüne, hizmet sektöründen perakendeye kadar akaryakıt temel girdi. 15-20 kuruşluk zam belki tolere edilebilirdi, yansıtılmayabilirdi. Ama bu yapılan zam yansıtılmayacak gibi değil. Bunu yakın zamanda vatandaş birçok sektörde zam olarak görecek” diye konuştu.
Hükümetin nisap sıkıntısını da eleştiren Atakan, “Geçmişte çok farklı görüşlerin Meclis çatısı altında toplandığı dönemlerde bile bu dönemde yaşandığı gibi vurdumduymazlıklar yaşanmadı. Tansiyonun çok yükseldiği zamanlarda bile bir uzlaşı bulunabildi ama bu dönem Meclis’te ne siyasi teamüller ne etik ne Anayasa’ya uygunluk ne de uzlaşı kültürü var. ‘Biz iktidarız, biz bu ülkenin hükümetiyiz’ diyenleri bu durum rahatsız ediyor mu, hiç emin değilim. Sanki kurultay sürecinde Meclis’in açılmaması işlerine geliyor diye düşünüyorum” dedi.
“ÜLKEDE İLK DEFA AÇLIK YAŞANDI, BU DURUM KÖTÜ YÖNETİMİN NET FOTOĞRAFIDIR”
Hükümetin kurulduğu günden bugüne kadar vatandaşın sıkıntılarına ilişkin tek bir kelime sarf edilmediğini ileri süren Atakan, ülkede ilk defa bu yıl açlığın baş gösterdiğini savundu.
“Bu toplum savaş geçirdi, yokluk yaşadı, çadırlarda yaşadı göçmen oldu; ilk defa açlık yaşıyor. Bu kötü yönetimin net fotoğrafıdır” diyen Atakan, “ülke gerçekliğinden bihaber şekilde bunlara çözüm bulmak yerine yaklaşan kurultaya, koalisyonu devam ettirmeye ve koltukları korumaya odaklanırlarsa halkın geleceği durumun belli olduğunu” kaydetti.
“İÇ BORÇLANMA LİMİTİNİ DOLDURAN MALİYE BAKANLIĞI, ÖNÜMÜZDEKİ DÖRT MAAŞI NASIL ÖDEYECEK?”
“Bir ödül töreninde ödülü kazanana boş zarf vermekten utanmayan bir hükümet var” diyen HP Milletvekili Atakan, gelir-gider dengesinin bir düzene koyulması gerektiğini belirtti.
Tolga Atakan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Maliye Bakanlığı’na bakıyorsunuz; sürekli iç borçlanmayla maaş ödeyebilen, PCR ve antijen test kitlerini zorlukla alabilen, çok elzem ilaçların parasını ödeyemeyen, kanser hastalarının hayatlarını idame ettirmesi için gerekli ilaçları adaya getirtemeyen çok işlemleri bile halledemeyen bir yapı görüyorsunuz. Diğer taraftan bir defada 8-10 sözleşmeli personel, farklı statülerde geçici istihdamlar, yaklaşan kurultaya yatırım için yakınları iş almalar… Ekim ayı başı itibariyle, KKTC Maliye Bakanlığı’nın iç borçlanma limiti dolmuş durumda. Önümüzde 13. maaş da dahil olmak üzere ödenmesi gereken dört maaş var. Merkez Bankası’ndan alamıyorsunuz, iç borçlanma yapamıyorsunuz, nasıl maaş ödeyeceksiniz? Rakamlar ortada; ülkede işletmelerin %55’i zarar beyan etmiş durumda. Dolayısıyla vergi geliri de elde edemiyorsunuz. Sayın Maliye Bakanı ya bir gömü buldu, çünkü istihdamlar mevcut duruma rağmen devam ediyor ya da bu rakamlar Sayın Bakan’a doğru aktarılmıyor. Bu gidişin tersine çevrilmesi ve Türkiye’den gelen paranın bilgisi şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır. Belli başlı projelerin finansmanı dışında reel sektöre verilmesi gereken kaynak da aktarılamıyor. Keşmekeşin içinde yılı tamamlıyoruz.”