spot_img
13.8 C
Lefkoşa
spot_img

ANASTASİADİS:“OSMANLI İMPARATORLUĞU’NU HAYAL EDENLERİN KÜSTAHLIĞINA TANIK OLDUK”

Anastasiadis, yayınladığı Paskalya mesajında, Cenevre’de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Anastasiadis, Cenevre’de Kıbrıs Rum tarafının yapmış olduğu girişimler dışında, Portekiz’de gerçekleşecek resmi olmayan Avrupa Konseyi’ne katılacağını dike getirerek, “Avrupa liderlerini yeni Türk tahrikleri hakkında bilgilendirme fırsatım olacak. Önümüzdeki haftalarda ise, Güvenlik Konseyi’nin kararlarına ve BM Genel Sekreteri’nin görev tanımına saygı gösterme ihtiyacı için uluslararası alanda bir kampanya başlatacağız” ifadelerine yer verdi.

Kıbrıslı Türklere de seslenen Anastasiadis, statükonun her iki toplum için kabul edileme olduğuna işaret ederek “Ancak, en kötüsü, bu statüko hepimiz birlikte Avrupa vatandaşları olarak barış, güvenlik ve refahın nimetlerinin tadını çıkaracağımız bir çözüme götürmez. Bunun için, saygıyla size hep birlikte yurdumuz için, sevdiğimiz Kıbrıs için bir bütün olarak mücadele vermemiz konusunda çağrıda bulunuyorum” dedi.

Anastasiadis mesajında şu görüşlere yer verdi:

“ Birkaç gün önce, bir kez daha Türk uzlaşmazlığını yaşadık. Bir kez daha yeni bir Osmanlı İmparatorluğunu hayal edenlerin küstahlığına tanık olduk.

Resmi olmayan Cenevre toplantısında, Türkiye ve Kıbrıs Türk liderliği, kendilerinin sözlerine göre, yeni bir “tarihi” gelişme kaydettiler. BM Tüzüğünü hiçe sayarak, BM bildiri ve kararlarını hiçe sayarak, AB’yi hiçe sayarak, BM Genel Sekreteri’nden kendilerinin yasadışı hareketlerine suç ortağı olmasını isteyip Türkiye’nin alt yönetimi olan oluşumunun egemenliğini talep ettiler. Bu talep, yalnız uluslararası hukuk ve Genel Sekreterin görev tanımına aykırı değil, aynı zamanda Kıbrıs halkının, Rumların ve Türklerin büyük çoğunluğunun iradesine terstir.
Türk ve Kıbrıs Türk tarafının, gerçeği çarpıtan görüşlerine kararlılıkla ve belgelere dayanarak cevap verdik. Kıbrıs ve bölgemize barış ve istikrar sağlayacak bir çözüme ulaşmak için siyasi irade ve isteğimizi kanıtladık.
Güvenlik Konseyi’nin kararlarına, AB’nin değişmez pozisyonlarına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bir yığın mahkûmiyet kararına ve çeşitli dönemlerde taraflar arasında varılan anlaşmalara gönderme yaparak, uluslararası hukuk ve Kıbrıslı Rum ile Türklerin çıkarları ile özdeşleştiğimizi kanıtladık.

Aynı zamanda, BM Güvenlik Konseyi Daimî Üyelerine ve AB’ye başvurarak, belirleyici müdahaleler sağlayıp, BM Genel Sekreteri’nin yoklama amaçlı yeni girişimin amacından hedeflenen sapma ve çökmesini engelledik.

“TÜRKİYE TARAFINDAN YÖNLENDİRİLEN KIBRIS TÜRK LİDERLİĞİ…”

Konferans sona erdikten sonra, yeni krizin başarılı biçimde idare edildiğinden memnuniyetimi ifade ettim. Temennim, toplantının olumlu sonuçlarından memnuniyet ifade etme pozisyonunda olmamdı. Türkiye tarafından yönlendirilen Kıbrıs Türk liderliği, maalesef buna izin vermedi. Kıbrıs Türk liderin yazılı olarak sunduğu görüşler, Türkiye’nin gerçek hedeflerini bir kez daha kanıtlıyor. Bu hedefler diyakroniktir ve Kıbrıs’ın taksimini veya Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Türkiye’nin mandasına dönüşmesini amaçlar.
Onurlu bir uzlaşma arzuladığımız kadar, Türkiye’nin yeni yasadışı hareketlerini yasallaştırılmasına yönelik her öneri veya çabayı reddetmekte en az o kadar kararlı olduğumuzu herkese açık bir biçimde üstüne basarak belirtmek istiyorum.

“AVRUPA’DAKİ VE ULUSLARARASI ALANDAKİ HER KÜRSÜYÜ DEĞERLENDİRECEĞİZ”

Karşılaştığımız meydan okumalar ve sorunları göz ardı etmem. Ancak, uluslararası hukuk ve Avrupa hukukunun koruma kalkanı olarak sağladıklarını da yok saymam. Bize sağlanan barışçıl seçeneğin harekete geçirilmesi için, Avrupa’daki ve uluslararası alandaki her kürsüyü değerlendireceğiz, tüm dost ülkeleri harekete geçireceğiz.

Cenevre’de bulunduğumuzda yaptığımız girişimlerden öte, önümüzdeki cuma ve cumartesi günlerinde Portekiz’de gerçekleşecek resmi olmayan Avrupa Konseyi’ne katılarak, Avrupa liderlerini yeni Türk tahrikleri hakkında bilgilendirme fırsatım olacak.

Önümüzdeki haftalarda ise, Güvenlik Konseyi’nin kararlarına ve BM Genel Sekreteri’nin görev tanımına saygı gösterme ihtiyacı için uluslararası alanda bir kampanya başlatacağız.

Yurdumuzun yaşadığı bu zor anlarda devamlı olarak istişare içinde olacağım tüm siyasi güçlerin desteğini alacağımdan eminim.

Değişmez hedef ve vizyonumun, BM kararlarından ve Avrupa ilkelerinden sapmayan, egemen ve bağımsız bir devleti kuran, varılan anlaşmaların temelinde olan, yabancı bağımlılıklardan ve işgal ordularından arındırılmış olan bir çözümün bulunmasının devam ettiğini size bir kez daha temin etmek istiyorum.

Devletin fonksiyon hükümleri, tüm halkın, Kıbrıs Rumların ve Türklerin insan haklarını ve siyasi hakları tam olarak güvence altına alacak yaşayabilir bir devlet yaratsın.”

İLGİLİ HABERLER

Bizi takip edin

3,234TakipçilerTakip Et
5,673TakipçilerTakip Et

SON HABERLER