Rum Yönetimi, Cenevre’deki gayriresmî 5+BM konferansının ardından AB ve Güvenlik Konseyi nezdinde girişimlere hazırlanıyor.
Bu çerçevede hem Cenevre’de cereyan edenlere dair “bilgilendirme” yapma, hem de Avrupa ve uluslararası toplum düzeyinde, iki devlet çözümüne dair tepkilerin korunmasını sağlama planlanıyor. Filelefteros “AB ve Güvenlik Konseyi Nezdinde Hareket Planı… Lefkoşa Prizde, Cenevre’de Olup Bitenlere Dair Bilgilendirme Seferberliğine Hazırlanıyor…
Lute’un Yeni Temas Programı Bekleniyor” başlıklı manşet haberinde, Rum tarafının Cenevre’yi “bu şartlar altında olumlu” diye nitelemekte olmasına karşın değişen olguların, Genel Sekreter’in bir dahaki davetine kadarki aylar için Rum Yönetimini prizde tuttuğunu yazdı.
Genel Sekreter’in bir sonraki randevusunu yaz sonundan önce vermesinin beklenmediğine dikkat çekilen haberde, “Cenevre’de Rum tarafının ağzına bir parmak bal çalınmış olabilir ancak Türk tarafının, egemenlik ve iki devletin görüşülmesi argümanı bu aşamada hedefini tam tutturamamış olsa da konunun müzakere masasına konulmasında başarısızlıktan söz edilemez” ifadesine yer verildi.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in paskalya mesajında “önümüzdeki haftalarda Güvenlik Konseyi kararlarının ve BM Genel Sekreteri’nin yetki sınırlarının uygulanması ve bunlara saygılı olunması gereğine dair uluslararası alanda seferberliğe girişeceğiz” dediğine dikkat çeken gazete, Rum Başkanlık Sarayı’ndan kaynaklara dayanarak seferberlik çerçevesinde atılacak adımları şöyle aktardı:
*Önümüzdeki günlerde Rum Başkanlık Sarayı’nda Cenevre gayriresmî 5+BM konferansının gerek üçlü görüşmeler gerek sonrasında şekillenen durum açısından değerlendirilmesi için geniş ölçekli bir toplantı yapılacak.
*AB’deki ortakların ve BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin bilgilendirilmesi planı bu haftadan itibaren yürürlüğe konuluyor.
*Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri göndereceği mektup da bu “bilgilendirme” çerçevesinde.
*Anastasiadis Avrupalı ortaklarına Cenevre ile ilgili ilk bilgilendirmesini bu hafta sonu Portekiz’de düzenlenecek gayriresmî Avrupa Konseyi toplantısında yapacak.
*Genel Sekreter’in Kıbrıs geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un Ada’ya ne zaman geleceğine dair henüz bilgi yok. Bundan, BM’de de durum değerlendirmesi yapılacağı anlaşılıyor. Rum tarafı, tartışmanın Tatar belgesi zemininde devam etmesi için Türk tarafının yapması muhtemel yeni hareketlere karşı planlamalarını yapıyor.
*Bir sonraki önemli istasyon, Türkiye-AB ilişkilerinin de gündemde yer alacağı ve bu sefer 27 üyenin görüş ortaya koyması gereken Haziran ayındaki Avrupa Konseyi olacak.
Alithia manşet haberine “Anastasiadis: Kıbrıs Sorunu İçin Uluslararası Seferberlik Başlatıyoruz… Hepsini Harekete Geçireceğiz” başlığını attı ve Anastasiadis’in paskalya mesajındaki “her Avrupa ve uluslararası merciini kullanacak, her dost ülkeyi harekete geçireceğiz” sözünü öne çıkardı.
Mesajında Türkiye’yi “Kıbrıs’ı taksim etmek ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni himayesi altına almayı amaçlamakla” suçlayan Anastasiadis, “ne kadar onurlu bir uzlaşı istiyorsak, Türkiye’nin yeni faaliyetlerini meşrulaştırma öneri veya çabalarını reddetmekte de o kadar kararlıyız. Her Avrupa ve uluslararası merciin bize sağladığı barışçıl tercihi değerlendirecek, her dost ülkeyi harekete geçireceğiz” ifadelerini kullandı.
Nikos Anastasiadis paskalya mesajında Kıbrıs Türk halkına da şöyle seslendi: “fiili durum her iki toplum için de kabul edilemezdir, daha kötüsü, Avrupa vatandaşları olarak hep birlikte barışın, güvenliğin ve refahın meyvelerinden yararlanabileceğimiz bir çözüme götürmüyor. Bu nedenle bütün saygımla sizleri, kendi vatanımız, çok sevdiğimiz Kıbrıs için birlikte savaşmaya çağırıyorum.
” KİPRİANU “CENEVRE’DEKİ CESARET VERİCİ TEK UNSUR GENEL SEKRETER’İN, ULUSLARARASI TOPLUMUN İKİ DEVLETİ KABUL ETMEYECEĞİ TEZİYDİ”
Haravgi ise “AKEL’in Kıbrıslı Türk Partilerle İki Bölgeli İki Toplumu Çözüm İnisiyatifi… Cenevre Sonrasında Şekillenen Olgular Temelinde Öneri De Hazırlıyor” başlıklı manşet haberinde, AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun, Cenevre’den çıkan sonucu, Türk tarafının iki devlet çözümünü resmî olarak masaya koyduğu için “hayal kırıcı” diye nitelediğini yazdı.
Habere göre “bu bizi çözümden ve yeniden birleşmeden uzaklaştırır, Türkiye’nin yeni meydan okumaları ve emrivaki olasılığını açık bırakır” diyen Kiprianu, Cenevre’deki cesaret verici tek unsurun Genel Sekreter’in “uluslararası toplumun iki devlet çözümünü kabul etmesi söz konusu değil” tezi olduğunu söyledi.
Türkiye’nin “tez ve taleplerini değiştirip uzlaşılmış çözüm zeminine dönmemesi halinde” Genel Sekreter’in yeni bir konferans çağırmasının çok zor olduğu değerlendirmesinde de bulunan Kiprianu şunları ekledi: “Dahası, durum çok zor ve tehlikeli. Sloganlarla değil mantıkla ve siyasi düşünceyle kafa yormalıyız.
AKEL bu yönde katkıda bulunmaya ve siyasi sorumluluk almaya hazırdır. Başkan Anastasiadis, DİSİ ve diğer bütün partiler de kendi sorumluluğunu alsın. Bütün partiler olarak vatanın kurtuluşu için seferber olmalı.
AKEL Cenevre sonrasında şekillenen olgular temelinde öneri hazırlayarak başkan Anastasiadis’e sunacak. AKEL, seçimlerin hemen ardından iki bölgeli iki toplumlu federasyon isteyen Kıbrıs Türk siyasi partileriyle, ortak inisiyatif almak hedefiyle görüşecek.”
Kiprianu, Genel Sekreter’in bir sonraki randevu için ilan ettiği 3-4 aylık sürenin sorunların çözülmesi veya aşılması için yeterli olup olmadığı sorusuna, “ gerekli olan siyasi iradedir. Siyasi irade varsa uzlaşmamız için bir hafta bile yeter, yoksa yıllar geçse de uzlaşmayı başaramayacağız” cevabını verdi.