Kıbrıs gazetesi köşe yazarı Hasan Hastürer, bugünkü köşe yazısında, Cumhurbaşkanlığına aday olan Avukat Alpan Uz’un, “parti kökenli bağımsız adaylar varken parti bağı hiç olmadan aday olup seçmene, seçenek yarattığını” ve “sürüden ayrılma cesareti gösterdiğini” vurguladı.

Hastürer şunları yazdı:

Adalet, pahalı olmayacak. Demokraside de seçenek yaratmak, zor ve badireli olmayacak.

Çağdaş toplum örgütlü toplumdur. Ancak unutmamak gerekir ki, özgürlükler bireysel yoğunluğu kadar vardır.

Bireylerin haklarının eylemsel boyut kazanmasının önüne, örgütlülükle barikat konulamaz. Ya da konulamamalıdır.

***

Kıbrıs Türk demokrasisi prematüre doğumla var oldu, dersek yanlış olmaz.

Siyasi partiler var olmalıdır. Bu varoluş bireysel siyasi girişimleri engellememeli.

Çok ilginçtir, Kıbrıs Türk Toplumunda siyasi partiler, el ele birlikte yıpranma ve güven erozyonu yaşıyor.

Bunun ‘itiraflarından’ biri de partili adayların bağımsızlık tercihidir.

Bu yaklaşıma farklı penceren bakanlara da saygım var.

***

Cumhurbaşkanlığı seçimi için 11 aday başvurdu.

Parti kökenli bağımsız adaylar varken parti bağı hiç olmadan aday olup seçmene, seçenek yaratan yeni bir isim de var.

Alpan Uz.

37 yaşında genç bir avukat.

Siyasi anlamda bugüne kadar farkındalık yaratmak için hamle yapmamış.

Uzun aralıklarla kendisiyle çok uzun olmayan sohbetler yaptım. Fark ettim ki, kurtlar tarafında yenme korkusu olmadan, sürüden ayrıla cesareti var.

Bu yanını hep sevdim. Yazımın altında yatan neden de bu…

***

Aday olmaya karar vermeden, ya da kararın tam eşiğinde Saray Önünde, mahkeme avlusunda duruşmaya girmek için beklerken karşılaştık.

Erken zamanda, benle sohbet etmek istediğini söyledi.

Aklımdan, yargıyla ilgili bir şeyler konuşmak istediği geçti.

Ertesi gün Kıbrıs Gazetesinde yaklaşık 45 dakika konuştuk.

Daha sohbet başlarken, lafı dolandırmadan, ‘ Cumhurbaşkanlığına aday olmaya karar verdim’ dedi.

Karşımdaki genç insan, gayrı ciddi biri değildi.

Sahip oldukları, onu statü avcılığına çıkmaya engelleyecek kadar zengin…

O sohbeti bugün yazmakmış kısmet.

***

Sordum… ‘Nereden nereye, bu aday olma fikri?’

Sorum bitmeden yüzündeki, muzip ama çok anlamlı ifadeyi koruyarak kısa ve öz şunları söyledi:

‘Siyasi partilerin bu ülkeye hiçbir fayda sağlamadığını herkes gibi gördüm. Köşe kapmaca gibi bakanlık paylaşımı için yapılan anlamsız mücadeleler ve neticesinde yok olan bir toplum. Gencim ama topluma karşı, sorumluluk borcum var. Aday olmak, sadece seçim döneminde değil her zaman söz hakkımızı kullanmanın bir parçasıdır. Sistem değişecekse dışta birilerinin öne çıkması gerekir. Tam bağımsız adaylığımla herkesi kucaklayarak bir süreç yaşayacağım.’

***

Seçim, seçmenin adaylar arasında tercih yapmasıdır. Tercih aşamasında seçmen neden Alpan Uz’u tercih etsin?

Bu sorunun yanıtını şu içerikle aldım:

‘Beni tercih etmeleri için birden fazla neden var. İzninizle özetleyim… Anayasanın özü seçmene doğrudan doğruya liderini seçme yetkisi veriyor. Bu yetkinin özünde, siyasi parti onay ve desteği olmadan gerçek bağımsız adayların teşvik ve desteği var. Ben bundan güç alıyorum.

Bir de şunu belirtmek isterim. Mevcut Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dış İşleri Bakanı, Ana Muhalefet Başkanı ki bir önceki Başbakandır ve de yılların bakanı ve siyasetçisi aday. Neyi yapamadılar ki cumhurbaşkanlığına aday oldular? Vaadlerin tutamayan ve tutamayacakları, denenmiş ve de bilinen bu kişileri görünce adaylığı bu topluma karşı bir borç bildim.’

***

‘İddialı mısın?’, soruma ise yanıt şöyle geldi… ‘ Yüzde altmış sandığa gitmeyi düşünmüyor. Aday olarak, küskünlerin sandığa gitmesini sağlayacağım. İddiam bu tespitimde de besleniyor. Sistem adaylarına küsenlerin oyları iddialı olmama yeter.’