Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Die Welt, Türkiye’nin güçlenen savunma sanayiini övdü.
“Türkiye’nin bir silahlanma gücü olarak şaşırtıcı yükselişi” başlığıyla verilen haberde, Türkiye’nin iddialı bir yeniden silahlanma planı yürüttüğü belirtildi.
Haberde, Türkiye’nin Almanya ile bu konuda yaşadığı kötü deneyimlerin ardından savunma sanayiinde kendi kendine yeterliliğe her geçen gün daha da yaklaştığı ifade edildi.
Türkiye’nin 20 yıl önce Alman savunma şirketleri Krauss-Maffei Wegmann (KMW) ve Rheinmetall’den 1000 adet “Leopard 2” muharebe tankı sipariş etmek istediğini ancak 7 milyar avroluk anlaşmadan bir sonuç çıkmadığı aktarılarak, şunlar kaydedildi:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunun yerine Türkiye’nin kendi kendine silah tedarik eden bir ülke haline gelmesini istiyor. Silah ithalatına bel bağlamak yerine kendi güçlü savunma sanayisini kuruyor. Buna insansız hava araçları, tanklar, savaş uçakları, obüsler ve savaş gemilerinin üretimi de dahil.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yüzde 80’i milli olan bir savunma sanayiine sahibiz
Erdoğan’ın modern Türk obüslerini (Fırtına 2) Silahlı Kuvvetlere teslim ettiği aktarılan haberde, Fırtına 2’lerin Almanya’nın “PzH 2000” ile aynı, 155 milimetrelik bir kalibreye sahip olduğu bilgisi paylaşıldı.
Haberde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’yi dünya kamuoyuna ve kendi halkına “silah endüstrisinde en iyi oyuncu” olarak sunmak istediği vurgulandı.
Türkiye’nin 2021’de gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 2,1’ini savunmaya ayırdığı, bu rakamın diğer pek çok Avrupa ülkesinden daha fazla olduğu belirtilen haberde, Ankara’nın böylece NATO’nun yüzde 2’lik hedefini aşmış olduğu kaydedildi.
Güçlenen Türkiye’nin yükselen yıldızı savunma sanayiinde 2023 hedefleri
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) uzmanlarının, dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasında Aselsan ve TUSAŞ’ı gösterdiği aktarılan haberde, Almanya Rusya-Ukrayna Savaşı’yla 100 milyar avroluk fon kurarak Alman silahlı kuvvetlerini modern silahlarla donatmaya yeni başlarken, Türkiye’nin yıllar önce farklı bir yol izlediği belirtildi.
Haberde, Türkiye’den Bayraktar TB2’lerinin Ukrayna’ya teslim edildiği ve Ukrayna’nın, Rusya ile savaşında bu silahların etkinliğini övdüğü vurgulanan haberde, “Türk şirketi, geçtiğimiz günlerde gelecekte bir askeri gemiye insansız iniş yapması bile beklenen yaklaşık 15 metre uzunluğundaki Kızılelma savaş uçağının ilk uçuşunu da gerçekleştirdi. Bu insansız hava aracı, bu yıl faaliyete geçecek.” denildi.
“Erdoğan, ambargolar sonrası başka kaynaklar bulmak zorunda kaldı”
Türkiye’nin gelecekte savaş uçakları pazarında da söz sahibi olacağına işaret edilen haberde, “TF-X’ olarak bilinen Milli Muharip Uçak modelinin ilk kez martta dünya kamuoyuna tanıtılması bekleniyor. Çift motorlu savaş uçağının devreye alınmasından sonra kullanıma hazır hale gelmesi biraz zaman alacak ancak Türkiye, bir sinyal gönderiyor.” ifadesine yer verildi.
Haberde, Türkiye’nin Almanya’nın yakın zamanda sipariş ettiği modern hayalet savaş uçağı F-35 projesinde yer aldığı ve daha sonra Rusya’dan hava savunma sistemleri alınmasıyla projeden çıkartıldığı hatırlatılarak, bunun da Türkiye’nin kendi jetini geliştirilmesini hızlandırdığına işaret edildi.
Güney Kore gibi Asyalı ülkelerin şimdiden tank yapımında dünya liderleri arasında ifade edildiği haberde, Türkiye’nin de bu üreticilerle Altay tankının motoru için çalıştığı bildirildi.
Haberde, Türkiye’nin savunma sanayisindeki yükselişinin, NATO üyesi ülkelerin kendisi de Batı savunma ittifakının üyesi olan Türkiye’ye karşı uyguladığı yaptırımlar ve silah ambargolarıyla da yakından bağlantılı olduğuna işaret edilerek, “Almanya veya ABD, Türkiye’nin yeni silahlanma projeleri için kilit teknoloji sağlamadığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan, başka kaynaklar bulmak zorunda kaldı.” ifadesi kullanıldı.