Aktunç “YSK’nın verdiği sonuçlara göre, seçimi 3. sırada tamamladım. Pazartesi günü, gerek partiden, gerek sandıklardan, gerek televizyonlardan, gerekse de bizim içeriden aldığımız bilgiler doğrultusunda saat 11:00’e kadar 1. sırada gözüküyordum, saat 12:00’de, seçimi 3. sırada tamamladığımı duydum. Bu konu ile ilgili itirazlarımızı YSK’ya bildirdik fakat YSK oyların tekrar sayılmasını kabul etmedi” şeklinde konuştu.
Söylemelerini savunmaya devam edeceğinden söz eden Aktunç “Kimse umutsuzluğa kapılmasın, ben umutsuz değilim” dedi.
Aktunç’un paylaşımı şu şekilde:
“Zor bir süreci arkada bıraktım. Bu sureci sizinle paylaşmak isterim. Kolay bir süreç olmadı hiçbir aday için, fiziksel yıpranmanın yanında, mental olarak da çok zor bir dönemdi. İlk önce, en çok telefon ve mesaj aldığım sonuçlar ile ilgili bilgilerimi paylaşmak isterim. YSK’nın verdiği sonuçlara göre, seçimi 3. sırada tamamladım. Pazartesi günü, gerek partiden, gerek sandıklardan, gerek televizyonlardan, gerekse de bizim içeriden aldığımız bilgiler doğrultusunda saat 11:00’e kadar 1. sırada gözüküyordum, saat 12:00’de, seçimi 3. sırada tamamladığımı duydum. Bu konu ile ilgili itirazlarımızı YSK’ya bildirdik fakat YSK oyların tekrar sayılmasını kabul etmedi. Bu sonuçları doğru kabul edersek, partim, Demokrat Parti Güzelyurt bölgesi hariç, beni kabullendi. Bu benim için çok önemli ve değerlidir. Fakat kabullenemediğim, üzüldüğüm ve inanmadığım konu, Benim Lefkoşa’dan 269 karma oy alma ihtimalimdir. YSK’dan talebim de zaten karma oyların tekrar sayılmasıydı. Kamu vicdanı için bu yapılmalıydı ama yapılmadı. Ben her zaman önüne bakan birisiyim, içime sindiremesem de, inandığım yolda, doğru kişiler ile, yürümeye devam edeceğim. Bu yolda öncelikle aileme, eşime, anne ve babama çok teşekkür ederim. Demokrat Partide beni kabullenen abilerime, dostlarıma çok teşekkür ederim. Bu yolda Umut Oksuz, Münür Öztürk ve Yunus Cahan fazladan teşekkür etmek isterim. Beni hiç yalnız bırakmadılar. Ekip olmanın ne demek olduğunu bana gösterdiler. Bu ülkenin yalpalamayan, dimdik duran, dönemlik değil, her zaman söylediğinin arkasında olan, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilen siyasilere ihtiyacı var, en önemlisi de toplum çıkarlarını her şeyin önünde tutan siyasilere ihtiyacı vardır. Ben de bu yolda, bu yazdıklarımı savunmaya devam edeceğim. Kimse umutsuzluğa kapılmasın, ben umutsuz değilim.”