Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute ile yaptığı görüşme sürecinin henüz tamamlanmadığını ifade ederek, “Süreç bitmeden veya oluşmakta olan metin ortaya çıkmadan kendi dünya görüşleri çerçevesinde peşin yargılara sahip arkadaşlarımız olabilir. Ancak benim naçizane görüşüm ve tavsiyem, ortaya bir sonuç çıkmadan onun hakkında peşin yargılı davranmamak herkes için daha doğru, daha sağlıklı olur diye değerlendiriyorum.” diye konuştu.
Lute ile son bir haftada hemen her gün görüştüğünü ve yoğun bir çalışma yaptıklarını ancak henüz bu çalışmanın tamamlanmadığını kaydeden Akıncı, “Çalışmayı sürdürmeyi haklı kılacak malzeme birikti. Yani yapılmakta olan çaba tamamen altı boş bir çaba değil, bazı gelişmeler var ancak sonuca ulaşılmadığı için şimdiden sonuç hakkında bir yorum yapmak doğru olmaz” dedi.
Konu oluşum aşamasındayken Mecliste temsil edilen partileri bilgilendirdiğine işaret eden Akıncı, “Yoksa her şeyi bitmiş, kotarılmış bir şeyi önlerine koymadım çünkü o noktada değiliz zaten. Oluşum halindeyken neyin görüşülmekte olduğunu, hangi noktalarda olumluluklar, hangi noktalarda sıkıntılar olduğunu kendileriyle paylaştım belli ölçüler içerisinde. Sonuç itibarıyla şu an yapacağımız en doğru, en tutarlı değerlendirme; peşin hükümle olaya bakmamak, öyle söylemeyi uygun görüyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, geçmiştekine benzer bir sürecin peşinde olmadıklarına vurgu yaparak, “Bu yeni bir süreç olacak. Netlik içerecek ve bizi uçsuz bucaksız, sonuç odaksız bir şekilde, ucu açık bir sürece sürüklemeyecek. Dolayısıyla biraz daha sabırla konunun değerlendirilmesi gerekir” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen siyasi parti başkanlarını bilgilendirmesinin ardından basına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
“YARARLI BİR TOPLANTI”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin başkanlarıyla gerçekleştirdikleri toplantının yararlı bir toplantı olduğunu belirterek, toplantıda 9 Ağustos’ta Rum lider ile yaptıkları görüşmenin sonuçları ve BM Genel Sekreterinin Kıbrıs için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Luteile yaptığı 1 haftalık çalışmalarını değerlendirdiklerini söyledi.
Akıncı, 9 Ağustos toplantısıyla ilgili tutanakların diğer görüşmelerinin tutanakları gibi Meclise, Başbakanlığa, Dışişlerine ve diğer bütün ilgili yerlere zamanında gönderildiğini ancak o toplantının içeriğiyle ilgili olarak da ayrıca bugün değerlendirmelerde bulunduklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, 9 Ağustos toplantısındagündeme gelen doğalgaz önerisine işaret ederek, “O konuyla ilgili birkaç hususun altını çizmek istiyorum” dedi.
Akıncı, şöyle devam etti:
“13 Temmuz’da yapmış olduğumuz ortak komite önerisine karşılık Sayın Rum liderin ‘hayır komite kurmayalım ama benim başka bir önerim var’ şeklindeki yaklaşımı şu hususları içeriyor; Basına da yansımız olan bazı yanlış unsurlar var, onları da düzeltmekte fayda var. Bir kere önerinin kabul edilebilecek bir yanı yok, peşinen bunu söyleyeyim… ‘Biz bunu kabul ettik’ diye bir anlayış zaten olmamalı. Bu konuyla ilgili söylenen ‘Rum tarafı yapmakta olduğu çalışmalarla ilgili Türk tarafını bilgilendirsin, Kıbrıs Türk tarafına bilgi verilsin. Nüfus oranları zemininde de bir gelir bölüşümü olabilir’ ama bunun bir önemli bir ön şartı var;‘Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti ile masaya otursun ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlamasını yapsın, ki bu mutabakat sağlandığı takdirde, tabi ki Türkiye yapmakta olduğu bu alan içindeki kendilerince MEB olarak ilan ettikleri bölge içinde faaliyetlerini Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıslı Türkler durdursun, o zaman nüfus oranında bir gelir paylaşımını bir emanet hesapta tutacağız zaten. O hesaptan Kıbrıs Türk tarafının faydalanması mümkün olabilir’ önerinin özeti budur.”
DOĞU AKDENİZ’LE İLGİLİ ÜÇ YOL VE KIBRIS TÜRK TARAFININ ÖNERİSİ
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu noktada Doğu Akdeniz’deki doğalgaz konusundaki meselede üç yol izlenebileceğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
“Bir tanesi ‘ya Kıbrıs sorununun çözümünü tüm taraflar bekler ve sorun çözülünceye kadar taraflardan
hiç biri o alanda girişim yapmaz ya da bu işi birlikte yaparlar’ ki bu bizim önerimizdir. Ne biri ne öteki olamıyorsa o zaman da ayrı ayrı yaparlar ki şu anda olan durum budur. Biz ikinciden yanayız, yani ‘ortak bir komite kuralım kararları birlikte alalım ve bu sıkıntıyı birlikte göğüsleyelim, nimetlerinden de birlikte yararlanalım’. Ancak bu olamıyorsa, tarafların sadece bir tanesinin girişimlerini sürdürmesi ve diğerinin eli kolu bağlı şekilde beklemesi elbette mümkün değildir, nitekim şu anda her iki taraf da bu konudaki araştırmaları devam ettiriyorlar.
Bizim önerimiz yankı buldu, onu da söylemem gerekiyor. Sayın Genel sekreterin mektubunda bu girişiminyararlı olduğu, ima yollu da olsa, duyuruldu, çok net ifadeler olmasa da, ima yollu genel sekreter bizim bu girişimimizi onaylayan bir üslupla bize cevap verdi.
Sayın AB Komisyon Başkanı Juncker’in mektubu geçen gün bize ulaştı. Orada ‘Kıbrıs sorunu çözülsün bu sorunlar da aşılsın’ mealinde bir mesaj var ama yine de önerimize karşı çıkan bir tutum söz konusu değil. En azından AB’nin mesajında da bu kaynakların her iki tarafa ait olduğunun kabulü vardır.
Bunun dışında bazı AB üyesi üyelerden aldığımız mesajlar bu önerimizin ‘hiç de yabana atılacak öneri olmadığı’ şeklindedir. Ve biz BM genel kurulu vesilesiyle New York’ta bulunacağımız ortamda bu önerimizi tüm üçüncü taraflara daha iyi bir şekilde anlatmak için elimizden gelen çabayı göstereceğiz.”
“SONUÇ HAKKINCA YORUM YAPMAK İÇİN ERKEN”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Lute ile yaptıkları 1 haftalık yoğun görüşme ve çalışma programıyla da ilgili bilgi verdi.
Akıncı, Lute ile yoğun bir şekilde her gün görüştüklerini ve çalışmaları tamamlamadıklarını belirterek,
bu çalışmaların sürmesi için gerekli gelişmelerin olduğunu ama sonuç hakkında yorum yapmasının erken olduğunu söyledi.
Akıncı şöyle devam etti:
“Sayın Lute’un son bir haftada yaptığı temaslara gelince, hemen her gün görüştük bildiğiniz gibi ve yoğun bir çalışma oldu ancak henüz bu çalışma tamamlanmadı. Çalışmayı sürdürmeyi haklı kılacak malzeme birikti, onu söylemem lazım. Yani yapılmakta olan çaba tamamen altı boş bir çaba değil, bazı gelişmeler var ancak sonuca ulaşılmadığı için şimdiden sonuç hakkında bir yorum yapmak doğru olmaz. Ayrıntıya girmeyeceğim çünkü oluşum aşamasındadır konu. Siyasi partileri de oluşum aşamasındayken bilgilendirdim ki onlardan da görüş alabileyim diye. Yoksa herşeyi bitmiş, kotarılmış birşeyi önlerine koymadım çünkü o noktada değiliz zaten. Oluşum halindeyken neyin görüşülmekte olduğunu, hangi noktalarda olumluluklar, hangi noktalarda sıkıntılar olduğunu kendileriyle paylaştım belli ölçüler içerisinde. Sonuç itibarıyla şu an yapacağımız en doğru, en tutarlı değerlendirme; peşin hükümle olaya bakmamak, öyle söylemeyi uygun görüyorum.
Şimdiden ‘herşey tamamdır, bitti bitiyor ve çok güzel birşey çıktı, çıkıyor’ hayır öyle bir durum yok. Ama ‘ortada da hiçbir şey yok, hiçbir şey olmayacak’ öyle bir yargıda bulunmanın da yanlış olacağı kanaatindeyim. Sabırla bu süreci bir haftadır sürdürdük. Bundan sonrasında da sabırlı bir şekilde ama belli ilkeleri gözeten bir tavır içerisinde olacağız. Bunların hangi ilkeler olduğunu zaten bilmeyen kalmadı. Defalarca bunları seslendirdik. Bunları yeniden seslendirmeye gerek bile duymuyorum.
Biz geçmiştekine benzer bir sürecin peşinde değiliz. Bu yeni bir süreç olacak. Netlik içerecek ve bizi uçsuz bucaksız, sonuç odaksız bir şekilde, ucu açık bir sürece sürüklemeyecek. Dolayısıyla biraz daha sabırla konunun değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Tabi ki belli konularda belli yargılara daha süreç bitmeden veya oluşmakta olan metin ortaya çıkmadan kendi dünya görüşleri çerçevesinde peşin yargılara sahip arkadaşlarımız olabilir. Ancak benim naçizane görüşüm ve tavsiyem ortaya bir sonuç çıkmadan onun hakkında peşin yargılı davranmamak herkes için daha doğru, daha sağlıklı olur diye değerlendiriyorum.”
BUNDAN SONRAKİ SÜREÇ
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bugün gelinen noktada, bundan sonraki sürecin, New York’a gitmeleri çerçevesinde BM Genel Sekreteri ile tekli olarak, yani üçlü bir toplantı değil de liderlerin kendilerinin Genel Sekreter ile ayrı ayrı görüşmesi şeklinde gelişeceğini ifade etti.
Akıncı, şöyle devam etti:
“Ancak hatırlayacaksınız, Genel Sekreterin yakın geçmişte bize bir telefonu oldu. Sayın Lute gelmeden, o telefonda da Genel Sekreter referans kavramlarının tamamlanmasıyla ilgili görüşünü paylaştı ve bunun yanında bizimle de ayrı ayrı görüşmelerin ötesinde üçlü bir görüşmeyi de arzu ettiğini ancak bunun zamanının New York’taki genel kurul döneminde olmaması gerektiğini, o dönemde kendisinin de çok yoğun olacağını söyledi… Taraflara uyan bir zaman ve yerde bu buluşmanın gerçekleşeceği konusunda da hem fikir olduk. Onu göreceğiz, gelişmelere göre onu tekrar değerlendireceğiz”
“SÜREÇ ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bir soru üzerine şunları söyledi:
“Bizim pozisyonumuz net. Bizim Genel Sekreterlikle, onun temsilcisi olan Sayın Lute ile yürüttüğümüz çalışmalardaki tutumumuz net. Ve ben zaten bu tutumumu defalarca ortaya koydum. Biz bu süreçte ne arıyoruz, ne istiyoruz sanıyorum bilmeyen kalmadı. Siyasi eşitlik tartışma konusu elbette olamaz, siyasi eşitliğin içerdikleri belli, bu kararlarda iki tarafın da söz sahibi olması gerektiriyoruz. o nedenle kararlara etkin katılım zaten bir BM parametresidir. Ve şu kadarını da söyleyeyim, bu sürecin artık eskisi gibi olmayacağı da bir BM görüşü halindedir artık. Bunlar Güvenlik Konseyi kararlarına, genel sekreterliğin raporlarına artık yansımış unsurlardır. Kimse yeniden sonuç odaklı olmayacak bir sürecin parçası haline gelmek istemiyor. BM Genel Sekreterliği de dahil”
“TEMKİNLİ DAVRANIYORUM”
Cumhurbaşkanı Akıncı, hem netlik arayışı içinde olduklarını, hem de süreç ve prosedür bakımından konunun eskisi gibi olmayacağının ifadelendirilmesi açısında da aynı şekilde çalışmaları sürdürdüklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Benim bu noktada her şey tam kelimelendirilmediği için temkinli davranıyorum. Bütün mesele budur yoksa ilkeler açısından bir müphemlik, bir belirsizlik yoktur, bizim ne istediğimiz belli ve istediklerimiz de tamamen BM çerçevesinde olan hususlardır. Yani bizim kendiliğimizden icat ettiğimiz hususlar değil. Belki dönemsel olarak en çok biz ısrarlı olduk, biz seslendirdik ama gördük ki bunlar BM tarafından da kabul edilmiş hale geldi, raporlara girdi, Genel Sekreterin söylemine girdi, kararlara geçti. Dolayısıyla bu konularda biz gerçekten çok rahatız, ne istediğimizi biliyoruz, bunların karşılığı da BM belgelerinde var. O nedenle çalışmamızı bir bitirelim, tamamlayalım, ortaya evet ortak bir metin çıkarabiliyorsak o zaman bundan sonraki süreç de başlamış olur. Göreceğiz. Şu anda sizlere bu söylediklerim dışında daha fazla birşey söyleyecek noktada değiliz ama dediğim gibi Sayın Lute da aynı görüşte, bu çabayı sonlandırmak değil sürdürmek için yeterli gerekçeler var.”